Ara
Genel

Türkiye’nin Lider Restoran Markası

22 Mart 2019 — Yazar: Franchise Market Türkiye
24 yıldır gıda sektöründe faaliyet gösteriyorsunuz. HD Holding’i kısaca anlatabilir misiniz? HD Holding’in temelleri 1995 yılında babam Hakan Demirağ tarafından atıldı. İlk restoranımız HD İskender’i, Ankara’da ailemize ait olan bir iş merkezinin giriş katında açtık. Devamında ise HD İskender markamızla AVM’lerde yer almaya başladık ve geleneksel iskenderi AVM’lere taşıyan ilk marka olduk. 1999 yılında HD Döner, 2010 yılında Pidem ve 2013 yılında Pideko markalarımızla geleneksel Türk lezzetleri olan pide ve döneri özüne uygun ve en kaliteli haliyle misafirlerimizle buluşturmaya başladık. Hukuk kökenli bir aile olarak neden gıda sektörüne giriş yapmayı istediniz?  Babam Hakan Demirağ’ın aklında her zaman yeni bir iş kurma isteği vardı. Bir hukukçu olarak herkesin dışarıda kaliteli yemeği, rahat bir ortamda uygun fiyatla yiyebilmesi gerektiğine inanıyordu. Bu hayalini gerçekleştirmek için HD İskender’i hayata geçirdi.  Yatırım konusunda oldukça iddialısınız, her gün restoranlarınıza yenilerini ekliyorsunuz. Önümüzdeki 5 yıllık hedefleriniz nedir? Yurtdışına açılma planınız var mıdır?  2018 yılında yatırım konusunda önemli çalışmalar yaptık. 60’ın üzerinde restoran açılışımız gerçekleşti. Gıda sektöründe özellikle geleneksel Türk lezzetlerine ilginin arttığını görüyoruz. Tüketicilerin ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vermek, kaliteli ve uygun fiyatlı lezzetlerimizi daha fazla kişiye ulaştırabilmek için tabii ki yatırımlarımıza devam edeceğiz. Beş yıl içerisinde, yeni franchise sistemimizle beraber HD ailesine katılacak yeni yatırımcılarımızın da desteğiyle toplam 500 restorana ulaşmayı ve 6.500 kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Planlarımız arasında 2-3 yıl içerisinde yurtdışına açılmak da bulunuyor. Türk mutfağının geleneksel lezzetlerini yurtdışındaki misafirlerimizle paylaşmayı arzu ediyoruz. Yatırım yeri, mekânı gibi konularda araştırmalarımız devam ediyor. Franchise sisteminizi biraz anlatabilir misiniz? Son dönemde hem tüketicilerin hem de yatırımcıların iskender, döner, pide gibi Türk lezzetlerine olan ilgisi görülür şekilde artmış durumda. Biz de bu alanda lider olan markalarımızla hızla büyümeye devam ediyoruz. Bizimle birlikte büyüyecek ve kazanacak yol arkadaşlarıyla birlikte büyümek, girişimciler için yeni fırsatlar yaratmak istiyoruz. Yeni yatırımcıların dahil olmasıyla geleneksel Türk mutfağının sektördeki gücünün artacağına ve Türk markalarının kazanacağına inanıyoruz. Tabii ki 23 yıldır sahip olduğumuz ürün ve hizmet kalitemizi devam ettirebilmek için franchise adaylarımızda aradığımız bazı temel özellikler de olacak. Öncelikle alanında lider ve kazançlı markaları temsil etme isteğine sahip olmak çok önemli. Buna ek olarak HD Holding’in vazgeçilmez prensipleri olan “Ürün kalitesi odaklı”, “Misafir memnuniyeti odaklı” ve “Her zaman uygun fiyat odaklı” olmayı benimsemiş olmak, Türk lezzetlerini, güçlü bir Türk markası ile daha fazla kişiye ulaştırmanın heyecanına sahip