Ara
Genel

Gelecek, İşletmeler İçin Nasıl Şekillenecek?

10 Mayıs 2022 — Yazar: Mustafa BAYINDIR

Gelecek, bugün ne yaptığınıza göre şekillenir. (Mahatma Gandhi)

İş dünyasının şu son birkaç yılına göz gezdirme fırsatı bulduğumda yüreğimin şiştiğini söylemeliyim. 17 Kasım 2019 tarihinde Çin’in Hubei bölgesindeki Vuhan şehrinde başlayan Covid salgınının artçı etkileri hala sürüyor. Dergi için yazımı kaleme aldığım 3 Nisan 2022 tarihi itibarıyla dünyada 491.255.908 onaylanmış vaka, 426.134.284 iyileşen varken virüs nedeniyle ölenlerin sayısı 6.175.358 oldu.  

Pandemiden kurtulduk yararları sarma zamanı geldi derken 1 Ocak 2021’de 7,43 TL olan Dolar kuru 31 Aralık’ta 13,27 TL ve yine 1 Ocak 2021’de 9,07 TL olan Euro 31 Aralık’ta 15,12 TL oldu. Doğal olarak bu durumun piyasaya yansıması uzun sürmedi.

Bu da yetmezmiş gibi 2022 yılında uygulanacak asgari ücret 4.250 TL olarak açıklandı. Doğal olarak işletmelerin çalışanlarına yapılacak zam oranları asgari ücret baz alınarak yapılandırıldığı için personel maliyetlerindeki artış işletmelerin 2022 bütçelerindeki baskıyı ve stresi artırdı.

11 Şubat 2022’de temel gıda maddelerine uygulanan KDV oranı, piyasayı biraz olsun rahatlatmak için %8’den %1’e indirildi. Bu indirimin market ve pazar raflarına yansımadığına dair birçok araştırma sonucu açıklandı ve görünen o ki pek de tüketicinin tarafında bir iyileşme görülmedi.

Tüm bu gelişmelere uyum sağlamaya çalışırken ağzımıza attığımız bir lokma ekmek de kursağımızda bırakıldı. Uzun süredir devam eden Rusya-Ukrayna krizi son günlerde en üst seviyeye tırmanmış, askeri sevkiyatlar çeşitli haber organlarında yer almıştı. 24 Şubat 2022 saat 6:00 sularında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Donbas’a askeri Operasyon başlattı ve savaş resmen başladı.

Başlayan savaş doğal olarak dünya üzerindeki gıda ticaretinden ulaşıma, tedarik zincirindeki aksamalardan doğalgaz fiyatlarına, Rusya’ya uygulanan ambargolara ve brent petrol varil fiyatındaki kriz artışlara kadar her şeyi alt üst etti. Öyle ki Ekim ayında Usd.78 olan varil fiyatı en yüksek Usd.139’ları gördükten sonra 03.04.2022 itibariyle Usd.104 seviyesinde seyrediyor.

Hal böyle olunca 20 Aralık 2021’den bu yana Türkiye’de benzinin litre fiyatı 8 lira 21 kuruş arttı. Bu artış %70'lik bir orana tekabül ediyor.  20 Aralık 2021'de litresi 11,68 TL olan benzinin fiyatı, 28 Mart'ta 19,89 TL oldu. 2022 yılının Mart ayına girdiğimizde, personel ücretlerindeki artan maliyetlere %70 oranında artan akaryakıt maliyetleri de eklenince durum tam bir kabusa dönüştü.

Netice, önümüzdeki aylarda yaşananlar durulur mu bilemiyoruz. Durum her ne olursa olsun işverenleri gelecekte yeni yaklaşımların beklediği gün gibi ortada. Liderlik ve yönetim mekanizmalarında bizi neler bekliyor? ve Neye göre önlem almamız gerekiyor? bu yazımda kısaca buna değinmek istiyorum.

  1. Tedarik Zinciri Yönetimi

Ürünleri nakletmek her geçen gün daha zorlu bir hal alacak gibi görünüyor. Bu sebepledir ki ürünleri tedarik etmek her şeyden daha önemli hale geliyor. Olması gerekenden fazla bedeller ödeseniz de tedarik edemedikten sonra hiçbir anlamı olmuyor. Tedarik zincirini güvenilir ve sürdürülebilir şekilde yapılanması, stok yönetimi gibi kavramlar üzerinde yeni yöntemler geliştirilmesi son derece önemli. Bu konuda işletmeleri esnek bir yapıya kavuşturmak ve maliyet yönetimi için daha fazla zaman ayırmak kazanç ve gelir elde etmek açısından işletmeler arasında oldukça fark yaratacak unsurlar olarak öne çıkıyor.

  • Operasyonel Maliyetler ve Verimlilik

Gelir elde etmek açısından değerlendirildiğinde operasyonel maliyetler yönetilerek gelirin artırılması en önemli hedefler arasında yer alacak. Bu da verimliliğin ön planda tutulduğu yönetim sistemlerini geliştirmemizi kaçınılmaz kılacak. İşletmelerin özellikle otomatik sistemler kurarak bu sistemleri dijitalleştirip optimum personel sayısı ile çalışmaları şart gibi görünüyor. Teknolojik araçlarla yapılacak basit ve hatta daha az karmaşık uygulamalar maliyet azaltıcı olma yolunda atılacak adımlar arasında başlarda yer alıyor. İşletmelerin büyüklüklerinden bağımsız olarak, yatay yapılarla mikro düzeyde kararların alındığı, verimlilik odaklı çalışma sistemleri iş dünyasının en çok üzerinde tartıştığı ve çözüm üretmek zorunda olduğu konular olacak.

