Ara
Genel

Doğru Yerde, Doğru Kişiyle, Doğru Işıkla: No.14 Studio

27 Mart 2019 — Yazar: Franchise Market Türkiye
Seçkin Tayşi kimdir? Fazla mükemmeliyetçi biri olduğum için her şeyin doğru yerde, doğru kişilerle, doğru ışığa göre yapmaya özen gösteriyorum. Kişilik özelliklerim de yansıyor ekrana, çok fazla AR-GE yapıyorum o da yansıyor. Görsel hafızam çok kuvvetlidir, bu da fotoğrafçılık mesleğinde bana yardımcı olan özelliklerimden biri. 5 gün önce de görsem 5 yıl önce de görsem bir gördüğüm yeri bir daha unutmuyorum. Bazen bir çekim işi geliyor, “bu çekimi şurada yapalım” diyorum, bir düşünüyorum ki o dediğim yeri 3 yıl önce görmüşüm. Dolayısıyla gezmeyi çok seviyorum. Buna anı biriktirmek de diyebiliriz. Daha sonra anılarım işim haline dönüyor. Benim fotoğrafçılık maceram dedem ve babamın fotoğrafçılığa olan merakıyla başladı. Dedemin baskıya da merakı vardı. Hobi olarak yapıyordu ama evin çatı katında karanlık odası vardı, ciddi bir emek harcıyordu yani. Ben de onun yanında sürekli görüyordum iş yapışını. Yurtdışından özel fotoğrafçılık makinaları getiriyordu. 12 yaşında bir fotoğraf stüdyosuna çırak olarak girdim. Hafta sonları, yaz aylarında falan hep çalışıyordum orada. Benim merakım olduğunu görünce babam yönlendirdi sağ olsun. Lise zamanımdan sonra da Polaroid’de çalıştım. Hep fotoğrafla iç içe oldum. Harika anılar. Peki hatırlıyor musunuz; ilk fotoğraf makinanız ne zaman oldu? Çok makinam oldu, hatırlamam biraz zor. Fotoğraf makinam ortaokuldayken de vardı. Okula götürür okulda çekerdim bir sürü fotoğraf. Bir idolünüz, yolundan gittiğiniz biri var mı? 2010 yılında Bülent Çalımlıoğlu’nun yanında işe başladım. Oradan buraya kadar geldim, öbür türlü zordu. Bana çok şey öğretti, onun sayesinde buralara kadar geldim. 14 Studio’nun kuruluş aşamasından biraz bize bahseder misiniz? İlk olarak bir arkadaşımın Alsancak’taki 50 m2 ofisinde başladım. Sağ olsun bana ofisini açtı. Ama tabi işler ilerledikçe benim de stüdyo ihtiyacım doğmaya başladı. Hakikaten her fotoğrafçının bir stüdyosu olması gerekiyor. Böylelikle şimdiki ofisimi kurdum bende. Şu an 200 m2’lik iki katlı bir ofisimiz var. Aşağı katı komple stüdyo yaptık, üst kat çalışma alanımız. Genelde ajanslarla çalışıyoruz. Tekil müşterimiz çok az sayıda. Birlikte çalıştığımız moda ajanslarımız, internet ajanslarımız var. Moda dergilerinin kapaklarını çekiyoruz. Sosyal medya popülerleştikçe sosyal medyaya ve internete dair çekimler yapmaya başladık. No.14 Studio olarak biz bir setin bütün aşamalarını yürütebiliyoruz. Işığından tutun da makyözüne kadar ayarlıyoruz. Artık herkesin elinde fotoğraf makinası var. Birçok insan çeşitli platformlarda fotoğraflarını paylaşıyor. Peki siz bir fotoğrafçı gözüyle bu fotoğraflar hakkında ne düşünüyorsunuz? Mesleki bir rahatsızlık yaşıyor musunuz? Evet bazen oluyor. Özellikle film izlerken. Filmde kadraja bakıyorum, ışığa bakıyorum vs. onu önleyemiyorum. Instagram’ın popülerleşmesiyle bu amatör fotoğrafçılık çok arttı ama seviniyorum ben bu duruma. Biz de ekibimizde gençlerle