İŞ KAZALARINA BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM


Bir fabrikada iş kazası olduğunda, tıbbi ve yasal açıdan birçok sorun da bir arada gelir. Tıbbi olarak uzuv kopmalarının acil müdahalesi ve doku nakilleri gibi mikrocerrahi işlemler gerekebilir. Adli açıdan hastayı ve iş yerini zor durumda bırakabilir.
İş kazası nedir ve hangi durumları kapsar?
İş kazası tanım olarak bir çalışanın, kendisinin sorumlu olduğu bir işi yerine getirmek için yaptığı herhangi bir eylem sırasında yaralanma veya ölümle ile sonuçlanan durumdur. Bu eylem işe gidip gelirken serviste geçen süre veya iş yeri dışındaki görevlendirmeleri de kapsar. Aslında bu şekilde düşününce tanım çok net gibi görünmekle birlikte tartışmalı olabilecek birçok senaryo ile karşılaşılabilir.
-İş yerinde kalp krizi geçirmek iş kazası mıdır?
-Fabrikalar arası halı saha maçında ön çapraz bağ kopması iş kazası mıdır?
-Servis beklerken araba çarpması iş kazası mıdır?
-Çalışma izni olmayan göçmen birisi için herhangi bir yaralanma iş kazası sayılabilir mi?
Yukarıdaki soruların hepsinin cevabı “Evet”!… Bu şekilde düşünüldüğünde çalışanı korumak için yasalarımız ne kadar önlem almış olsa da, iş kazaları istatistiklerine bakıldığında ülkemizin karnesi ne yazık ki çok iyi değil. Dünyada iş kazalarına bağlı ölümlerde üst sıralarda yer almaktayız. Yine istatistiklerden devam edersek en çok yaralanan vücut bölgesi el, kafa ve yüz yaralanmaları, ayak ve bacak yaralanmaları olarak karşımıza çıkıyor. Bu şekilde tüm iş kazasına bağlı yaralanmaların % 87’si ortopedi, travmatoloji ve el mikrocerrahi ile ilgili olmaktadır. Kliniğimizin hasta yükünün büyük çoğunluğu da bu sebeple iş kazalarından oluşmaktadır.
Fabrikalar, madenler ve inşaatlar gibi yüksek riskli çalışma alanlarında iş kazalarına yönelik tüm koruyucu önlemler alınmış olsa bile istatistiksel olarak %80’i “insan hatası” kaynaklı kazalar meydana gelebilmektedir.
Tüm önlemler alındığında dahi iş yeri yine de sorumlu tutulabilir mi?
İş yeri kendisine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğinde genellikle sorun olmamaktadır. Ancak bu sorumlulukların yerine getirildiğini ispatlamak her zaman kolay değildir. Kamera kayıtları, personel görev tanımları, mesai başlangıç saatleri ve bunun imza/biyometrik yöntemlerle kayıt altına alınması, iş yerinde verilen eğitimlerin kayıtları, sigortasız işçi çalıştırmamak ve iş yerinde ergonomik önlemler almak ve gerekli sağlık taramalarının düzenli aralıklarla yapılması önemli noktalardır. Ancak bunlara rağmen iş yeri tüm önlemleri almış olsa bile yasal sorumluluğu devam etmektedir. Yıllar içinde pratik uygulamada gördüğümüz durum, iş yeri çalışanına sahip çıktığında ve olumlu bir iletişimi kopartmadığında genellikle sorun olmamaktadır.
Bir iş kazası vakasıyla karşılaştığınızda süreci nasıl yönetiyorsunuz?
Örnek bir vaka üzerinden konuyu açıklamak daha kolay olacağı için, hastamız elini makineye kaptırarak parmak kopması olan bir mavi yakalı çalışan olsun. Genellikle gece saatlerinde acil hattının çalması ile başlıyor serüven. Bu noktada işlerin pratik bir şekilde yürümesi için; daha olay olur olmaz, yani örnek hastamızda olduğu gibi açık bir yaralanma varsa daha pansuman yapılmadan, yara sarılmadan mutlaka fotoğraf çekilmesini öneriyoruz. Bu hem yasal açıdan belgelendirme imkanı sağlıyor, hem de her gittiği hastanede yeniden yaranın açılarak hastanın ağrı duymasına sebep olmasını önlüyor. Bizim açımızdan ise mesajlaşma uygulamaları ile hastanın elinin ve kopmuş parçanın fotoğrafının gönderilmesi hastanede gerekli hazırlıkların yapılmasını sağlamaktadır. Bizi nasıl bir yaralanmanın beklediği, kaç saat süreceği veya herhangi bir plak-vida gibi implant hazırlamak gerekiyorsa bunların hızlı bir şekilde temini için vakit kazandırıyor. Bu sırada iş yerinde iş kazası tutanağı tutulması gereklidir.
