Umutla, mutlu günlere
Toplumsal cinsiyet eşitliği adına verilen mücadelenin ön saflarında yer alan siyaset ve iş dünyasının başarılı kadınları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların hak mücadelesinin önemine değindi, farkındalık çalışmalarını paylaştı.
Selen Almaç - Marka Portresi / 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, hakları verilmeyen, fiziki, maddi ve manevi şiddete maruz kalan kadınlara dikkat çekilen en önemli gün. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, Türkiye’de 2021 yılında 280 kadın öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Bu tabloda kalbim ne kadar kırılıyorsa, bir o kadar da güçlü atıyor. Çünkü sesini kitlelere duyurma gücüne sahip bir kadın olarak yapılacak çok işin, destek olunacak çok projenin olduğunu fark ettim. Bugün, alanında ses getiren çalışmalara imza atan 8 kadın ile söyleşi gerçekleştirdik. Umarım gelecek yıl çok daha mutlu ve umutlu bir 8 Mart olur. Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!
Bir anlık farkındalık bile hayatları değiştirir
Çoğu insan önemli günleri ülkelerin kapitalist sistemlerinin bir oluşumu olarak görür. Hayatım boyunca bu düşünce yapısına karşı durdum. Elbette tek bir günün bütün bir algıyı yönetmesi mümkün değil ama bir anlık farkındalık hayata bütün bakış açısını değiştirebilir. Anın önemi o yüzden yadsınamaz.
Yaradılış ruhla başlar; ruhun cinsiyeti yoktur, bedenle cinsiyet bulur. Bu demek oluyor ki Yaradan’ın gözünde oluşumun ilk anından itibaren eşitiz. Böyle bir eşitliğin farkındalığından sonra toplumsal cinsiyet eşitliğini sorgulamayı bile çok anlamsız buluyorum. İnsan ne cinsiyette olursa olsun; içindeki yaratıcı güçle kendi sınırlarının sadece bir illüzyon olduğunun farkında olmalıdır. Toplumsal, ailesel, geleneksel bütün dogmalardan uzak, cinsiyet ayrımı olmaksızın hareket etmelidir. Mackenzie Childs Türkiye insanı insan yapan değerlere önem veren bir kurum. Bizim için statü, renk, dil, din, ırk, cinsiyet gibi kavramlar insani değerlerden sonra gelir. İnsan olmayı gerektiren vasıfların etrafında toplanan bir yapının içinde cinsiyet eşitliği sağlıyoruz.
Daha fazla etki yaratabilme adına çaba gösteriyoruz
Kadına şiddet, gün geçtikçe daha büyük savaşlar verdiğimiz, farkındalık yaratmak için en büyük çabayı harcadığımız konulardan biri haline geldi. Biz de Kadınlar Günü’nde daha fazla etki yaratalım istedik. Konak Belediye Meclisi Üyesi olarak 2021 yıl içinde bu konuyla ilgili çeşitli çalışmalar yaptık ve en ses getirenlerinden biri; iş, sanat ve siyaset dünyasından 16 kadının bir araya geldiği “Kadın Doğmak” adlı projemiz oldu. Plastik makyaj uygulaması ile kadınların maruz kaldığı şiddetin tüm gerçekliğiyle gözler önüne serildiği projede sırayla kamera karşısına geçerek kadına yönelik şiddete kesin bir dille “Hayır” dedi. 2022 yılı içinde hem siyasi kimliğim hem de bir kadın olarak kurduğum bağ ile yeni farkındalık çalışmaları üretmeye devam edeceğiz.
Her kadın, kendi rengini bulur
Bugün geldiğim noktaya, sadece kadınlardan oluşan çalışma arkadaşlarımla 14 yıl önce yola çıkıp ulaştım. İletişim sektöründe, sadece marka yönetimi hizmetleri veren MARKASANAT ajansa sahip olduk. Yürüdüğümüz yolda birçok engelle karşılaştık. Fakat kendimize olan inancımızla çalışarak başardık. Kendimize inanalım. Hep daha ileriye gitmek gerekir. Hikayemiz başka kadınlara ilham vermeli felsefesiyle de 14. yılımızda yine aynı ekiple MARKAHAYAT dergisini kurduk. Günümüzde farklı sektörlerde başarılı iş kadınlarını, kadın okurlarımıza ilham vermesi için sayfalarımıza taşıyoruz. Her kadın, başka bir kadında kendisinden parçalar bularak çoğalır. Hep daha iyiye hep daha ileriye yürümek için tüm kadınların varoluşunu destekliyoruz. Kadınlar dünyamızın rengini, anlamını oluşturur. Her kadının kendi rengini bulması dileğimle, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun.
