İşletmelerde Sosyal İnsan Kavramı
Sosyal medyayı etkili ve doğru şekilde kullanan bir firma için, potansiyel ya da mevcut çalışanlarını tanımak, çalışanların özelliklerini, tercihlerini belirlemek de daha kolay olmaktadır.
Sosyal medya devrimi sonrasında önem kazanan kavramlardan birisi de “sosyal işletme” kavramıdır. Geçtiğimiz aylarda ikinci baskısını yapan “Sosyal Medya Stratejisi” kitabımda sosyal medyanın aşamalarını, yönetim stratejilerini ve tecrübelerimi detaylı olarak anlattım. Bu bilgiler çerçevesinde kitabımda da anlattığım ‘sosyal işletme’ ve ‘sosyal insan’ kavramlarına, birçok iş insanına ulaşan Franchise Market Türkiye’de de değinmek istiyorum.
Sosyal işletmeler, iç müşteri ve dış müşterilerini, sanal mecra dahilinde değerlendirerek, sosyal çalışan ve sosyal insanları hedefler. Nihai amaç ürününü satmak zorunda olduğu sosyal insana ulaşmak ve bu yolda başarı sağlayabilmek için doğru yeteneklere sahip sosyal çalışanları elde tutmaktır. Sosyal işletmenin, “sosyal Iinsan” olgusuna ulaşabilmek için bütünleşik iletişim araçları ile birlikte sosyal medyada da aktif bir oyuncu haline dönüşmesi gerekmektedir. Sosyal insan, bilgiye birçok farklı kanaldan erişir, yeni haberleri Twitter, Facebook gibi sosyal ağlardan öğrenir. Networkünde bulunan kişilerin verdikleri haberlere ve yorumlara öncelik tanır. İşletmeler hakkındaki en son bilgileri sosyal kanallar aracılığıyla alır ve hızlı geribildirimde bulunur. Teknolojiyle çok yakından ilgilidir, düzenli gönderilen promosyonel tweetlerle ilgilenmez, ancak ilgisi dahilindeki bilgiler sürekli açık haldedir. Sosyal insan, işletmelerin sosyal ağlarda olmasını ve güncel bilgilerle sürekli insanların ilgisini çekmesini bekler. Dolayısıyla işletmeler, günlük olarak sosyal insanlarla iletişimde ve aktif olmalı, onların ilgisini çekecek aktivitelerde bulunmalıdır. İşletmelerin kendisiyle karşılıklı etkileşimde olmasını beklemektedir. Bu etkileşimin sadece tweet gönderildiği zaman değil, ne zaman isterse o zaman olmasını ister. Sosyal işletmelerin de sosyal ağlarda sürekli kalan ve takipçiliği yüksek sosyal medya uzmanlarını bünyelerinde bulundurması gerekir. İşletmeler birden çok platformda aynı anda etkileşimde olabildiği için, herhangi bir platformda görüştüğü işletme çalışanın, başka bir platformda sorduğu soru hakkında önceden bilgili olmasını beklemektedir. Örneğin bir çalışan adayı sosyal medyada işletmeyle ilgili gördüğü olumsuzluk hakkında, görüşmekte olduğu insan kaynakları uzmanının bilgi ve yorum sahibi olmasını beklemektedir. Sosyal çalışan kavramı sonrasında insan kaynakları yönetimi de artık sosyal insan kaynakları yönetimi olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Sosyal insan kaynakları yönetimi, geleneksel iletişim araçlarının, Facebook, Instagram, Twitter, Google Plus ve Linkedin gibi etkili sosyal ağlarla birleştirilmesi ile ortaya çıkan bir kavramdır.
Geleneksel insan kaynakları yönetiminde çalışan ve işletme arasında tek yönlü bir iletişim bulunur. İnsan kaynakları çalışandan veri alarak bunu analiz eder ve bunun sonucunda çalışana verilere dayalı yeni haklar ve çalışma imkaanları sunar görünse de çalışan aktif olarak sürecin parçası değil, edilgen anlamda değerlendirilen olarak kalmaktadır. Sosyal insan kaynakları yönetiminde ise bu durumun tamamen değiştiği görülmektedir. Klasik işveren – çalışan ilişkisinden oldukça farklı olarak bilgi vermenin dışında değişik şekilde iletişim kurulabilen, doğrudan iletişimin de en önemli getirisi işveren markası algısını ve bağlılığını kuvvetlendirmesidir. Sosyal medyanın, geleneksel yöntemlerle kıyaslandığında birçok farklı avantaja sahip olduğu görülmektedir. Sosyal medyayı etkili ve doğru şekilde kullanan bir firma için, potansiyel ya da mevcut çalışanlarını tanımak, çalışanların özelliklerini, tercihlerini belirlemek de daha kolay olmaktadır.
Sosyal medya araçları, internet ile buluşan herkesin içinde yer aldığı bir platform özelliği göstermektedir. İşletmeler açısından da bu platformun içerisinde yer almak bir zorunluluk haline gelmiştir. Çünkü bu platformlarda kullanıcıların paylaştıkları fikirler, görüşler, tavsiyeler, iyi veya kötü deneyimler başka kullanıcılar için belirleyici olabilmektedir. Bu nedenle işletmelerin hedef kitlesi neredeyse, orada olması gerekir. Çünkü sosyal medya platformları, hedef kitle ile doğudan iletişimin kurulabildiği bir alandır.