Bu noktadan sonra bazı hastalar doğrudan işyeri/fabrika/maden işletmesinden tarafımıza ulaşıyorken, bazıları başka bir hastanede ilk bakısı yapıldıktan sonra kliniğimizi arayabiliyorlar. Eğer başka bir hastaneden geliyorsa orada çekilmiş olan grafi, tomografi sonuçlarının gerekirse e-nabız sisteminden kontrolü yapılıyor, tetanoz profilaksisi, antibiyotikleri veya ağrı kesici neler yapıldığı, kafa travması gibi ilave yaralanmaların olup olmadığı kontrol ediliyor. Hastanın ameliyat gerektiren bir durumu varsa, asistan arkadaşlarımız hızlıca ambulans planlamasını yapıyor, hastanın ağızdan katı veya sıvı gıda almaması söyleniyor, ilimize tahmini ulaşma süresi hesaplanarak acil serviste karşılanıyor. Ameliyathane hazırlanmış oluyor. İlave ekip çağırılacaksa hepsi hazır oluyor. Deneyimli bir mikrocerrahi hemşiresi kaç numara dikişten ne kadar kullanılacağını bile tahmin edip hazırlıyor. Daha bu transfer sürecinde ekip olarak çalışmanın önemi ortaya çıkıyor. Bu süreçte işin tıbbi kısmı dışındaki organizasyon sürerken ben genellikle hasta için hangi malzeme gerekir, ne tür bir doku nakli (flep) yapmak gerekir bunu planlıyor oluyorum.
Kopan parmak ya da uzuvlar nasıl taşınmalı ve tedavi için ne kadar süremiz var?
Bir el cerrahına en sık sorulan sorulardan birisi bu aslında. Parmak gibi kas içermeyen seviyelerde, süremiz halk arasında tahmin edilene göre çok fazla aslında. Ben kendi babamın parmağını 10 saat sonunda ameliyata almıştım. Ayrıntıya girmeden özetlemek gerekirse parmak seviyesinden tam kopmalarda 2-3 gün sonrasında bile başarılı bir şekilde yerine dikme sağlanabiliyor. Birçok ülkede parmak kopmalarını gece zor koşullarda almak yerine, sabahı bekleyip daha “sakin” bir ameliyat yapmakla ilgili yayınlar giderek artmaktadır. Biz kliniğimizde eğer ilave travma gibi bir engel yoksa, her hastayı doğrudan ameliyata alıyoruz. Parmak seviyesinin daha yukarısında, yani avuç içine geçildiğinde, artık kas dokusu işin içine girdiği için (oksijen ihtiyacı yüksek olduğundan) uygun şartlarda taşınırsa ilk 6 saat içinde dikilmesi önerilmektedir.
Uygun kopmuş uzuv taşıma yönteminin mantığı +4 derece sıcaklığı sabit tutabilmekten geçiyor. Niye bu sıcaklık? Çünkü, suyun hacminin en düşük olduğu, doku metabolizmasının yavaşladığı ama hücre içi buz kristallerinin oluşmadığı en uygun sıcaklık bu olduğu için. Bunu dijital olarak sağlamak sahada mümkün olmadığı için “buzlu su” içinde ayrı bir poşette parçayı taşımak gerekiyor. Buz ile doğrudan temas olmadığı sürece ve tüm buzlar erimediği sürece bu çözelti +4 derecede sabit kalacaktır.
Hastanın size ulaştıktan sonraki tedavi aşamaları nelerdir?
Genellikle paniklemiş bir grup oluyor karşımızda. Hasta ve yakınları dışında iş yerinden insan kaynakları müdürü, vardiya amiri gibi birisi daha oluyor. Eğer hasta isterse yaralanmasının benzeri başka ameliyatlardan örnekler gösterip bilgilendirmek gerekiyor. Olası riskleri, kemiğin kaynamama ihtimali veya parmağın tutmama ihtimali, B planı, ya da tendonda yapışıklık olmaması için fizik tedavinin önemi gibi konuları eğer ortam uygunsa anlatmak gerekiyor. Adli rapor tutulmamışsa adli raporu hazırlanıyor ve ameliyat onamları imzalanıyor. Yaralanma tipine göre mikroskopta parmağı yerine dikmek veya parmak ucuna doku nakli yapılması gerekebilir. Büyük yaralanmalarda bazen iki veya daha fazla ameliyat gerekebilir. Bunların konuşulması o sırada korku ve belirsizliklerle gelen hastanın biraz olsun rahatlamasını sağlıyor. Ameliyatın ortalama ne kadar süreceğini bilmek bile hasta için önemli oluyor.
Hasta ameliyattan sonra odasına veya yoğun bakıma alınabiliyor. Hasta yakınları ve iş yerine anlık olarak hastanın uyandığı, yapılan ameliyatın ne olduğu, parçanın dikilip dikilemediğini anlatmak gerekiyor. Bu noktada bazı hasta yakınları ve iş yeri ameliyat fotoğraflarını görmek istiyor, bazıları etkilendiği için görmek istemiyor. Ancak ben göstermekten yana oluyorum. Yaralanmanın şiddeti ameliyatta daha net belli oluyor ve ameliyat içi çabamızı görmelerinin, elimizden geleni yaptığımızdan emin olmalarını sağlamak açısından daha güvenilir bir ortam sağladığını düşünüyorum.