olmak, gerekli olan yatırımı karşılayacak finansal kaynaklara sahip olmak ve zamanını restoranına ayırabilecek olmak da bizim için diğer önemli hususlar. Franchise sistemimizi kurarken her zaman önceliğimiz olan konu ise “operasyona tam destek”. Franchisee’lerimize olan yaklaşımımız da aynı şekilde devam edecek. Yatırımcılarımıza kendi et işleme tesislerimizde tüm denetimlerden geçerek hazırladığımız ürünlerimizi güvenli bir şekilde ulaştırmaya devam edeceğiz. HD Akademi ile birlikte çalışarak restoranlara eğitimli eleman desteği sağlayacağız. Bünyemizde büyük bir operasyon ekibimiz var ve sürekli sahadalar. Onlar da restoranlarla birebir ilgilenecek. Ayrıca gizli müşteri ve kalite denetimlerimiz de devam edecek. 23 yıllık restorancılık tecrübemizin yanı sıra satın alma gücümüzden faydalanma imkânı da sağlayacağız. Bünyenizdeki markaların vizyonu, kitlesi ve hedeflerinden, sizi diğer markalardan ayıran unsurlardan söz edebilir misiniz? HD Holding olarak vizyonumuz, hakkıyla dışarıda yemek yeme deneyimini ulaşılabilir kılarak, bulunduğumuz her pazarda Türk mutfağının lider temsilcisi olmak. Bunu sağlamak için de 3 önemli prensibimizden asla vazgeçmiyoruz: Ürün kalitesi odaklı, hizmet kalitesi odaklı ve ulaşılabilir fiyatlı olmak. Hedef kitlemizi dışarıda daha iyi bir yemek yeme deneyimi yaşamak isteyen herkes olarak tanımlıyoruz. HD İskender ile iskenderi AVM’lere taşıyan ilk markayız. Restoranlarımızda yüzde yüz usta eliyle ve sadece dana etiyle hazırladığımız geleneksel iskenderi, tüm ritüellerini yerine getirerek uygun fiyatla misafirlerimizle buluşturuyoruz. HD Döner’de geleneksel Türk yaprak dönerini restoranlarımızda ustalarımız tarafından siparişe özel olarak hazırlayıp misafirlerimize sunuyoruz. Pidem markamızla kaliteli, doyurucu, hızlı ve uygun fiyatlı pidelerimizi, 120’den fazla restoranımızda misafirlerimizle buluşturuyoruz. Türkiye’nin en büyük pide zinciri olmanın gururunu yaşıyoruz. Pideko markamızla ise, misafirlerimiz için bulunduğumuz her noktada en ekonomik tercihiz diyebiliriz. Bizler yaptığımız her işi hakkıyla yapmayı seven bir ekibiz. Türkiye’nin en büyük yerli restoran zinciri olmamızı sağlayan ve bizi farklı kılan en önemli özelliklerimiz;  
  • Ürün kalitemize ve misafir memnuniyetine verdiğimiz önem,
  • Kaliteli ve en önemlisi özüne uygun olarak sunduğumuz geleneksel Türk lezzetleri
  • Yirmi yılı aşkın restorancılık deneyimimiz,
  • Restoranlarımızda sunduğumuz etlerimizi kendi et işleme tesisimizde işlememiz ve hiçbir katkı maddesi kullanmıyor olmamız
  • İşinin ehli ustalarımızla ve titizlikle yönettiğimiz mutfağımız
  • Gelenekleri önemseyen, misafirperverliğe değer veren ekiplerimiz
  • Tüm bunları ulaşılabilir/uygun fiyata sunuyor olmamız
