Seçkin Kalkanoğlu ile Network Okulu üzerine…
Sektöre katılan beyaz yakalıların sayısı da yüzde 80 artmış durumda
- Öncelikle sizi tanımayanlar için biraz sizden bahsedelim isterseniz?
Tabii ki, ben Seçkin Kalkanoğlu, çocukluğumdan beri hep yeni şeyler deneyerek büyüdüm. Daha geniş bir zamanda ayrıntıya gireriz ama Japonca dil kursundan, bateri çalmaya, futboldan organizatörlüğe, siyasetten garsonluğa kadar öğrenmek istediklerime tecrübe için doğrudan temas ettim. Üniversite yıllarımda ise network marketing sektörüyle tanıştım. Sonraki 14 yıl boyunca bu sektörü anlamak, kapsamlı olarak öğrenmek ve 360 derece uzmanlaşmaya odaklandım. 2018 yılında Türkiye’nin ilk ve tek, tarafsız network marketing eğitim platformu Network Okulu’nu kurduk. Ücretsiz içeriklerimiz ile bu sürede 500 binden fazla kişiye doğrudan ulaştık ve 50 binden fazla kişi ise eğitimlerimize katıldı. Dediğim gibi hala aynı hız ve heyecanla öğrenip, paylaşmaya devam ediyoruz.
- Bilmeyen birçok kişi vardır, Network Marketing nedir?
Network Marketing, ağ pazarlama olarak da bilinen bir mikro girişimcilik aslında. Network Marketing firmaları kaliteli ürünler üretmeye odaklanır ve ürünlerini tavsiye satışı ile satılmasını amaçlar. Kendi müşterisi memnun kalınca yakınlarına tavsiye eder. Devamında bu kişiler ürünlerden alır, kullanır ve artılarını, avantajlarını kendi işe, yaşam çevrelerine tavsiye eder. Doğal olarak bu tüketici memnuniyeti ağızdan ağıza olan en hızlı reklam zincirine döner. Büyük resme baktığımızda ürünler bu şekilde hızla ve sevilen marka olarak hayatlara girer. Artı bir kazanım daha belirtmekte fayda var. Üretici firma ürünlerini tavsiye eden kişilere hem indirimli ürün alma şansı verir, hem de kazanılan kardan komisyon ödemesi yapar. Çift taraftan kazandıran bu yapıyla ürün dağıtım ağı kurmuş olursunuz.
Hem ürünleri kullanan hem de bunu işe dönüştüren kişilere distribütör diyoruz. Network marketing ve distribütör yapısının ticari kurallarını öğrenip aynı zamanda lider öğretici olarak düzenlenen organizasyonların gelişmesini ve kalitesinin artmasını sağlar.
- Birçok Network firmasına eğitimler ve danışmanlıklar veriyorsunuz, binlerce kişi eğitimlerinize katılıyor. İnsanlar sizin neden bir firmada Network yapmadığınızı merak etmiyorlar mı?
Evet çok önemli bir soru. Bunu cevaplamadan önce aslında Network Okulu’nu niye kurduğumuzu da açıklayayım. 10 yılı aşkın süre yurtiçi, yurtdışında binlerce kişilik satış organizasyonları kurduk. O zamanlar gelirimizin büyük dilimini kendi gelişimimize ayırıyorduk. Sıklıkla yurtdışına eğitimlere gitmemiz gerekiyordu. Bugüne kadar sanırım 200 bin dolardan fazla para harcamışım eğitimlere. Çünkü maalesef Türkiye’de bu konularda eğitim veren kişi / kurum yoktu. İnternette bırakın Türkçe videoyu, yazılı kaynak bulamazdık. Bu eksikten dolayı birçok kişinin sektörü doğru tanıyamadığını, beslenemediğini, gerekli becerileri öğrenemediğini gördüm. Çok iyi eğitimler veren firmalar olsa da bir elin 5 parmağını geçmez ki günümüzde bile hala böyle maalesef. O yüzden radikal bir karar verip bugüne kadar denenmemiş bir yöne adım attım. Bu eksikliği bir nebze kapatabilmek, sektörün doğru anlaşılmasını sağlamak, meslek olarak yapmak isteyenlere yol gösterebilmek adına birkaç arkadaşımla beraber Türkiye’nin ilk ve tek Network Marketing eğitim platformunu kurduk. Bu karardan dolayı da hiçbir firmada olmama sözü verip tarafsız olarak sektöre bu acıdan destek olmayı tercih ettim. Tabii ki bir firmada gizliden veya açıktan networkumu kurabilirdim ama bunu ahlaki bulmuyorum çünkü birçok insan benim tarafsızlığıma inanıyor ve bana güveniyor. Tarafsız vurgusunu özellikle yapmak istiyorum. Tüm network markalarına aynı eşit mesafede durarak takımlarının gelişimine de eşit bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Rekabet, sektör dinamikleri ve gerçeklerine ahlaki ve güvenilirlik penceresinden tarafsız olarak bakıyoruz.
