Ara
Genel

İTİBARDAN TASARRUF EDİLMEZ

10 Nisan 2019 — Yazar: Franchise Market Türkiye
Parayla ilişkinizi nasıl tanımlarsınız? Ben parayı ne baş tacı yapıyorum ne de onu dışlayıp yok sayıyorum, kerata benim için hedeflerime giden araç. Gerektiği kadar önemsiyorum ve ilişkimi sağlıklı tutuyorum. Finansal gerçeklerimi, para karakterimi, risk anlayışımı, borç konusunda duyarlılığımı biliyorum ve ilişkilerimde de bu konuyu çıkmaz haline getirmiyorum. Bu konuda birçok seminer verdiniz. Sizce Türkiye’de kişilerin paraya yaklaşımı nasıl? Para ile ilişkimiz ‘yavrum elleme, pistir’ diye başlıyor. Beyin bunu kodluyor. Zaman geçiyor, çevremizden gördüklerimiz ve deneyimlerimizle para karakterimiz şekilleniyor. Para konularında utanıyoruz, sıkılıyoruz, suçluyoruz, konuşmayıp tabu haline getiriyoruz. Ancak; tasarruf yöntemleri, paylaşmanın bereketi, israf etmemek… Bunlar bizim kültürümüzde olan, anneanne-babaannelerimizden gördüğümüz şeyler. Bir de alın terimizle kazandığımız parayı çalıştırma konusunda daha doğru bilgi ve bilinçle hareket etmemiz gerekiyor. Maaşımızı aldık ve bütçemizi düzenlemek, organize etmek istiyoruz. Ne yapmalı, nasıl bir yol izlemeliyiz? Bütçe; kişiyi, şirketi, ülkeyi finansal hedeflerine götüren ‘araç’tır. Bizi yönlendirir ve belli bir plan doğrultusunda A noktasından B noktasına götürür. Nasıl olmalı? Kazandığınızdan az harcayın. 10, 20, 50 lira da olsa kenara ayırın.
    • Simit alsanız dahi not alın, yazmadığınız şeyleri bilemezsiniz.
    • Maaşınızı gider kalemlerine ayırıp yazın. (Kira, gıda, fatura…)
    • Her gider kalemine aylık limit belirleyin. (Kıyafet: 100₺)
    • Esnek olun. Bir kaleme fazla verirseniz diğerinden kısarak dengeleyin.
    • Gerçekçi olun, bugünkü gelirinize göre konuşun.
    • Karı koca ayda 1 saat, bütçe toplantısı yapın.
 Parayla ilişkimizde nerelerde hata yapıyoruz? En temel hata, gelirimizden çok harcıyoruz. Daha çok kazanmak istiyoruz ama harekete geçmiyoruz. Üzülünce, sevinince soluğu AVM’lerde alıyoruz. Arkadaşlara şirin gözükmek için finansal gerçekleri düşünmeden yemek ısmarlıyoruz. En temel sorunlardan biri de bildiğimizi zannediyoruz. Araştırmalara göre birikim, yatırım konularında “ben biliyorum” demek önemli bir sorun. İnsanlar kendi değerleri doğrultusunda, gerçekten kendi istedikleri için harcamalılar. Halbuki bir çoğumuz sistemin veya çevremizin “esiri” durumundayız. Faturaları yönetmek mümkün mü? Evet. Dokuz senedir Türkiye’yi geziyorum, evlere gidip her gelir grubu için bütçe yapıyorum. Görüyorum ki kaynakları verimli ve doğru kullandığımızda faturalarda yüzde 50’ye varan tasarruf elde etmek mümkün. Bize her alandan tasarruf ipuçları verebilir misiniz? Bulaşıkları makinede yıkayıp yılda takribi 1600 damacana (30 ton) su tasarruf edin.
  • Çamaşır makinesiyle haftada sadece bir kez daha az yıkayarak yılda 9 ton su kazanın.
  • Düzenli olarak yıllık kombi ve kalorifer peteklerinin bakımını yaptırın. Peteklerin içindeki su ne kadar temiz olursa su o kadar çabuk ısınır, yüzde 30 tasarruf sağlarsınız.