Bu yıl AYD ve Akademetre iş birliği ile düzenlenen “Türkiye’nin Bir Numaralı Markaları” araştırmasında “Türkiye’nin 1 Numaralı Restoran Markası” seçildik. Tüm bu saydığımız, bizi farklı kılan özelliklerimizin misafirlerimiz tarafından da onaylandığını görmek ayrı bir mutluluk kaynağı oldu bizim için. 23 yıldır sektörde var olabilmek, alanında ilklere imza atan başarılı markalara sahip olmayı neye bağlıyorsunuz? Farklı stratejileriniz var mı? Sahip olduğumuz 23 yıllık deneyim bizim doğru stratejiler geliştirerek başarıya ulaşmada en büyük gücümüz diyebiliriz. Türkiye genelinde 200’den fazla restoranımız, 2 adet et işleme tesisimiz ve güçlü bir dağıtım ağımız var. Üretimden, restorandaki servis sürecine kadar her aşamayı denetliyoruz.  Dolayısıyla satın alma gücü, ürün kalitesi ve misafir memnuniyeti sağlamada önemli kaynaklara sahibiz. Tüm bu özelliklerimiz de kaliteli ürün ve uygun fiyat stratejimizi devam ettirebilmemizi sağlıyor. HD Holding olarak kısa vadeli planlar yapmak ve dış etkenlere göre karar almak yerine; uzun vadede kendimizi nasıl geliştirebileceğimize ve nasıl daha iyi hizmet sunabileceğimize ilişkin çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu stratejik bakış açısı da her koşulda bizi başarıya taşıyacak bir motivasyon sağlıyor. İyi stratejiler geliştirmek tam anlamıyla başarının tek anahtarı değil; bu stratejileri uygulayacak gelişimine destek olacak ekiplerle de çalışmanız gerekiyor. Bizim için işini hakkıyla yapan ekiplerle çalışmak çok önemli. 2 yıl önce bu alanda en önemli adımı atarak CEO’luk görevimi profesyonel bir isme, Emin Güvenç’e devrettim. Şu anda yönetim kurulu başkanı olarak göreve devam ediyorum. 2 yıl içerisinde kadromuza önemli isimleri katarak HD Holding’i bir aile şirketinden kurumsal bir şirket yapısına dönüştürdük. Şu anda en kurumsal gıda perakendecisiyiz diyebiliriz. Müşteriye iyi bir deneyim sunmak için önemsediğiniz detaylar neler? Müşterilerimizin her birini misafir olarak görüyor ve misafirlerimizin memnuniyetine büyük önem veriyoruz. İyi bir deneyim sağlamak için; ürün kalitesinden restoranlardaki hizmetlere kadar her aşamada en iyisini ve en kalitelisini sunmamız gerekiyor. Bunu sağlamak için et işleme tesislerimizde ve restoranlarımızda düzenli olarak yaptığımız kalite kontrollerine ek olarak restoranlarımızda her hafta gizli müşteri ziyaretleri yapıyoruz ve tüm restoranlarımızın performanslarını puanlıyoruz. Düzenli olarak tüm restoran personelimize özel eğitimler veriyoruz. Sosyal medya hesaplarından ve çağrı merkezlerimizden gelen tüm yorumlara hızlıca cevap veriyor ve misafirlerimizi bizzat arayıp görüşlerini alıyoruz. Restoranlarımızı özel kameralarla izliyor ve ekiplerimize anlık bilgi veriyoruz Gelecek dönem planlarınızdan bahseder misiniz? 2018 yılında 60’ın üzerinde yeni restoran açılışımız oldu, yatırımlarımıza aynı hızla devam ediyoruz. Ayrıca yeni franchise sistemimizle daha da fazla noktaya ulaşmayı hedefliyoruz. Kısa vadede hedefimiz 200’den fazla olan restoran sayımızı 5 yıl içerisinde 500’e çıkarmak ve 6500 kişiye istihdam sağlamak. Uzun vadede ise; HD Holding markalarını yurt dışına taşıyarak Türk mutfağının geleneksel lezzetlerinin dünya çapındaki lider temsilcisi olmayı hedefliyoruz. Sadece iş yaşamınızla değil hobiniz olan Show Jumping (binicilik) ile de ülkemizi temsil ediyor büyük başarılara imza atıyorsunuz. Ne zaman bu spora başladınız, sizin için neden önemli ve nasıl