- Network Marketing’i kimler yapabilir veya nasıl, nereden başlamalı?
Güzel soru. Herkes yapabilir ama herkes yapmalı mı, hayır. Benim için bu sektörde başarılı olmak için 3 kriter var; dürüst olmak, kararlı ve öğrenmeye açık olmak. Bu özelliklerde olmayan birçok kişi bir şekilde para kazanabilir ama gerçek bir saygınlık, sürdürülebilir bir kariyer için kesinlikle bu 3 özelliğin sizde olması gerekir.
- Dürüstçe sorayım; Network Marketing deyince aklıma saadet zinciri dolandırıcılığı geliyor, farkı nedir?
Network Marketing aslında 80 yılı aşkın tarihi olan, üniversitelerde ders olarak okutulan, üzerine kitaplar yazılmış ve bugün 200 milyar doları aşan bir hacme sahip devasa bir sektör. Aradaki fark kısaca şu; network yapısında amaç, kaliteli ürünün veya hizmetin satılarak firmanın kar elde etmesi ve bu karı distribütörleriyle paylaşması. Saadet zincirinde amaç ise ürün veya hizmet olmadan (veya yanıltıcı göstermelik ürünlerle) yeni gelen kişilerden para toplayarak, o paranın bir kısmının dağıtılması. Yani bir ticaret yok, müşteri yok. Birileri geldikçe dönen bir para var ortada. Bu konuyla ilgili YouTube’da Network Okulu TV kanalında daha geniş bir video yapmıştık, dileyen bakabilir.
İşte maalesef bilgi eksikliği olunca, hem insanlar doğruyu yanlışı ayırmakta zorlanıyor hem de bunu fırsat görenlere meydan boş olmuş oluyor. Bunların sayısı insanlar bilinçlendikçe azalacaktır.
- Özellikle kadın oranı daha fazla değil mi?
Evet çok doğru, sektördeki insanların %74’u kadın. Bu çok ciddi bir oran açıkçası. Network marketing, kendi işini kurmak isteyen, sermayesi, tecrübesi hatta diploması olmayan kişilerin de eşit şartlarda başlayabildiği ve başarılı olabildiği bir sektör. Özellikle imkanı, durumu olmayan birçok kadının bu iş planını ciddiye alarak, öğrenerek ve çalışarak kendi ayakları üzerinde durmaları hatta ekonomik özgürlüğe ulaşmaları beni çok mutlu ediyor. Çünkü kadınların güçlenmesi toplumun güçlenmesidir.
Böyle dedim diye yanlış da anlaşılmasın. Son 10 yılda sektöre katılan profesyoneller/beyaz yaka / akademisyenlerin sayısı da yüzde 80 artmış durumda. Yani birçok doktor, öğretmen, bankacı, mühendis gibi meslek gruplarından katılımcılar network sektöründe kendilerine bambaşka kariyer elde etmektedirler.
- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Yaşayarak öğrenen biri olarak şunu söylemek isterim. Beni takip eden, soru soran birçok genç arkadaş oluyor ve bazen onlardaki haklı karamsarlığı görünce üzülüyorum. Ama ne olursa olsun ne durumda olursak olalım asla ama asla olumsuz düşünmemeliyiz. Olumsuz zihniyetten olumlu sonuçlar çıkmaz. Bunu okurken “söylemesi kolay gel de sen olumlu düşün” diyenler olacaktır, ben de dedim bunları ama gerçekten buna inanın. Burada bahsettiğim şey bir düşünce değişimi bir motivasyon değil. Dünya hızla değişiyor, meslekler, imkanlar, fırsatlar hepsi değişiyor. Yenileniyor. Negatif karamsar düşünen bir zihin bunları analiz edemez, fırsatları göremez. Sorunlara çözümler üreterek kendine yeni yollar çizemez. O yüzden olumlu olun ve standart fikirlerin, işlerin (meslek), tavsiyelerin dışında düşünmeye çalışın. Her kriz kendi fırsatını da doğurur. Ben yapamam, imkanım yok ki diyen yapamaz, o yüzden nasıl yapabilirim diye düşünmek, günlük (geçici) zevkleri veya sorunlardan bir adım uzaklaşıp onlara takılı kalmadan kendine yatırım yapmak, daha verimli bir gelecek yaratmanıza yardımcı olacaktır.