Pazarlamacıların Tasarıma Bakışlarını Tamamen Değiştirme Vakti!

Ürünlerin hizmetlerin tüm müşteri serüveni boyunca ihtiyaçlara ve gelişmiş deneyim beklentisine uygun olması, pazarlamacıların acil olarak gözden geçirmesi gereken bir konu. Tasarıma olan bakış açısı ne yazık ki bu serüvenin içerisinde geri kalmakla birlikte tasarımın kuruluşlara kazandırabilecekleri önemli değerleri keşfetmenin vakti geldi. Ürünlerin şekli veya ambalajından ibaret olduğu düşünülen tasarım pazarlamacılığı artık yeni bir boyut kazanması gerektiğini gösteren tüm işaretleri sizler için derliyoruz. Pazarlamanın Kalbinin Attığı Yer; Tasarım En basit şeklide tasarıma gereken değeri göstererek tasarım kalitesine odaklanan pazarlamacıların, pazarlamanın kalbine tasarımı yerleştirmesi ve tasarım düşünceleri için ortaklıkları benimsemesi halinde, marka deneyiminin büyülü yönünü canlandırarak geliştirmesi bir hayli kolay olacaktır, diyebiliriz. Bir diğer deyişle tüketicileri tasarımın içerisinde yer almaya davet eden ve insan odaklı şekilde tasarım çözümleri geliştiren markalar, pazarlama stratejilerinde reklamcılıkla aynı değer seviyesine sahip olduğumuz günümüz şartlarına yüksek uyum sağladığını göstermektedir. Markaların hem diğer iş birlik paydaşları hem de müşterileriyle birlikte ürünleri ve ürün deneyimini geliştirmeye yönelik tasarım çalışmalarına dahil olmaları, şüphesiz pazarlamanın en önemli bileşeni olan iletişimi en iyi haline getirmektedir. İş gündemini belirleyecek olan yenilikçi ürün ve hizmetleri sunmak için fikir bazlı ve destek koşullu tasarımlar en büyük yardımcılar halini almakta, markayı rakiplerinin her zaman önünde tutabilmektedir. İnsan Merkezli Tasarım Ortaklığı Tüketicilerle bir araya gelerek yapılan insan odaklı tasarımların her iki taraf için de mükemmel sonuçlar verdiğini görmek mümkün oluyor. Bu duruma bir örnek oluşturan Danimarkalı oyuncak şirketi Lego inovasyonunun ayrılmaz parçalarından biri olarak ‘’Fikirler Topluluğu’’ çatısı altında müşterileriyle birlikte geliştirdiği yaratıcı ürünleri web sitesi aracılığıyla oylamaya ve ekleme yapmaya sunarak, aslında fikrin yaratıcısının karın yalnızca % 1'ini aldığı kusursuz bir proje sistemi ortaya koyuyor. Müşteri yolculuğunun hangi aşamasında olduğunuz fark etmeksizin içgörü ve empatiye dayalı şekilde gelişmek için tasarımın rolü konusunda bir zihniyet değişikliğine gidilmesi gerektiği gerçeği yadsınamaz. Bununla birlikte dijital ekip, alışveriş ekibi, e-ticaret ekibi gibi kategorize edilmeksizin hizmet sunduğumuz sektörlerde konumumuz ne olursa olsun düşünme zorunluluğu riskine sahip olmamız, insan merkezli tasarım ve birlikte yaratımı benimsenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlatıyor. Tasarım gibi önemli bir konuyu yalnızca tasarımcılara bırakmayan pazarlamacıların ise en önemli avantajlarından birinin nispeten küçük kalan tüketici etkileşimi alanlarının ötesini düşünebilmek olduğu görülüyor.