Ameliyat sonrasındaki takip süreci nasıl ilerliyor?
Aslında asıl iş ondan sonra başlıyor. İyi bir ameliyatı mutlaka iyi bir takip süreci izlemeli. Bunun içinde hastanede yatarken kan değerlerinin takibi, kontrol filmleri, yara bakımı en başta geliyor. Multitravma dediğimiz çoklu yaralanmalarda böbrek ve karaciğer işlevini gösteren değerlerin bozulması ile sık karşılaşıyoruz. Bu noktada iyi bir anestezi desteği, dahiliye veya bazen nefroloji gibi bölümlere sık sık başvuruyoruz. Aslında iyi bir yoğun bakım, iyi bir radyoloji, bazen hiperbarik oksijen tedavisi, negatif basınçlı yara bakım sistemleri, iyi bir patoloji laboratuvarı, iyi bir hemşirelik takibi olmadan başarılı olmak çok zor. Parmak yerine dikildikten sonra rengi, sıcaklığı, parmak ucunun kanaması gibi pek çok ayrıntıda deneyimli bir ekip olmadan bu işi yapmak mümkün değildir.
Hastanın genel durumu düzene girdiğinde yaralanma tipine göre fizik tedavisi başlıyor ve mutlaka her hastayı psikolog görüşmesine alıyoruz. Kliniğimizde psikolog ile çalışmaya başladığımızda birçok kişi gereksiz olduğunu düşünmüştü. Ne kadar gerekli bir ekip arkadaşı olduğunu her vakada tekrar görüyoruz. Bazen uzun süre yatan hastalar oluyor. Bu durumlarda saç traşı veya banyosu, bazen hastane bahçesine indirmek bile iyileşmeyi hızlandıran bir motivasyon oluyor.
Fizik tedavi bazı vakalarda ameliyattan bile önemli olabiliyor. İyi bir ameliyatı mutlaka iyi bir fizik tedavi sürecinin izlemesi gerekmektedir. Ameliyatta iyi bir onarım ve tespit yaparak, erken aktif hareket başlanan hastaların sonuçları her zaman daha iyi olmaktadır.
Ameliyat sonrasında çalışanın bir an önce işine dönmesi hasta için de, iş veren için de motivasyon kaynağı olmaktadır. Hastanın tam iyileşmesi sonrasında iş yerleri ile iletişimimizi düzenli aralıklarla devam ettiriyoruz.
İşiniz sırasında duygusal anlar yaşıyor musunuz? Unutamadığınız, sizi derinden etkileyen vakalar oldu mu?
Olmaz mı… Genelde anne babalar kendinden doku alınmasını, kendi parmağını çocuğuna vermek istediklerini söylerler (Ama şu an bu bilimsel olarak uygun değil). Nadiren eşine parmağını vermeyi teklif edenler de oluyor tabi… Veya hastaya kan gerekli olduğunda bağış yapmak için hasta yakınlarının nasıl bir yarışa girdiklerini görmek insanı duygulandırabiliyor. Manevi yönden tatmini yüksek bir bölüm mikrocerrahi. Medyatik olarak da kahraman olmaya müsait. “Bu kol tutmaz dediler ama yerine dikilebildi” gibi sözleri her ay birkaç kez duyuyoruz. En büyük motivasyonumuz bu aslında. Yoksa 7/24 hazır beklemek, telefonum çekmezse diye asansörden hızlıca inmek gibi evhamlarım kişisel olarak beni her an alarmda tutuyor.
Mesleğinizi ve işinizi yaparken sizi en çok motive eden faktörler nelerdir?
El cerrahisi sadece severek yapılabilecek bir meslek. Japonların İkigai felsefesi var, sabahları sizi yataktan kaldıran güç veya yaşam enerjisi olarak tanımlanabilir. Bu felsefeye göre bir tane dünyanın ihtiyacı olan bir şey, bir tane sizin iyi olduğunuz bir şey, bir tane sevdiğiniz bir şey ve son olarak bir tane para kazanabileceğiniz bir şey olması gerekiyor. Bu dördünün kesişiminde benim için el cerrahisi var. Doğaya, travmaya karşı bir savaş veriyoruz ekip olarak. Yaparsa Ahmet hoca yapar desinler yeter… Tutmayan parmaklar bile “elinizden geleni yaptınız, zaten başka yerde tutmazdı” diyerek teşekkür ediyorsa sanırım birşeyleri doğru yapıyoruzdur…
İlginizi Çekebilir

'Hamur Bizim İşimiz' YouTube kanalı 1 milyon aboneye ulaştı

Muratbey'den Avrupa pazarında istikrarlı yükseliş
