İZMİR’DE REKLAMCILIĞIN GÜVENİLİR İSİMLERİNDEN ZEYNEP GEYLANİ: KRİZ DÖNEMLERİNDE REKLAM ÇOK DAHA ÖNEMLİ!
Bu ayki portremizde İzmir’de reklamcılık sektöründe bir başarı hikayesinin kahramanı Zeynep Geylani’yi tanıyacağız. Sektörün tüm dinamiklerinde uzun yıllar yönetici olarak görev yapan Zeynep Geylani artık kendi kanatlarım ile uçma zamanı diyerek Pixellium'u kurdu. Sektöre kendi şirketi ile hızlı bir giriş yapan Geylani 2024’e dair hedeflerini ve reklamcılık sektörünün durumunu anlattı.
- Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız? Reklamcılık sektörü ile nasıl tanıştınız?
Çalışma hayatına lise stajım ile başladım ve üniversite yılları dahil iş hayatından hiç kopmadım. Ne yapacağıma karar verene kadar alan ve alan dışı deneyimler kazandım ve sonunda kariyerime medya sektöründe devam etmeye karar verdim. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdikten sonra(2004) Dünya Gazetesi pazarlama bölümünde sektöre giriş yaptım. Daha sonra İzmir’in en büyük reklam ajanslarından birinde müşteri direktörlüğü, hemen arkasında da Turkmedya grubunda (akşam ve güneş gazeteleri, show tv, alem fm, alem dergisi, platin dergisi karmasının olduğu dönem) reklam bölümünde yer aldım. Bir süre sonra mecra tarafından marka tarafına geçerek (masanın diğer tarafını deneyimlemek için) bir grup şirketinin halkla ilişkiler birimini kurdum ve ajans bağlantılarını tamamlayarak 2012 yılında medya planlama ve satın alma sektörüne adım attım. Artık istediğim ana iş olan medya planlama ve satın almayı hakkıyla yapabilecek deneyimde ve yerdeydim. İstanbul’lu bir ajansın İzmir ayağında genel koordinatörlük görevini üstlendim. Günümüze kadar gerek ulusal gerekse lokal çok sayıda reklam verenle çalışma imkanı buldum. Sahip olduğum sorumluluklarımın yanı sıra, sektöre insan kaynağı yetiştirerek ve medya planlama konusunda da farklı üniversitelerin İletişim fakültesi medya planlama & satın alma derslerine konuk eğitimci olarak katılıp sektörün yakın gelecekteki oyuncuları ile tecrübelerimi paylaştım. Şu anda çalışmalarımı kendi ajansım Pixellium ile sürdürmeye devam ediyorum.
- Bu sektörde olmanın zor ve kolay yanları nelerdir?
Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzün de zor ve kolay yanları var tabii. Özellikle pandemi sonrası mecralar evrim geçirdi ve çok büyük dönüşümler var. Bunu iyi izlemek ve okumak için geçmişi iyi bilmek, günü iyi analiz etmek, gelecek için doğru plan ve kurgular ile ilerlemek gerekir. Medya planlamanın reklamın içinde ayrı bir uzmanlık alanı olarak kabullenmesi çok uzun sürdü. Yıllarca firmalara medya ajansının ne yaptığını anlattık ve hala anlattığımız toplantılar oluyor maalesef. Reklamcılar ya da firma sahipleri yıllarca kendi mecra tüketimleri doğrultusunda medya kullanımı yapmaya çalıştılar. Hala bunun örnekleri var ve bunu yıkmak bence her iki taraf için de en zor süreç. Biz farklı mecra tüketimlerinin olduğunu, veri bazlı bir medya planlama yapmanın ne olduğunu anlatarak yol almaya çalıştık hep. Bu anlamda bizi dinleyip uygulayanlar ile güzel yollar kat ettik. Biz reklam verenin ya da bizim mecra tüketim alışkanlıklarımıza göre değil, kampanya ürününün hedef kitlesinin mecra tüketim alışkanlıklarına göre bir medya planı hazırlıyoruz.
- Pixellium'u kısaca anlatır mısınız?
Pazarlama bilimini planlamaya dönüştüren yani tüm mecralarda entegre iletişim çözümleri sunan medya planlama ve satın alma ajansıyız. Benim 20 yıllık mecra ve kurumsal geçmişim ile harmanlanan tecrübelerimizi markalarınızı büyütmek için kullanıyoruz. Başarılı olmak için ne yapmak gerektiğinin yanında ne yapmamak gerektiğini biliyor, entegre iletişim çözümlerimiz ile markalarımıza değer yaratacak sonuç odaklı kurgular ile ekiplerinin bir parçası oluyoruz. Bir medya planlamacı nasıl olmalı? Medya planlamacı ile tüketici arasında bağlantı var mı? Elbette var hem de çok güçlü bir bağlantı var. Tüketici her zaman bizden önde gidiyor. Onları izlemek ve trendleri takip etmek çok önemli. Bu anlamda medya planlamacı için veri okumak çok önemli. Tüketicinin bütün satın alma yolculuğuna eşlik etmeli. Analitik olmalı. Markayı ve markanın rekabetini, tüketicisini ve satın almayacak tüketiciyi bile çok iyi bilmeli. Çünkü satın alacak olan alır, önemli olan almayacakları ikna etmek.
- Peki deneyimlerinizden aldığınız en büyük haz nedir?
Uzun yıllardır takım çalışması, medya ilişkileri, reklamcılık ve pazarlama stratejisi konularında harika deneyimler yaşadım ve motive oldum. Bu işleyiş içinde takımlara liderlik etmek, müşterilerimiz ve iş ortaklarımız ile sürekli etkileşim kurarak birlikte projeler üretmek, bunu yönetmek ve geliştirmek en temel disiplinim oldu. Bir organizasyon içinde başarılı iş ilişkileri geliştirmenin en önemli adımı kararlı ve sonuç odaklı olmaktır. Deneyimlerimden aldığım en büyük haz ise farklı sektörlerde çalıştığım firmalar ile farklı hedef kitlelere ulaştığımız başarılı kampanyalarımız oldu.
Kriz dönemlerinde reklam çok daha önemli bir alan yaratıyor. Siz bu konuda ne gibi önerilerde bulunursunuz firmalara Bu konu ile ilgili aralıksız 24 saat konuşabilirim aslında. Çok da önemli bir konu ama çok özetle şunu söylemek isterim; kriz dönemlerinde firmaların tasarruf listelerinin ilk sıralarında reklam-pazarlama harcamaları var ancak kriz dönemi harcamalarını kısmayan markaların dünyada devleştiği örnekler var. Düşünsenize, kriz olmuş saha boş, kale boş, top ayağınızın önünde. Atın hadi o golü.
- Siz sadece İzmir değil farklı illerde de kampanya yönetiyorsunuz. İzmir’den tüm Türkiye’ye hatta Avrupa’ya bu işi nasıl yönetiyorsunuz?
Nerede yaşadığınızın yada işi nereden yönettiğinizin günümüzde hiçbir önemi kalmadı. Farklı farklı ülkelerde iş yönetimi yapan beyinler/şirketler var. Hatta bizim işimizin en güzel yanı da bence bu. Her ülkenin hatta Türkiye’yi konuşalım, ülkemizin her ilinin bile mecra tüketim alışkanları farklı. Kampanyaya hazırlanırken önce hedef bölgeyi çalışıyoruz. O bölgeye göre de mecra kullanım dinamiklerimizi belirliyor ve başlıyoruz.