Yazar: Franchise Market Türkiye
23 Aralık 2020
- Türkiye’de yerli bilgi ve iletişim teknolojilerinin tarihini başlatan şirketlerden Netaş’ın mücadelelerle dolu müthiş değişim yolculuğu kitap ve belgesele dönüştü.
- 1967 yılında Kanadalı Nortel ortaklığı ile kurulan şirket, sağlam ArGe kültürü sayesinde Türkiye’nin öncü yazılım ihracatçısına ve yakın coğrafyanın dijital dönüşüm mimarına dönüştü.
- Her dönemde teknolojinin doğduğu topraklardan yatırım almayı başaran Netaş, bugün ABD’den Çin’e uzanarak yazılım ihraç ediyor ve Kazakistan’dan Cezayir’e pek çok ülkenin dijital dönüşümünü gerçekleştiriyor.
Türkiye’nin lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi Netaş, 53 yıllık tarihini bir kitap ve belgeselde topladı.
''Zoru Başarmak, 10 Bin Kişinin Yolculuğu; Netaş'' başlığı ile yayınlanan kitap, sadece Netaş’ın yolculuğunu değil, Osmanlı’dan günümüze iletişim teknolojileri alanındaki gelişmelere de ışık tutuyor. Telefonun mucidi Graham Bell’in patentlerini elinde bulunduran Kanadalı Nortel ile 1967 yılında yola çıkan Netaş, 2009 yılında Nortel’in piyasadan çekilmesinin ardından 27 ülkedeki 260 şirketinden ayakta kalan ve yoluna devam eden tek ortaklığı oldu. Sağlam ArGe kültürü sayesinde 53 yılda telefon üreticisinden yazılım ihracatçısına ve dijital sistem entegratörüne dönüşmeyi başaran şirket, bugün Amerika’dan Çin’e yazılım ihraç eden ve bölge ülkelerinin dijital dönüşümünü sağlayan lider bilgi teknolojileri şirketine dönüştü.
Gazeteci – yazar Rıdvan Akar’ın araştırmalarından yola çıkarak kaleme alınan kitaba bir belgesel film de eşlik ediyor. Kitap ve belgeseldeki pek çok anekdot, Türkiye’nin iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişimi ve buna bağlı olarak değişen sosyo-ekonomik yapıyı da gözler önüne seriyor.
İki gayemiz var; yerli teknoloji üretmek ve ekosistemimizle büyümek
“Zoru Başarmak, 10 Bin Kişinin Yolculuğu; Netaş” kitabının hayata geçiş hikayesini anlatan CEO Müjdat Altay, Netaş’ın tarihinin Türkiye’nin gelecek 50 yıldaki iletişim teknolojileri vizyonuna da ışık tutacağını belirtti. Netaş’ın kuruluşundan itibaren iki ana gayesi olduğuna işaret eden Altay, “Birinci gayemiz her zaman çağın teknolojilerini yerli imkanlarla üretmek oldu. Buna, yerli telefon santralinden yerli baz istasyonuna kadar onlarca örnek verebiliriz. Teknolojiyi yerlileştirmekle kalmadık, bunu teknolojinin merkezi sayılan ülkelere ihracat ettik. 16 yılda 800 milyon doların üzerinde teknoloji ihracatı yaptık. Altı kez “Yazılım ihracatı şampiyonu” ve birçok kez “Hizmet İhracatı” şampiyonu olduk. Yerlileştirme çalışmalarımızla 4 milyar dolarlık milli sermayenin ülke sınırları içinde kalmasını sağladık. Bir değer gayemiz de, kendimizi geliştirirken ekosistemimizdeki şirketleri de büyütmek oldu. Türkiye’de odağına ArGe’yi alarak kendisi kadar ekosistemini de büyüten ve ülkesine ArGe ile katma değer sağlayan başka bir şirket yoktur. Netaş, hissedar yapısı değişse de ArGe’ye verilen önem hiç değişmedi. Geliştirdiğimiz özgün ürünlerle çevre ülkelere de hizmet veren bir noktaya ulaştık. Son on yılda ekosistemimizdeki 3 bin şirket için 1.6 milyar dolarlık bir ekonomi yarattık. Bu şirketlerin 2500’ünden fazlasını yerli tedarikçilerden seçtik. Netaş, alım yaparken yerli tedarikçileri tercih ederek, hem kendisini hem ekosistemini büyüttü, büyütmeye de devam edecek” şeklinde konuştu.
Netaş yolu açtı, teknoloji şirketleri yazılım ihraç eder noktaya geldi
Netaş’ın köklerinin telefonun mucidi Graham Bell’e kadar dayandığını ifade eden Altay, şöyle devam etti:
“Netaş, imza attığı çok büyük ilklerle sektördeki birçok firmanın de önünü açtı ve sektörün dönüştürücüsü oldu. Biz cesaret ettik yaptık, şirketlere ilham olduk, birlikte büyüdük. Elif ve Spacenet gibi iki ürünü ile 1980’lerin başında cesur bir iddia ile biz Türkiye’de yaparız dedik yaptık. Bu sayede büyük ithalat girdilerini önledik. Bizim cesaretimiz sektördeki diğer şirketlere de bulaştı, 1980’lerin sonuna geldiğimizde birçok firma artık Spacenet yapıyordu. Aynı şekilde güç sistemi yaptık, sonrasında birçok firma bu alanda gelişti. 2000’li yıllarda teknoloji ve ihtiyaçlar değişti. Donanımın yerini yazılım aldı. Biz de “Yerinde ArGe” kavramını ortaya attık, yazılımı ArGe Yasası’na dahil etmek üzere Ankara’da müthiş mücadeleler verdik. Şimdi 1000’in üzerinde firma yerinde ArGe uygulamasından yararlanıyor. Teknoloji firmalarının bugün yüzde 90’dan fazlası yazılım üretiyor ve ihraç ediyor.”
