HAYATA MUCİZEYLE TUTUNAN BİR DOKTOR: ILGIN HOCA’NIN İLHAM VEREN GERÇEKLERİ

İki gündür dünyamı değiştirdiniz” dedi, o hiç eksilmeyen samimi gülümsemesi ve kadife sesiyle... 

Bu sözü duyunca dünyalar benim olmuştu adeta. 

Canım doktorum Ilgın Hoca, hayatımın ilk çemberinde yer alan çok özel kalplerden biri. Onu tanımak ve onunla aynı anıları paylaşmak benim için tarifsiz bir mutluluk. Şimdi, bu çok özel ruhun ilham veren yaşam öyküsünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu, yalnızca bir başarı hikayesi değil; aynı zamanda azmin, sevginin ve umudun gerçek tanımı. 

Yıl 2009 

Bornova’da yaşanan korkunç bir kaza, Ilgın Hoca’nın hayatını tamamen değiştirdi. Freni patlayan, 19 ton yem yüklü bir kamyon, yokuş aşağı inerken kırmızı ışıkta bekleyen araçlara çarptı. İçinde Ilgın Hoca’nın bulunduğu araç, kamyonun altında kaldı ve metal yığınına döndü. Bir saatlik kurtarma çalışmasının ardından ağır yaralı olarak çıkarılan Ilgın Hoca’nın kalbi, acile götürüldüğünde durmuştu. Meslektaşlarının büyük çabasıyla hayata döndürülen doktorumuz için asıl mücadele, o gün başlamıştı. 

Kazada üç kişi hayatınıkaybederken 14 kişi de ağır yaralandı. O dönem Ege Üniversitesi Hastanesi’nde dahiliye uzmanı olarak görev yapan Ilgın Hoca, üç yaşında bir kız çocuğu olan bir anneydi. Ancak kazanın ardından yaşamı, ailesi ve mesleği için büyük bir sınavdan geçti.

2010 yılında yaptığı bir röportajda şunları söyledi:
“Eşimi almaya giderken kaza oldu ve en son kırmızı ışıkta beklediğimi hatırlıyorum. Ondan sonra geçen ve tam bir ölüm kalım savaşı olan yaklaşık 50 günü hiç hatırlamıyorum. Eşimin, ailemin, kızımın ve mesleğimin sevgisiyle hayata tutundum. Şimdi tek isteğim bacaklarımı da kullanıp en ihtiyaç duyduğu zamanlarda onu yalnız bıraktığım üç yaşındaki kızımla koşmak.” 

Hayata Dönüş ve Azimle Devam 

Ilgın Hoca, kaza sonrasında uygulanan özel tedavilerle belden yukarısını kullanabilmiş ve tekerlekli sandalyesiyle mesleğine geri dönmüş. Ailesi ve hastanedeki meslektaşlarının desteğiyle, odası yeniden dizayn edilip tüm ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş. O, büyük bir özlemle önlüğünü yeniden giyip hastalarına umut olmaya devam ediyor. 

66 yaşındaki babası, her sabah onu özel olarak hazırlanan araçla hastaneye götürüp akşam eve getiriyor. Bu süreçte ailesinin sevgisi ve desteği, onun hayata sımsıkı sarılmasını sağlamış. 

Sarmaşığın ve Hışırtının Huzuru
Geçtiğimiz aylarda Ilgın Hoca’yı ziyarete gittim. Yanımda, bir duvarı kaplayacak kadar büyük bir sarmaşık bitkisi ve ilk kitabım olan Marie Curie’yi götürdüm. Çünkü Ilgın hoca yaşayan Marie Curie’lerden biri benim için.. Ayrıca yeşili sevdiğini ama odasında otururken bitkilerle göz göze gelemediğini fark etmiştim. Sarmaşığı duvara yerleştirirken o tatlı hışırtının odanın atmosferini nasıl değiştirdiğini fark ettik. Düzenleme sırasında, Ilgın Hoca bir anda dedi ki: 

“Sarmaşığın çıkardığı o tatlı hışırtı bile ayrı bir huzur veriyor.” 

Bu cümleyle, yaptığım şeyin doğru bir hisse dokunduğunu anladım. O an, odanın sadece bir yer değil, huzurlu bir alan olduğunu hissettik. 

Hayatın İlham Veren Dersleri 

Ilgın Hoca’nın hayatı, hepimize karşılaştığımız zorluklar ne olursa olsun umudu asla bırakmamamız gerektiğini hatırlatıyor. Yaşamındaki her detayı, çevresindeki insanlara ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Sarmaşık gibi; hayata, sevdiklerinize ve umutlarınıza sıkıca tutunmaya devam edin. Dilerim hepimiz, tıpkı bu sarmaşık gibi, hayatta köklenir ve sevgiyle etrafımıza güzellikler yayarız.