Prometheus
“Pazardaki rakip markalara kafa tutmak istiyorsan ya onlar kadar güçlü olmalısın ya da Prometheus kadar kurnaz olmalısın.”
Tragedyanın kahramanı Olympos tanrılarına başkaldıran titan Prometheus, kıvrak zekasıyla tanınmıştır. Prometheus, ateşi tanrılardan çalıp insanlara vererek böylece tanrıların kurmuş olduğu düzene karşı gelmiştir. Belki de bu nedenle ‘Tanrıya baş kaldırmak istiyorsan ya onun kadar güçlü olmalısın ya da Prometheus kadar kurnaz olmalısın,’ derler.
Bir marka yaratmak da Prometheus kadar zeki olmayı gerektirir. Gardner’ın çoklu zeka kuramı, sekiz farklı zeka türünü tanımlar; görsel, sosyal, sözel, matematiksel, bedensel, müziksel, doğasal ve içsel zeka. Bu türlerin her biri farklı yetenekleri ve özellikleri içerir.
Bu arada zekayı güçlendiren birçok etken sayabiliriz. Kuşkusuz bunlardan birisi de değişim ve dönüşüm sahibi olabilmektir. Zihinsel ve davranışsal alışkanlıklardan vazgeçmek ya da onları değiştirmek zekayı güçlendirmede çok önemlidir; işte o zaman insan zihinsel bir evrim geçirir.
Geçenlerde Pandemi nedeniyle yurtdışından Türkiye’ye kesin dönüş yapan saygıdeğer bir beyefendi beni bulup lüks marka yaratmak istediğini söyledi, biz de kendisiyle bir araya geldik. Girişimcinin hayalindeki marka hikayesi çok güçlüydü; Mezopotamya mitolojik kahramanlarının birinden yola çıkarak çok çarpıcı bir damar yakalamıştı, kendisini tebrik ediyorum. Kafasındaki marka adı harikaydı, marka patent tescili de bir başkası tarafından alınmamıştı üstelik yatırım için yeterli sermayesi de varmış. Evet buraya kadar her şey yolunda görünüyordu ama bana göre bu markalaşma hikayesinde kocaman üç büyük sorun vardı:
- Girişimcimiz karşısına GUCCI, Cartier, BVLGARI veya Louis Vuitton’u alarak üç alanda birden aynı anda hem de aynı marka adıyla markalaşmak istiyordu; kozmetik, mücevher ve tekstil. Ben: ‘Olmaz,’ dedim, O da: ‘olduralım Ömer Bey,’ dedi.
- Beyefendi, ortada henüz tasarımlar ve iş planı yokken şirket kurup İstanbul’un en lüks semtlerinden birinde bir ofis katı tutmuştu. Ben: ‘Lüks marka yaratmak istiyorsanız şirket merkezinin Londra, Paris veya Milano’da olması gerekir aksi taktirde dünyanın büyük mağazalarından ilk görüşme için dahi randevu alamazsınız,’ dedim, O da: ‘Lüks mağazaların raflarına ürünlerimi yerleştirecek bir danışmanlık firmasıyla görüştüm, o iş tamam,’ dedi ama bu bana hiç garantisi olmayan bir vaat gibi geldi.
- Girişimcimiz, yaratacağı kozmetik markası veya mücevher markası ya da moda ürünlerinin perakende ambalajları için de bir heykel sanatçısıyla anlaşmış ve basket topunun 3 katı büyüklüğünde sanatsal ambalajları sanatçıya ürettirmeye bile başlamıştı. Ben: ‘100 gramlık ürünü masif ahşaptan ürettiğiniz 20 kiloluk bir kutuya koyup ürün teslimatı yapmanız size çok yüksek lojistik maliyetleri çıkaracaktır, hiç mantıklı değil,’ dedim O da: ‘Olmadı ahşap kutu ambalajları sanat eseri olarak satarız Ömer Bey,’ dedi. Anlaşılan girişimcimiz marka yaratamasa da sanatçının satıcısı olmaya daha ilk günden razı olmuştu. Şirket kurulmuş, ofis tutulmuş, ürün yok, ürünün maliyeti de satış fiyatı da belli değil, satış noktaları belirlenmemiş ancak ambalajlarlar çoktan hazır. Ortada ne fol var ne de yumurta!
Marka yaratmak iğneyle kuyu kazmaya benzer ve para kazanmayan hiçbir iş marka olamaz. Marka yaratmak istiyorsak önce basit bir ticarethane kurar gibi kârlı bir iş kurmayı tasarlayıp sonra da sırasıyla başınıza gelecekleri yani yapılacaklar ve yapılmayacaklar listesini bir mühendis titizliğiyle
belirlemeliyiz. Markayı yaratan pazarlamadır ve pazarlama; hesap kitaptır, analizdir, matematiktir. Marka yaratmak için yola çıkanlar aynı bir gemi kaptanı gibidirler; her şeyden önce varacağın hedefi belirle, bütçeni çıkar, tüm hesaplamaları yap, mühendislere gemiyi inşa ettir, ekibi kur, pusulanı eline al, tedbirli ol ve yola çık çünkü denizde fırtınaya yakalanabilirsin, tayfa isyan edebilir, ya da pusulan bozulabilir.
Özetle; pazardaki rakip markalara kafa tutmak istiyorsan ya onlar kadar güçlü olmalısın ya da Prometheus kadar kurnaz olmalısın. Hoş o markalar da zeki oldukları için güçlü oldular. Marka yaratmak için hevesli olmak yeterli değildir zaten herkes marka olmak zorunda da değildir.
Kalın sağlıcakla.