Fikir ayrılıkları, daha iyi yarınlar için olsun
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü, insanın en temel var olma ihtiyaçlarından eşit ve insanca yaşama haklarının savunulmak zorunda bırakıldığı çok özel bir gündür. Fakat keşke böyle bir güne ihtiyaç dahi olmasa. Çünkü her gün kadınların günü. Bir insan, zaten kendisinin olan bir hakkı kazanmak için mücadele etmek zorunda bırakılmamalı. Tarihte Amazonlar kenti olarak da bilinen İzmir’imiz, bugün Türkiye’de kadın yöneticilerin ve kadın istihdamının öncü kentlerinden biri. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kadınların demokrasi, birlikte yaşama ve topluma öncülük etmenin sembolü olduğunu şu sözleriyle ifade ediyor: “Dünyanın herhangi bir yerinde, kadının özgürlük ve eşitlik düzeyi, o toplumun özgürlük ve eşitlik düzeyini gösterir. Dolayısıyla kadınlar özgür ve eşit olmadığı sürece, toplum da asla gerçek anlamda özgür olmayacaktır.” Kadın erkek demeden dayanışmanın tarihini yazalım. Fikir ayrılıklarımız, daha iyi yarınlar üretebilmek için olsun sadece. Ve en temelde, güçlü kadınlar değil, güçlü yarınlar için mücadele edelim. Sağduyumuzu koruduğumuz, barış ve sevgi dolu günlere…
Hak ihlallerine dikkat çekebilmeyi önemsiyoruz
Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların haklarına, uğradığı hak ihlallerine dikkat çekmek için çeşitli etkinlikler ve farkındalık çalışmaları yapılıyor. 24 Saatte İş’i ilk kurduğumuzda kadınların iş arama süreçlerindeki acı bir gerçeği fark ettik. Özellikle hizmet sektöründe iş arama süreci çok zorluydu. İlan veren erkeklerin tacizleriyle karşılaşan kadınlar, iş bulmak için hiçbir platforma güvenemiyordu. Bu yüzden 24 Saatte İş’in kadınların rahatlıkla iş arayabilecekleri bir platform olması için sürekli yeni çözümler ürettik. Türkiye’de istihdama katılabilecek durumda olan kadınların yüzde 30’u iş gücünün içindeyken, 24 Saatte İş’te bu rakam yüzde 45 oldu. Yine bu sayede 24 Saatte İş üzerinden 240 bin kadın iş sahibi olurken bunların 23 bin tanesi ilk işlerini 24 Saatte İş sayesinde buldu. Uygulamadaki kadın-erkek dengesi ve güven unsuru, büyüyen ölçeğe rağmen hep önceliğimiz oldu.
Zorluklarda kalbinizin yerini hatırlayın...
8 Mart gibi özel günler birer anımsatıcı kimlik taşıyor benim için. Yılın bir gününde hakları hatırlanan bir kadın değil, varoluşunu her gün yeniden tanımlayan bir insanın yaşam dinamizmi beni daha çok ilgilendiriyor. Sadece kadın-erkek ekseninde çekiştirilen bir karşıtlıkta yaşam mücadelesi vermek, daha önemli birçok konuda tepki vermemizin önüne geçiyor. Şiddetin, nefretin, ayrımcılığın, ırkçılığın nasıl bir cinsiyeti yoksa, iş yapıyor, çalışıyor olmanın da bir cinsiyeti yok. Zorluklar yaşanmıyor mu? Evet yaşanıyor. Bu tür zorluklarda karşımdaki insana kalbinin yerini hatırlatma gereği duyuyorum:
Biliyorsunuz kalp, iki akciğerin arasında, göğüs boşluğunun ön bölümünde, diyaframın üstünde ve göğüs kemiğinin hemen arkasında. Elinizi göğüs kafesine koyun, orada tam ortada bir çizgi hissedeceksiniz. Kalbin bir bölümü işte o orta çizginin hemen solunda, bir bölümü de sağında. Bana göre en anlamlı farkındalık, nasıl bir kalbe sahip olduğumuz bilinciyle yaşamak. Özellikle bizim işimizde, reklamcılıkta özgür düşünce günlük hayatın en temel değeri. Reklamcılık da zaten gidişattan memnun olmayanların, alternatif çözüm üretenlerin işi.
Birlikte üreterek farklılıkları faydaya çevirmeye çalışmalıyız
Bizler Franchise Company’nin iki kadın ortağı olarak, franchise yatırımı ile ekonomik özgürlüğünü elde etmek isteyen, ya da kendi franchise markasını büyütmek isteyen kadın girişimcilere destek olmaktan, onlara rehberlik etmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Artan farkındalıkla birlikte son dönemde çalıştığımız markalar da bu konuda girişimcileri teşvik eden destekler sağlıyorlar. Kadın ve erkeklerin iş yapma biçimleri arasındaki farkların, yeteneklerinin, kapasitelerin farklılıklarını kabul ederek bu farkları iş hayatında faydaya çevirebilecek alanlar açılması gerektiğine inanıyoruz.
Siyaset, ekonomi ve sosyal hayatta eşitlik diliyorum
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?” demiş. Cinsiyet ayrımıyla kadınları ötekileştirerek Türk milletinin yükselmesi mümkün değildir. Bu sebeple, kadınlarımızın gelişiminin önündeki engeller kaldırılmalı, ailesine, yaşadığı çevreye ve ülkemize faydalı bir birey olmasının önü açılmalıdır. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bütün kadınlarımızın gününü kutluyor ve işte, siyasette, ekonomide, sosyal alanda eşitliğin gerçekleşmesini diliyorum.