Franchise Market Türkiye
SAS uzmanlarına göre 2026 yılı, yapay zekada abartılı beklentilerin yerini yatırım geri dönüşü, hesap verebilirlik ve yönetişim odaklı bir döneme bırakacağı kritik bir eşik olacak
Yapay zekâya yönelik küresel ilgi artmaya devam ederken, sektör 2026 yılına doğru daha temkinli ve sorgulayıcı bir döneme giriyor. Veri ve yapay zekâ alanında faaliyet gösteren SAS’in uzmanları, önümüzdeki yılın yapay zekâ ekosistemi için bir “olgunluk ve hesaplaşma” sürecini başlatacağını öngörüyor.
Uzmanlara göre, son yıllarda hızla artan üretken yapay zekâ yatırımları, beklenen yatırım geri dönüşünü (ROI) sağlayamayan projeler nedeniyle mercek altına alınacak. CFO’lar ve üst yönetimler, yapay zekâ projelerinden kısa vadede somut maliyet tasarrufu, gelir artışı veya operasyonel verimlilik beklerken; ölçülebilir çıktı üretmeyen girişimlerin askıya alınması ya da sağlayıcı değişiklikleri gündeme gelecek.
2026 yılı itibarıyla CIO’ların rolünün de dönüşmesi bekleniyor. Yapay zekâ ajanlarının kurum içi süreçlerde daha yaygın kullanılmaya başlamasıyla CIO’lar, teknoloji sağlayıcısından çok farklı sistemleri ve işlevleri bir araya getiren “entegratör” bir lider kimliğine bürünecek. Yapay zekâ yönetişimi, entegrasyonu ve fonksiyonlar arası koordinasyon CIO ajandasının merkezine yerleşecek.
Raporda öne çıkan başlıklardan biri de “ajan yapay zekâ” olarak tanımlanan otonom sistemler. SAS uzmanları, bu sistemlerin yalnızca destekleyici araçlar olmaktan çıkarak insanlarla birlikte çalışan dijital ekip arkadaşlarına dönüşeceğini vurguluyor. Özellikle müşteri etkileşimleri, operasyonel karar alma süreçleri ve iş akışlarında ajan sistemlerin doğrudan gelir ve performans etkisi yaratması bekleniyor.
Bu gelişmeler, yeni iş rollerini de beraberinde getirecek. “Agent SRE” ve “Chief Agent Officer” gibi pozisyonların gündeme gelmesi, yapay zekânın artık sadece teknik değil, aynı zamanda finansal ve operasyonel sorumluluk taşıyan bir unsur haline geldiğini gösteriyor.
SAS uzmanları, yapay zekâ yatırımlarında insan odağının korunmasının da kritik olduğuna dikkat çekiyor. Yapay zekânın çalışanları ikame etmek yerine güçlendirmesi gerektiği vurgulanırken, yetkinlik gelişimi ve insan-makine iş birliğine yatırım yapan şirketlerin rekabet avantajı elde edeceği belirtiliyor.
Öte yandan erken dönemde yeterli ölçüm ve yönetişim olmadan hayata geçirilen yapay zekâ çözümlerinin, güvenilirlik sorunları yaratabileceği uyarısı yapılıyor. Kurumsal öz yönetişim, etik ilkeler ve açıklanabilir yapay zekâ uygulamaları, 2026 yılında inovasyonun tamamlayıcı unsurları olarak öne çıkacak.
Raporda ayrıca egemen ve hibrit yapay zekâ mimarilerinin yükselişi, veri merkezlerinin artan enerji ihtiyacı, sentetik verilerin stratejik önemi ve kuantum teknolojilerine yönelik artan güven de dikkat çeken başlıklar arasında yer alıyor.
SAS uzmanlarına göre 2026 yılı, yapay zekâda kontrolsüz inovasyondan hesap verebilir, ölçülebilir ve sürdürülebilir bir döneme geçişin başlangıcı olacak. Bu süreçte ayakta kalanlar, gösterişli projeler değil; sağlam veri temellerine, güçlü yönetişime ve net iş çıktıları üreten uygulamalara yatırım yapan kurumlar olacak.