Her zaman teknolojinin yükseldiği topraklardan yatırım çekmeyi başardık
Netaş’ın her zaman teknolojin yükseldiği topraklardan yatırım almayı başarmış bir Türk şirketi olduğuna vurgu yapan Müjdat Altay, üstelik bu başarıyı üç kez üst üste gösterebildiklerini belirtti. “Ülkemize değer ve prestij katan yüksek kalitede üç kez yatırım çeken tek şirketiz. Uzun zaman teknoloji batıdan yükseldi. Biz de iki kez ülkemize batıdan yatırım çektik. Şimdi teknolojinin merkezi, batıdan doğuya doğru kayıyor. Biz de çağın gereklerine ayak uydurduk ve doğudan yatırım aldık. Ortağımız ZTE ile Türkiye’nin iletişim teknolojilerindeki gelecek 50 yılın vizyonunu oluşturuyoruz” dedi.
Çin’e yazılım ihracatına başladık
Netaş’ın her dönemde ArGe’yi odağında tuttuğuna dikkat çeken Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer öz değerlerinizde ülkeniz için üretmek, değer katmak tutkusu yani gerçek bir vatanseverlik varsa kolay kolay yıkılmazsınız. Nortel’in iflası sonrası, OEP ile büyüdük, şimdi de ZTE ile yolumuza büyük bir inançla devam ediyoruz. En büyük gururumuz, 5G’nin yükseldiği dönemde, dünyada 5G teknolojileri alanında en fazla patent sahibi olan ZTE firmasını ülkemize çektik. Güçlü mühendislik kasımız ve ArGe gücümüz ile yerlileştirme çalışmalarımızı başarıyla yürütüyoruz. Çin’e yazılım ihracatına başladık. 80’in üzerinde arkadaşımız Çin’e yazılım geliştiriyor. Böylece dünyanın en Batısında ABD’ye, en doğusunda Çin’e teknoloji satar hale geldik.”
Bölge ülkelerini akıllı teknolojilerle donatıyoruz
Netaş’ın son on yıldaki atağı ile Kazakistan’dan Cezayir’e kadar geniş bir bölgede ülkelerin teknolojik altyapılarını dönüştüren projeler üstlendiğini kaydeden Altay, Netaş’ın ArGe’si ile Türkiye’yi uç teknolojilerde yakın coğrafyanın üssü yapmayı hedeflediğini ifade etti. Bunun en önemli adımını Katar’da attıklarını söyleyen Altay, “Katar’da yaklaşık bir yıldır devam eden dijitalleşme projesinde ilk etabı tamamladık. E-Bileti merkezine alan akıllı etkinlik yönetim platformumuz ile Dünya Kupası için gittiğimiz Katar’ın bugün önemli bir bölümünün akıllı platforma taşınmasına destek oluyoruz. Bu proje ile ilk defa bir ülkeyi uçtan uca dijital hale getirmiş olacağız” diye konuştu.
KUTU
Ortağı Nortel’in iflasından sonra 27 ülkedeki 260 şirketinden ayakta kalan tek şirket oldu
Netaş CEO’su Müjdat Altay, neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğuna ilişkin soruya şöyle yanıt verdi: “Bu kitap ile Türkiye’nin ArGe ve telekomünikasyon tarihine ışık tuttuk, tarihi bir belge hazırladık. Netaş’ın Türkiye için ürettiği değeri gözler önüne sererken, nice şirketlere ve gençlere ilham olmak istedik. Şunu anlatmak istedik, sadece mühendislik gücü, sadece güçlü ortaklar ya da sadece çok çalışmak değil işin tılsımı, tüm bunlara ek olarak öz değerlerimizden biri olan ülkesine aşık olmak, vatanı için üretmek, bilgiyi paylaşmak, koca bir ailenin parçası olduğunu bilerek yılmadan azimle tutkuyla cesaretle yol alabilmek. Bugün, Nortel’in piyasadan çekilmesinden sonra; 27 ülkedeki 260 şirketinden geriye kalan tek şirket olmak bir tesadüf değil. 16 yıl içinde üç defa ana hissedar değiştirmesine rağmen Netaşlılık ruhu bizi ayakta tuttu. Yaşadığımız değişim süreçlerinden her seferinde daha da güçlenerek çıktık. Verilen tüm bu mücadeleleri tarihsel bir gelişim içinde anekdotlarla, ama en önemlisi de emeğiyle, kalbiyle yaşanmışlıklarla vermek istedik.”