  • Evde diz battaniyesi, koltuk ya da yatak örtüsü olarak yünlü ya da kadife kumaşlar kullanarak daha sıcak bir ortam yaratabilirsiniz.
  • Bulunduğunuz ortamın ısısını artırmadan önce vücut ısınızı artırmaya bakın. Mesela tarçın, vücut ısısını artırır hem de tatlı isteğini azaltır. Süte, yoğurda, suya ya da çayınıza ekleyebilirsiniz.
  • Online dizi, film, müzik platformlarındaki üyeliklerini arkadaşlarınla paylaşarak, ücreti ortak ödeyebilirsiniz.
  • Buzdolabıyla duvar arasında 10 santimetrelik boşluk bırak enerji tüketimini yüzde 15-20 oranında azaltın.
  • Buzdolabının içine bir kase buz koyun, soğumasına yardımcı olun.
  • Yemekler güzel kokuyor biliyorum ancak fırının kapağının her açılışı yüzde 20 ısı kaybına neden oluyor.
  • Klimada artırılan her bir derece, yüzde 10 fazladan elektrik maliyeti demek.
  • Duş sonrası saçınızı havluyla güzelce kurulayın. 10 dakika çalışan bir saç kurutma makinesi 60 vatlık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğer bir elektrik tüketir.
  • En önemlisi, kişisel enerjinizi ve zamanınızı verimli kullanın. Enerji hırsızlarını unutmayın.
  İyi bir alışverişin püf noktaları nelerdir?  10 Saniye Kuralı: Satın alma yapmadan önce ürüne 10 saniye boyunca şu soruları sorun: - Sen istek misin ihtiyaç mı? - Evde senden var mı? - Seni alırsam kaç kere kullanırım? - Bütçemde sana yer var mı? - Senin için borçlanmaya değer mi? İhtiyaçsa veya gerçekten çok istiyorsanız alın, diğer durumda bırakın. Büyük tutarlı ödemeler için 10 saniye yerine 24 saat bekleyin ve düşünün. Kasa Oyunu: Bazen alıyormuş gibi alışveriş yapıp, kasaya gelince vazgeçmek, almış gibi iyi his verir. Göz doyar. Kasa Limiti: Örnek: “Bugün bu dükkanda 50 liradan fazla harcamayacağım” deyin ve buna uyun. Kasa Şaşırtması: Kasada bozuk para ile ödeyin. Beyniniz şaşıracak. Sizin olmayan paraları harcayamayacaksınız. Kredi Kartını Dondurun: Dayanamıyorsanız bir ay, kasede buzluğa koyun. Hmm… Dayanabilir misiniz bakın. İnternet Tanımlama: Alışveriş sitesinden kartınızın tanımını kaldırın. Bakalım ne olacak. Alışverişte Seçim Kuralı: İki şey arasında karar veremiyorsunuz. İkisini de bırakın. Aklınız birinde kalmasın. Detoks Günü: Haftanın bir günü, örneğin salı, hiç harcamayın. Oyuncak Günü: Çocuğunuza sadece ayın bir günü oyuncak alın. İndirimler kişileri para harcamaya teşvik ediyor. Bir yandan da hayat ilerliyor para biriktirmek gerek… Bunu nasıl yapacağız? Harcayacağız tabi… Para en güzel harcarken birikir. Ama gördüğümüz anda çarpıldığımız zaaf harcamalarından değil, planlı harcamalardan bahsediyorum. İndirimlerin sonu yok bunu unutmayın. Bütçenizi yapın, finansal hedefinizi belirleyin, bunun için ne kadarlık birikime ihtiyacınız olduğunu hesaplayın ve ona doğru ilerleyin. Çocukların parayla ilişkisini yönetmek için ailelere hangi tavsiyeleriniz olur? Özgürlük istediğin yöne uçabilmek, ‘finansal özgürlük’ ise bunu kendi kanatlarınla yapabilmektir. Finansal özgür çocuklar yetiştirmek için onlara parayı öğretmeliyiz. Çocuklar aileden ne gördüyse onu uyguluyor. Para konusunda da onlara örnek olmalıyız. Üç Kumbara: Çocuğunuzun birikim, harcama ve paylaşma için üç kumbarası olsun. Harçlık, parmak izi gibidir. Ailenin değerleri, bütçesi ve sosyal çevreye göre değişir. 