Ara
Genel

Avrupa Yeşil Mutabakatı Sanayiyi Nasıl Etkileyecek?

02 Nisan 2024 — Yazar: Buğçe Ağca

İklim değişikliği ile mücadelede Avrupa Birliği oluşturduğu mutabakat ile kendi coğrafyası ile sınırlı kalmayarak küresel ölçekte bir dönüşüm oluşturacaktır.

 

Şirketlerin ilgisini çeken ancak genellikle yeterince konuşulmayan bir süreç yaşanıyor. Dijital dönüşümün yanı sıra yeşil dönüşüm de dünya genelinde değişime yol açıyor. Değişimi hızlandıran ve zorunlu hale getiren yasal uyumluluklar ise peş peşe gelmeye başlamıştır. Uyumlulukların başında Türkiye’nin toplam ihracatının %48’ini oluşturan Avrupa bölgesini etkileyecek olan Avrupa Yeşil Mutabakatı gelmektedir. Avrupa Kıtası, en büyük ihracat ve ithalat alanı olduğu için, bu yasal zorunluluklar şirketlerin temel iş yapısını kökten değiştirecektir.

Avrupa Yeşil Mutabakatı Nedir?

Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar iklim nötr hale

gelme hedefine ulaşmak için hazırladığı bir yol haritasıdır. Yol haritası, 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeyi, ekonomik büyümeyi kaynak kullanımından ayırmayı, doğal sermayeyi koruyup geliştirmeyi ve vatandaşların sağlığını ve refahını koruyacak adımları içermektedir. Bununla birlikte, temiz enerji yatırımları yapılacak, enerji verimliliği artırılacak, ulaşımın daha sürdürülebilir hale getirilmesi, binaların daha enerji verimli hale getirilmesi, tarımın daha sürdürülebilir hale getirilmesi ve sürdürülebilir finansmanın teşvik edilmesi gibi önlemler alınacaktır. Ayrıca, araştırma ve inovasyona yatırımlar yapılacaktır.

 

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın Etkileri Neler Olacak?

Tedarik zincirlerinin sıfırdan oluşturulması gerekecek ve en önemli düzenleme sınırda karbon düzenlemesi olacaktır. 2026 yılı itibariyle Avrupa Birliği pazarına giren ürünlerin karbon ayak izi sınırlanacaktır. Çevre dostu olmayan üretim süreçlerine sahip şirketler cezalandırılabilir ve ürünlerine daha yüksek gümrük vergisi veya kota uygulanabilecektir. 1 Ekim 2023 itibariyle yürürlüğe giren düzenleme özellikle demir, çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen ürünleri üreten ve kullanan sektörleri etkileyecektir. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ekoetiket, dijital ürün pasaportu ve sınırda karbon vergisi (CBAM) gibi birçok yasal uyumluluk belgesi önem kazanacaktır. Hızlı ve büyük adımlar atan şirketler küresel ölçekte rekabet edebilecektir.

Türkiye için Avrupa Yeşil Mutabakatı bir avantaj mı?

Yeşil Mutabakat hedeflerine uyum sağlanabilmesi için, 2021-2027 dönemleri arasında yeşil ve dijital dönüşüm için 95,5 milyar Euro’luk kamu bütçesi Ufuk Avrupa AR-GE programı ile işletmelere dağıtılacaktır. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat kapsamında yapacağı yatırımlar vardır. Türkiye, iklim politikası konusunda aktif bir rol alarak ve sera gazlarını objektif bir şekilde hesaplayarak olumlu sonuçlar elde edebilir. Ancak, mutabakata uyum sağlanmazsa maliyetler yüksek olabilir. Türkiye’deki işletmelerin, hem Türkiye’de hem de küresel pazarda rekabet edebilmesi için mutabakata uyum sağlaması gerekmektedir. Bu süreçte devlet kurumlarının sağladığı hibe ve desteklerden faydalanarak şirketler rekabet avantajı elde edebilecektir.

Sonuç olarak Türkiye’de Avrupa Kıtası’na üretim ve ihracat yapan her işletme anlaşmaya uygun hizmet vermek zorunda kalacaktır. İklim değişikliği ile mücadelede Avrupa Birliği oluşturduğu mutabakat ile kendi coğrafyası ile sınırlı kalmayarak küresel ölçekte bir dönüşüm oluşturacaktır. Geri kalmamak adına değişime bugün başlanmalıdır.

yatırım Avrupa dijital ihracat Yerli Üretim sanayi Üretim dönüşüm yeşil mutabakat

İlginizi Çekebilir