  • Ücretleri Artırmak Yerine Çalışma Sürelerini Azaltmak

İşverenler, günümüz piyasasında yetenekleri çekmek ve elde tutmak için önemli ücret artışları teklif ediyor. Buna rağmen artan enflasyon reel ücret artışlarını da eritiyor. Enflasyon yükselmeye devam ederse, işverenlerin, çalışanların satın alma gücü açısından sundukları tazminatlarında değeri düşecek. Rakip işletmelerin arasındaki finansal dengesizlik rekabetin önündeki en büyük engellerden biri olarak duruyor. Bu sebeple finansal gücü olmayan birçok işletmenin çalışma sürelerini kısaltarak yetenek savaşını kazanma yolunu seçecekleri uygulamalar gündeme geliyor. Çalışanların çalışması gereken saatleri azaltmak, daha az likiditeye sahip işverenlere, daha yüksek toplam ücret sunan ancak daha az çalışma saatleri sunmayan kuruluşlara göre daha çok rekabet etme şansı veriyor. Sonuç olarak, bilgi çalışanları için rekabet etmenin yeni bir yolu olarak, bir avuç kuruluşun aynı ücretle 32 saatlik çalışma haftasını benimsediğini görmemiz muhtemeldir.

  • Hibrit Çalışma ve Masrafların Azaltılması

İşe gidiş gelişler, sıcak satış ve pazarlama faaliyetleri gibi unsurlar nedeniyle akaryakıt maliyetlerindeki hem çalışan hem de işveren tarafında artan rakamlar her iki tarafı da kara kara düşündürür hale geldi. Bu sefer pandemi nedeniyle olmasa da bazı operasyonların çeşitli masrafların azaltılması için hibrit sistemlerle yönetilir hale gelmesi bilinen en basit çözümler arasında başı çekiyor. Birçok işletme Mart ayındaki son artışla birlikte hibrit çalışma sistemine geçerek akaryakıt maliyetlerinde önemli oranda tasarruf etmeyi seçti bile. Önümüzdeki dönem işverenlerin hibrit çalışma sistemlerini en kısa sürede işletmelerine uygulamalarını sağlayacak önlemler almaları gereken bir dönem olacak. Şimdiden hazırlık yapmakta fayda var gibi görünüyor.

  • Uzaktan Performans Ölçümü ve İyileştirme

Uzaktan çalışma sistemleri nedeniyle işler coğrafi olarak daha dağınık hale geldiğinde, yöneticiler çalışanlarının ne iş yaptığı konusunda daha az iç görü sahibi olurlar. Bu, çalışanların sahip oldukları etkiden ziyade nerede çalıştıklarına dayalı olarak hatalı ve potansiyel olarak önyargılı performans değerlendirmelerine yol açabilir. Örneğin 2020 sonbaharında yaklaşık 3.000 yöneticiyle yapılan bir Gartner araştırması, yöneticilerin %64'ünün ofis içi çalışanların uzak çalışanlara göre daha yüksek performans gösterdiğine ve %76'sının ofis çalışanlarının terfi etme olasılığının daha yüksek olduğuna inandığını ortaya koydu.

Fazla uzak değil yakın bir gelecekte, liderler, yöneticiler ve insan kaynakları çalışanları için uzaktan uygulanacak sistemlerle performans ölçmek son derece önemli bir hale gelecek. Özellikle hibrit sistemlerde performans değerlendirmeleri için çalışanın uzaktan çalışma süresince yaptıklarını değerlendirilmesi sistemsel olarak daha metrik olarak ölçülmeye ihtiyaç duyacak. Günümüzde yapılan değerlendirmelerin bir kısmı özellikle yönetici gözlemine dayalı olduğu için olası değerlendirme hatalarının önüne geçmek için verilerin daha net olması ve buna uygun objektif sınıflandırmalar çözülmesi gereken önemli konular arasında olacak.

  • Çalışan Refahı

İşletmeler çalışan bağlılığını sağlamak ve çalışan memnuniyeti ölçmek için, uzun süredir çalışan memnuniyeti anketlerine başvuruyorlar.  Ancak görünen o ki 2022 yılında işletmeler kalifiye çalışanların fiziksel, zihinsel ve finansal sağlıklarını ölçerek korumak için yeni önlemler alacaklar.

Yurtdışında farklı ülkelerde birçok işletme çalışanlarını refahını artırmak için adım atmaya başladı. Yine Gartner tarafından 2020 yılında yapılan 52 İK yöneticisinin katıldığı araştırma sonuçları dikkat çekici;

  1. İşletmelerin %94’ü çalışanların refahı için önemli yatırımlar yapmış. 
  2. Çalışanların akıl sağlıklarının korunması için verilen destek %85 oranında artırılmış.
  3. Fiziksel sağlıklarının korunması için verilen destek %50 oranında artırılmış.
  4. Finansal refahlarının korunması için verilen destek %38 oranında artırılmış.

Aynı araştırmada, artırılan desteklerin çalışanlar üzerinde son derece olumlu etki yarattığı yapılan tespitler arasında. Doğal olarak çalışanların kişisel sorunlarındaki bu iyileştirmeler, işletme için daha iyi performans ve elde tutma rakamları olarak kendini gösteriyor.  Bu da demek oluyor ki 2022 yılında işletmeler çalışanlarını elde tutmak ve performanslarını artırmak için onların fiziksel, finansal ve zihinsel sağlıklarını iyileştirmeyi amaç edinen önlemleri benimseyecekler.  

2022 yılının ilerleyen safhalarında ya da gelecekte dünyanın normale dönmesini beklemek yerine bizi bekleyen her türlü tehdide karşı önlemler almak gerekliliği gittikçe önemini artırıyor. Mevlana’nın da dediği gibi “Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

Tedarik Zinciri Yönetimi İşletmeler için Gelecek

İlginizi Çekebilir