500 Büyük Şirket İncelendi

Geçtiğimiz dönemde Türkiye’deki kurumsal sosyal sorumluluk projelerine dair bir araştırma raporu yayınlandı. İnsani Geliştirme Vakfı’nın (İNGEV) 500 büyük şirketin toplamda 1420 projesini inceleyerek yaptığı bu araştırmada hala Türkiye’de kurumsal sosyal sorumluluk kavramının oturmadığı gözler önüne seriliyor, öyle ki incelenen 1420 projenin yalnızca 746’sı kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak kabul edilirken 674’ü hayırseverlik ve sponsorluk olarak nitelenip kapsam dışında bırakılmış. Birleşmiş̧ Milletler Endüstriyel Gelişme Örgütü’nün (BMIDO) yaptığı tanıma göre iş faaliyetlerinde sosyal ve çevresel hassasiyetlerin gözetilmesi kurumsal sosyal sorumluluğun ana temasıdır. Sponsorluk ise bir etkinliği, kişiyi veya organizasyonu maddi olarak veya ürün veya hizmetlerin sağlanması yoluyla destekleme eylemidir. Sponsorluk ve kurumsal sosyal sorumluluğun ayrıştığı nokta da tam burada: Sponsorluk bir destekleme eylemiyken kurumsal sosyal sorumluluk projenin yürütücüsü olma durumu. Bir projede çoğu zaman birden fazla sponsor ve birden fazla sponsorluk opsiyonu olur. Bu sponsorluklar arasında ise en kıymetlisi ve sponsor olan firmaya en çok değeri katanı ‘anasponsorluk’tur. Projeden projeye ‘daimi sponsorluk’, ‘resmi sponsorluk’, ‘altın sponsorluk’ gibi pek çok farklı isimle de anılabilen anasponsorluk aynı zamanda şirketler incelendiğinde KSS projeleri olarak da karıştırılmaya en meyilli sponsorluk tipi. Çünkü gerçekten bir etkinliğe sponsor olduğunuz zaman, özellikle de anasponsor, etkinlik veya proje üzerinde belli oranda söz sahibi olabiliyorsunuz. Büyük ölçekli şirketlerin çoğunun kendi projelerini yürüttükleri halde bir yandan da hedefledikleri ya da birlikte anılmak istedikleri sektörlerdeki etkinliklere sponsor olmasının sebebi budur. Fuarlar, kongreler, seminerler, uzun soluklu projeler buz dağlarına benzerler. Sizin gördüğünüz dağın sadece görünen kısmıdır. Suyun altında proje yürütücüsü; hedefe ulaşma riski, ısrar, özveri, fedakarlık, sabır hatta bu süreçte zaman zaman da hayal kırıklıklarıyla mücadele eder. Bir şirket olarak sponsorluk mu yoksa proje yürütücülüğü mü yapmak istediğinize tüm bunları göze alarak karar vermeniz gerekir. Sponsorlukta adınız başka sponsorların da varlığıyla, belki de rakip firmalarınızla, anılacak ancak proje yürütücüsüne gerekli ödemeyi yaparak tüm bu uğraştan ve mesaiden kurtulabilirsiniz. “Hayır, ben kendi projemi yapacağım” dediğiniz noktada da uzun mesailer ve uğraşlar sonucunda tamamen size ait, markanızın sektörde ve medyada çok daha prestijli bir şekilde anılmasını sağlayacak işlere imza atabilirsiniz.Tabii her şey bunlarla bitmiyor. Kendi projenizin hedeflediğinizin başarıya ulaşacağının bir garantisi yok. Halbuki bir projeye, etkinliğe sponsor olduğunuz zaman muhtemelen karşınızdakiler sektörde daha önce pek çok etkinlik yapmış, doğal olarak da bu konuda tecrübeli insanlar olacak. Başarılı bir etkinliğe sponsor olmak adınızı; basılı, online ve sosyal medyada duyurmak ve gündeme gelmek demek. Tarafınızı seçin,karar sizin...