başarılarınız var onlardan da bahsedebilir misiniz? Show Jumping (binicilik) benim için aşk gibi bir şey, bir hayat tarzı aslında. Bence insanın keyif aldığı, onu mutlu eden şeyleri erken yaşta keşfedip yapıyor olması çok büyük bir şans. Binicilik benim hem ruhumu besliyor hem sağlıklı olmamı sağlıyor hem de çok keyif alıyorum ve eğleniyorum. Dünyanın birçok yerinde birçok şehrini görme fırsatı buluyorum. Farklı insanlarla tanışma imkânı bulunuyorum. Bu durum insanın ufkunu açıyor, vizyonunu genişletiyor. Tamamen tesadüfen başladım diyebiliriz. 8 yaşında Atlı Spor Kulübü'ne gittim ve oradaki insanları görünce imrenerek başladım. Uluslararası ve ulusal birçok yarışa katıldım. 100’ün üzerinde derecem var.  Bu yıl içerisinde 3 birinciliğim oldu. En son “Global Champion Tour 1*” yarışlarında Türkiye’yi temsil ettim ve yarışı kazandım. Onun öncesinde ise Hollanda'da Nisan ayında düzenlenen, 70 ülkeden 130 katılımcının olduğu yarışta yine birinci oldum. Türkiye’yi birçok yarışmada temsil etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşadım. En büyük hedefim bu işten aldığım keyfi devam ettirmek, bu konuyu seven yeni insanlarla tanışmak, kurumsal yaşam içerisinde iş temposu yoğun olan bir kişinin ayrıca bir spor dalıyla da ilgilenebileceğini ve ileriye götürebileceğini gösterebilmek ve gençlere bu anlamda örnek olmak diyebiliriz. 1995 yılında ilk restoranınızın açılmasıyla aslında iş hayatına atıldınız. 2010 yılında da HD Holding yönetimini devraldınız. Sizce 37 yaşında genç bir yönetici olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?  Genç bir patron olduğunuz zaman, özellikle sizi tanımayan insanlar genelde ön yargılı davranıyorlar. Sizi “zengin çocuğu” gibi algılıyorlar ve işlere hâkim olmadığınızı, sadece patronun oğlu olduğunuz için o mevkide olduğunuzu düşünüyorlar. Ama sizi tanıdıktan sonra ve yaptığınız işe olan hakimiyetinizi gördükten sonra saygı duymaya başlıyorlar. Diğer bir yandan da iş hayatına erken başlamak aslında her zaman bir avantaj. Daha uzun vadeli stratejiler çizebiliyorsunuz, hayallerinize ulaşmak için daha uzun bir zamanınız olabiliyor. Gelecek ile ilgili nasıl hayalleriniz var? Benim hayallerim sahiplik üzerine ya da maddiyatla ilgili hayaller değil. Yaptığımız işlerle ilgili daha idealist hayallerim var diyebilirim. Çok zengin bir Türk mutfağına sahibiz ama maalesef gereken değerin verilmediğine ve hala geri planda kalan lezzetlerimiz olduğuna inanıyorum. AVM’lerdeki yeme içme katlarında yabancı markaların hakimiyetindense Türk markalarının ve Türk lezzetlerinin daha hâkim olmasını istiyorum. Tüm markalarımızla da bu hayallerimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Gıda sektöründe faaliyet gösteren köklü ve büyük bir marka olarak yeni girişimcilere nasıl önerilerde bulunmak istersiniz?  İşe küçükken başlayın, yaptığınız işi küçümsemeyin, hiçbir zaman kestirmeden gitmeyin, bedelini ödeyerek uzun vadeli planlar yapın. Eğer yaptığınız işe inanıyorsanız, yaşayacağınız tüm olumsuzluklara rağmen çıktığınız yoldan asla vazgeçmeyin.
HD Lider Restoran

İlginizi Çekebilir