7-13 yaş arası haftalık, 13-18 yaş arası aylık olmalı. - Çocuğa ‘paramız yok’ demeyin, ‘planımızda yok’ deyin. - Bir şey almak istediğinde 10 saniye ‘istek mi, ihtiyaç mı?’ diye sorsun. - Faturalardan çocuğunuz sorumlu olsun. Tasarruf ederek kazandırdığı miktarı ona verin. Siz nelerden tasarruf edersiniz? Asla tasarruf etmeyeceğiniz şeyler nelerdir? Senelerdir söylediğim her şeyi önce ben uyguluyorum. Tatildeyken para konuşmam. Lüks bir tecrübe yaşıyorsan bunu sorgulamam önceden planlamışımdır zaten… Harcıyorum tabii ama planlı olarak. Benim için tasarruf edilmeyecek şeyler; sevgi, itibar, özgürlük, adalet temel değerlerimdir. Son olarak Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER)’den bize biraz bahseder misiniz? Ülkemizde pek konuşulmayan para konusunun ve birikim, bütçe gibi kavramların hayatımıza girmesi başta olmak üzere, finansal okuryazar bir ekosistem oluşturmak amacıyla 2012 yılında kuruldu. Tasarruf bilincini yaygınlaştırmak ve herkesi bankacılık sistemlerine dahil edip yaygın olarak kullanılmasını sağlamak FODER’in öncelikli hedefleri arasında. Başta kadınlar, çocuklar ve gençler için olmak üzere çeşitli projeler hazırlayarak, sarsılmaz bir ülke ekonomisi için çalışıyor. Özlem Denizmen Kimdir?                                                                                              İş kadını, sosyal girişimci, TV programcısı, konuşmacı, yazar, anne. Hayatın bütününün bir eğitim olduğuna inanan Özlem Denizmen, lisans eğitimini Cornell Üniversitesi Endüstri İşletmeciliği bölümünde tamamladı. Sonra, MIT Sloan School of Management’ta MBA (Finans) yüksek lisansı yaptı. Ayrıca, Stanford’da “Pazarlık”, GE Crotonville Merkezi’nde “Liderlik”, Harvard Business School’da “İleri Seviye Yönetim”, Harvard Üniversitesi Kennedy School of Government’da ‘’21. Yüzyıl Kamu Politikaları Liderliği’’ programlarını bitirdi. İş hayatına 1994 yılında ABD’de başladı. Çalışma hayatının temeli ‘finansal planlama’ olan Özlem Denizmen, ilk olarak “Finansal Analist” olarak Merrill Lynch Yatırım Bankası’nda görev aldı. Ardından Türkiye’ye dönerek iş hayatına Garanti Yatırım Bankası’nda devam etti. 2000’den bu yana Doğuş Grubu’nda bütçe planlama, strateji, iş geliştirme, yatırımcı ilişkileri başta olmak üzere çeşitli görevler üstlendi. Halen Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkan Danışmanlığı ve Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini sürdüren dünya çapında ‘sürdürülebilirlik’ alanında otorite ve standartları belirleyen kuruluş Reporting Initiative’in (GRI) Türkiye’den seçilmiş ilk yönetim kurulu üyesidir. Özlem Denizmen, liderlik ettiği sosyal sorumluluk ve eğitim projeleriyle ülkemizde finansal okuryazarlığın ve kadının ekonomik güçlenmesine öncülük eden bir gönül elçisidir. 2010 yılında Türkiye’de, temeli finansal okuryazarlığa dayanan, ‘Para Durumu’ sosyal girişimini başlamıştır. Para Durumu markası altında, eğitim, medya, televizyon, akademi, kamu ve özel sektör dahilinde birçok projeye imza atan Denizmen, toplum ile sürekli birebir temastadır. Televizyon programları, gazete ve dergi yazıları, katıldığı radyo-televizyon programları ile her hafta milyonlara ulaşmaktadır. Aktif olarak Türkiye’nin dört bir yanında verdiği seminerler ile halkımızın para ile ilgili dertlerini, sorularını birebir takip etmekte, kadınlarımızın eğitim ve bilinçlenmesini özellikle önemsemektedir.
para röportaj tasarruf

İlginizi Çekebilir