Sürdürülebilir Finansman: Enflasyonla Mücadelede Bir Umut Işığı mı?
Yüksek enflasyon oranları, tüm dünyada hükümetler ve merkez bankaları için önemli bir endişe kaynağı oluşturmaktadır. Türkiye’de pandemi sonrası yüksek artış gösteren döviz kurları ve enflasyon, son yıllarda hem ekonomik hem de sosyal açıdan patolojik bir mesele haline gelmiştir. Enflasyon, toplumu ve ticaret hayatını olumsuz etkileyerek yozlaştırmıştır. Savaş, artan enerji fiyatları, tedarik zinciri sorunları, döviz kuru dalgalanmaları, maliyet ve fiyat artış beklentileri, Türkiye’de yüksek enflasyonun çarpan etkisi yaratarak hızla yükselmesine neden olmuştur.
Güven ortamının azalması ve iklim değişikliğinin artması, kurumların itibarları ile risk profillerini önemli hale getirmiştir. Türkiye’nin düşük risk profiline sahip olması ve çevresel ve toplumsal etkileri azaltma amacı gütmesi nedeniyle yeşil finansman yatırımları, yatırımcılar için cazip bir seçenek haline gelmiştir.
Artan enflasyon, birçok alım gücünü düşürerek refah seviyesini azaltmıştır. Enflasyon sorununu çözmek adına hem uzun vadeli hem de kısa vadeli birçok enstrüman piyasada kullanılmaya başlanmıştır. Enflasyonu düşürme imkânı olan her mekanizma değerlendirilmeye başlanarak hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilmiştir. Sürdürülebilir odaklı finans kaynaklarının enflasyona doğrudan bir etkisi olmasa da, dolaylı olarak etkileme ihtimali göz önünde bulundurulmuş ve birçok uyum çalışması yapılmaya başlanmıştır.
Türkiye, Yeşil Finansmanı Nasıl Karşılıyor?
Yeşil finansman, çevre dostu projeleri destekleyen, sürdürülebilirliği ön planda tutan ve toplumsal fayda sağlayan yatırım ve finansal uygulamalardır. Sürdürülebilir finans çözümleri, şirketlerin sürdürülebilir faaliyetlerini güçlendirmeye yönelik olarak tasarlanmış olup, aynı zamanda enflasyona karşı direnç kazandırmaktadır.
Türkiye, yeşil finansman alanında önemli adımlar atmaya başlamış ve yeşil tahvillerin ihracında ve sürdürülebilirlik bağlantılı krediler düzenlemeye başlamıştır. Ayrıca, yeşil finansmanı teşvik etmek için çeşitli yasal düzenlemeler ve teşvikler hayata geçirilmiştir. Enflasyon, yatırımcıların yatırım alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilemiştir. Sürdürülebilir kalkınma ve yeşil finansmana olan olumlu yöndeki artış, uluslararası alanda önemli bir tepki yaratarak sürdürülebilirlik kredi fonlarının da Türkiye’ye giriş yapmasını sağlamıştır. Enflasyonu kontrol altına almak ve ekonomik istikrarı sağlamak adına önemli ve düzgün bir politika ile etki alanı ve politikalar genişletilmeye başlanmıştır.
Sonuç olarak yeşil finansman, çevre dostu projeleri destekleyen, sürdürülebilirliği ön planda tutan ve toplumsal fayda sağlayan yatırım ve finansal uygulamalardır. Sürdürülebilir finans çözümleri, şirketlerin sürdürülebilir faaliyetlerini güçlendirmeye yönelik olarak tasarlanmış olup, aynı zamanda enflasyona karşı direnç kazandırmaktadır. Yeşil finansman yatırımları, iklim değişikliği nedeniyle uzun vadeli değer oluşturma ve daha istikrarlı getiriler sağlama potansiyeline sahiptir. Çevre dostu projeleri destekleyen, sürdürülebilirliği ön planda tutan ve toplumsal fayda sağlayan yatırım ve finansal uygulamalara olan ilgi bu yüzden artmıştır. Dolayısı ile sürdürülebilir finansman, Türkiye’nin geleceği için kritik önem taşımaktadır. Bu alandaki adımlar, enflasyonla mücadeleye önemli katkılar sağlayabilirken, aynı zamanda daha yeşil ve daha adil bir toplum inşa etme yolunda da önemli bir adım olacaktır.