çalıştığımız için sosyal medya sektörel gündemi takip etmemizi çok kolaylaştırıyor ama yine de Telefondayken kulağım makinamın “click” sesini arıyor. Telefon anı yakalamak için ideal ama fotoğraf makinam da sürekli arabamda olur. Seçimler yaklaştıkça seçim kampanyası çekimleri de artıyordur diye düşünüyoruz. Siz bu tip çekimler yapıyor musunuz? Evet, yapıyoruz. Çok keyifli oluyor hem de. İnsanların adaya dair sempatisini bile etkiliyor bu çekimler. Dolayısıyla biz de böyle işlerle insanların hayatlarına dokunmayı seviyoruz. Canon markasıyla bir iş birliğiniz olduğunu biliyoruz. Bu iş birliğinden biraz bahseder misiniz? Türkiye’ye yeni gelen bir fotoğraf makinasının Antalya’da lansmanı vardı. Deneyimlemek için gittik lansmana. Orada irtibatımız başladı ve ilerledi. Şu an, yeni geliştirilen makinaların piyasaya sürülmeden önce gönderilip denenmesi istenen stüdyolardan birisiyiz. Canon’un geçen sene bir etkinlikte standı vardı, orada bir aktivite yaptık. Stantta bir moda çekimi organize ettik. Model geldi, saçı makyajı yapıldı. Çekim gerçekleştirdik ve çok güzel bir ekip çalışması ortaya çıktı. Birçok marka çekimi de yapıyorsunuz anladığımız kadarıyla, doğru mu? Esasında reklam çekimi bunlar. Bir karede her şeyi anlatabiliyor olmanız gerek. Mesela bir gözlük markası sörfün üzerinde bir çekim istiyor ve tek karede bütün hissi karşı tarafa geçirmeniz lazım. Ben reklam fotoğrafçılığını bu yüzden çok seviyorum. Bir kurgu oluyor ortada, çok eğlenceli bu aşamalar. Hele de yaptığınız bu reklam çekimlerini billboardlarda, otobüs duraklarında gördüğünüz zaman onun hissiyatı bambaşka oluyor. Biz de bu sebeple No.14’ü biraz daha büyültmek istiyoruz. Hem metrekare olarak hem de marka olarak. Sadece İzmir’de mi çekimler yapıyorsunuz? Hayır, tüm Türkiye’ye gidebiliyoruz. Zaten çekim yaptığımız firma İzmirli bir firma olsa bile bazen konsept gereği farklı şehirlere gitmek gerekiyor. O yüzden bir şehir sınırımız yok. Sosyal sorumluluk projelerine çok değer verdiğinizi biliyorum. Öğrencilerle atölyeler yapmayı planlıyor musunuz? Evet, kesinlikler. Lise ve üniversite öğrencilerine stüdyoda workshop yapmayı çok istiyorum. Yaza doğru bunların duyurularına başlayacağız. 50 kişilik kapasitemiz var. Sıklıkla etkinlikler düzenlemeyi planlıyoruz. Bu konuda benim asıl hedefim; gençlere kendi tecrübelerimden yola çıkarak, fotoğrafçılık mesleğine başlayınca nelerle karşılaşabileceklerini anlatmak. Çünkü bu çok uzun bir konu ve piyasa tahminlerden çok farklı. Workshoplarda müşteri tiplerine ve bakış açılarına kadar bahsetmeyi planlıyorum. Peki son olarak, stüdyonuzu franchise sistemine geçirmeyi düşünüyor musunuz? Başka şehirlerden fotoğrafçılar böyle bir talepte bulunsa değerlendirir misiniz? Olabilir. Bizim stüdyomuzda Youtube çekimleri de yapılabiliyor, Youtuber çalışmalarına da açığız. Mesela insanlar stüdyoya gelip günde 10 video çekip, kurgulayabiliyorlar. Böyle bir kiralama hizmetimiz de var. Bizim gibi yerlere başka şehirlerde de ihtiyaç var. Tekliflere açığız.
doğru

İlginizi Çekebilir