Genel
42. Yılında Sanatın Her Dalında
22 Nisan 2019
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Burdur, 1955 doğumluyum. İlkokul ve ortaokul dönemimde çok şehir, dolayısıyla da okul değiştirdim. İlkokul dönemim Burdur, Trabzon ve Malatya’da; ortaokul dönemim ise Erzurum, Trabzon ve Tokat Turhal’da geçti. Turhal Lisesi’ni bitirdikten sonra 1972 yılında başladığım Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’ne iki yıl devam ettim. Karikatüre yönelmem de bu iki yılın sonuna tekabül ediyor. Daha sonra 1976 yılında İstanbul’a yerleştim. Sırasıyla Politika, Vatan, Çivi, Dünya, Cumhuriyet, Demokrat gazetelerinde çalıştım. Oradan da Milliyet gazetesine geçtim. Sanat yaşamımda çalışmalarımla birçok ulusal ve uluslararası ödüller kazandım. Cesare Marcorelli ve Uluslararası Sedat Simavi Karikatür Yarışması’nda ikincilik ödüllerim var. Aynı zamanda çok gurur duyarak söylüyorum ki 1998 yılında Karikatürcüler Derneği tarafından ‘Yılın Karikatüristi’ seçildim. Son zamanlarda yağlı boya tablolar ile uğraşmayı seviyorum. Bu konuda birkaç sergim de mevcut.
Karikatür ne kadar hareketliyse resim de bir o kadar dingin. Siz orta yolu nasıl buldunuz?
Belki biliyorsunuzdur, resimde deniz üzerine çalışmayı çok seviyorum. Ve deniz hiçte durağan değil. Havayla sürekli bir iş birliği halinde. İkisinin birleşmesiyle de müthiş bir görsel şölen ortaya çıkıyor. Doyumsuz bir tat veriyor bana. Dolayısıyla orta yolu bulmam o kadar da zor olmadı.
Hem kendi kitabınız hem de çizimlerinizle desteklediğiniz kitaplarınız var. Ufukta yeni bir kitap var mı?
Var desem de yok desem de yalan olur. İlham olduğu sürece her an her şey olabilir.
Sanatı desteklemek isteyen markalar nasıl adımlar atabilir?
Önce şirket yöneticilerinin bireysel olarak sanata açık olmaları gerek. Sanatsal ‘mış gibi’ yapmayı pek fazla kabul etmez. Sonra da sanatçıyı desteklemeleri gerek. Maalesef ki günümüzde böylesi firmalar bulmak pek kolay olmuyor. Sanata sahip çıkan firmalar da zaten marka değerlerini öyle bir artırıyorlar ki sanata yaptıkları yatırımdan fazlasını gerek marka imajı olarak gerekse de maddi olarak geri kazanıyorlar. Bir şirkette ve bir yöneticide olması gereken en önemli şey vizyon. Eğer vizyon varsa şirket de yönetici de her konuda başarıyı yakalayaktır. Mesela markalar ekip olarak bir resitale gidebilir, çalışanlarına sergi bileti hediye edebilir hatta işi başka bir boyuta taşıyıp sanat etkinliklerine sponsor olabilirler.
11 Mayıs’a kadar açık olan bir serginiz vardı. Bu sergiden biraz bahsedebilir misiniz?
Sanatta 40 yılı geride bıraktığım şu dönemde Rahmi M. Koç Müzesi’nde yeni bir sergimi halkımızın beğenisine sundum. "Türk Armatörlerinin Buharlı Gemileri" başlıklı resim sergim ile Rahmi M. Koç Müzesi’nde beşinci defa konuk edildim. Geçtiğimiz yıllarda "Cennetin Gemileri", "Delkos’tan Karaburun'a", "Vesait–i Havaiye, Beriye, Bahriye” ve "Fenerler" sergilerimle müzede yer almıştım. 19 yağlıboya resimden oluşan bu sergimde ise Türk ticaret donanmasının buharlı gemilerinden örnekleri sanatseverlerle buluşturdum.
Rahmi M. Koç Müzesi Türkiye için muhteşem bir değer. 14 binin üzerinde objesilye Türkiye'nin ilk ve tek sanayi. Benim sergim de 11 Nisan'da ziyarete açılacak. ‘Türk Armatörlerinin Buharlı Gemileri’ başlıklı sergimde hurdaya giden veya ilk jenerasyon armatörlerin vefatı nedeniyle el değiştiren demir efsaneler yer alıyor. Ziyaretçiler, Türk denizci aileleri ve Türk ticari denizciliği için bir arşiv görevi gören sergiyi bir ay boyunca Rahmi M. Koç Müzesi'nde ziyaret edebilirler.
Karikatür, resim, kitap… Gelecekte sizi nerede göreceğiz?
Dediğim gibi; her an her şey olabilir. Hepsiyle görebilirsiniz. Üçü de benim için vazgeçilmez birer tutku haline gelmiş durumdalar. Üçünden de aldığım tat başka. Sanıyorum ki buna net bir cevap vermem zor.
İlginizi Çekebilir
Teknosa'da yaklaşık 550 bin link oluşturuldu, 93 bin ürün satıldı
Franchise Market Türkiye — 2024-11-23 11:48:00
Terra Pizza'dan yeni lezzet: Dev Sandviç
Franchise Market Türkiye — 2024-11-23 11:34:00
Gastronometro, İtalya'nın köklü tariflerine ev sahipliği yaptı
Franchise Market Türkiye — 2024-11-22 10:57:00