Ara
Genel

Zayıf Bağların Gücü ile Globale Açılmanın Yolları

04 Eylül 2021 — Yazar: Franchise Market Türkiye
Dünya genelinde bilinen ve başarı yakalayan bir işe sahip olmak için geniş bir ağ ile iletişim halinde olmaya ihtiyacımız var, hele de teknoloji girişimciliği alanında çalışıyorsak. Girişimin globale açılması ise yalnızca girişimcileri ve yatırımcıları değil, kullanıcıları da yakından ilgilendiren bir durum. Örneğin Instagram, Zoom, YouTube gibi uygulamalar tek bir ülkeyle sınırlı kalsaydı şu anki milyar dolarlık değerlemeleri olmayacağı ve girişimleri ile yatırımcıları zararlı çıkacağı gibi şu an bu uygulamanın etkisinde yaşamını sürdüren yüz milyonlarca kullanıcı da olmayacaktır. Aynı şekilde Türkiye’de geliştirilen teknolojik çözümlerin dünya genelinde yüz milyonlar tarafından kullanılması halinde hem yatırımcının hem kullanıcıların neler kazanacağı ise düşüncesiyle dahi heyecan vermekte. Tam bu noktada her vizyoner girişimci için globale açılmak, ajandaya eklenmesi gereken önemli bir madde. İç Pazarın Yeterliliği Yanılgısı Tüm dünya genelinde ekonomimiz 20. sırada olsa da girişimcilik ekosistemindeki yerimiz 44. sıra. Bu sıralama bir hayli önemli çünkü ekosisteminizin globaldeki yeri sizin de globaldeki yerinizi belirleyen unsurlar arasında. Türkiye’de unicorn sayısı Trendyol, Getir, Peak Games, Dream Games ile 4’e ulaşmışken unicorn sayısı 7’e çıkmış olup ekosistemdeki yerini 13.sıra olarak belirleyen Estonya’nın 1,5 milyon nüfuslu olması ise hepimiz için düşündürücü. Globalleşmekteki ana sorunumuz: İç pazar yeterli algısı globalleşme bir hedef olsa da hayati olarak görülmüyor ve 85 milyonluk bir nüfusla oldukça büyük bir pazar olan Türkiye, iç pazarla bile önemli bir süre büyüme imkanı sağlıyor. Ancak bu durumda iç pazarın yeterli olduğu algısı gündeme geliyor ve girişimler stratejilerini iç pazar dinamiklerine göre geliştirmeye başlıyor, haliyle bu kemikleşen yapıyı uluslararası şekilde yorumlamak güçleşiyor. Zayıf Bağların Gücü Amerikalı Sosyolog Mark Granovetter’ın söyleme döktüğü ve sosyal ilişkilere farklı bir bakış getiren “Zayıf bağların gücü” teorisi, öncelikle ekonominin sosyal ve toplumsal ilişkilerden bağımsız ele alınamayacağı gibi bazı kurallara dayanıyor. Örnek vermek gerekirse kişiler veya kurumlar arası ilişkilerde aynı kulübe üye olmadan hemşeri olmaya kadar ekonomik çalışmaları etkileyebilecek pek çok unsur mevcut ve bu ilişkileri lehinize çevirmek son derece önemli. Sosyal ilişki bağlarını güçlü ve zayıf olarak ikiye ayıran Granovetter, eski okul arkadaşı gibi kişilerle kurulan bağları veya her gün iş yerinde görseniz de samimiyetiniz olmayan insanları zayıf bağları olarak tanımlıyor. Granovetter’ın teorisinin ilginç yanı ise zayıf bağların size güçlü bağlardan daha çok kapı açabileceğini iddia etmesi. Çünkü güçlü bağlarla bağlı olduğumuz iş ve sosyal çevremizdeki kişilerle kesişim kümelerimiz ve paylaşımlarımız oldukça büyük ve birbirimize sunabileceğimiz yeni şeyler oldukça kısıtlı. Haliyle sürekli güçlü bağlara sadık kalmak dar bir vizyona ve aynılığa neden olabilmekte. Girişimcilik Ekosisteminde Zayıf Bağların Gücü Teorisinin Önemi Yenilikçi bir iş fikrinin, bir ürünün veya yeni bir hizmetin geniş pazarlarda yayılabilmesi adına uzun bir “sosyal mesafe” kat etmesi gerekir. Haliyle bu uzun yolu kat etmek için güçlü bağların dışına çıkıp zayıf bağların gücünden faydalanmaya ihtiyaç vardır. Elbette girişimlerin olgunluğuna bağlı olarak zayıf bağlara olan ihtiyacı da değişebilir, örneğin kuruluş aşamasında olan girişimlerin ilk finansman kaynağı arkadaşlar ve aileler gibi güçlü bağlar olabilir. Ancak güçlü bağlar kolayca sonuç verse de sürdürülebilir değillerdir ve geniş skaladaki bir kitleye erişmek için eninde sonunda zayıf bağlara ulaşmanız gerekir, tıpkı tanımadığınız yatırımcılara sunum yapmak veya tedarikçi bulmak gibi. Girişimcilikte Zayıf Bağları Nasıl Oluşturur? Girişimcilik ekosisteminde zayıf bağlar kazanmak için alternatif yollara sahibiz: Odaklanılacak pazar ve kitleyi belirlemek: Aynı anda farklı ülkelerde yaygın network oluşturmanız pek de olası değil, bu sebeple önce belirli ülke veya bölgelere odaklanarak hedef grupları belirlenebilir. Ancak nereden başlayacağınız önemli olmaksızın önce hedef kitlenin temasta bulunduğu ekosistemdeki çeşitli aktörlerle bağ kurup sonra kitlelere ulaşma yönteminden faydalanabilirsiniz. İletişim pratikleri: Global ilişkiler için doğru dilde iletişim, yani kısaca yazılı ve sözlü İngilizce iletişim becerisine odaklanmak gerekir. Girişimcilik ekosistemine hangi coğrafyadan katılırsanız katılın global fırsatlar için her zaman İngilizceye ihtiyacınız olacaktır. Global Startup Influencer’ları: Diğer ülkelerde bağlantı oluşturmak için İngilizce içeriklere ihtiyacınız olduğu kesin, ancak bunlar her zaman sizden veya sizinle ilgili olamaz. Bu durumda sosyal medya paylaşımlarıyla raporları, makaleleri, videoları veya görüşlerinizi aktaracak bazı zayıf bağlar gerekecektir. Türkiye’de son yıllarda birçok startup influencerı diğer ülkeler için bu rolü üstlenirken, sizin de bu aktörlerden biriyle temasa geçmeniz akıllıca olabilir. Online tanışmalar: Diğer ülkelerle temasa geçmenizi sağlayacak zayıf bağlar kurmak için yüz yüze iletişimin samimiyetinden faydalanarak hızlı sonuç alabilirsiniz. Bu yüz yüze görüşmeler için tüm engelleri veya olası dezavantajları ortadan kaldırmanın yolu ise online görüşmelerden geçebilir. LinkedIn’i aktif kullanmak: Sınır ötesi iş bağlantıları kurmak için şüphesiz en iyi araçlardan biri LinkedIn ve burada sizden haberdar olmayan insanlarla zayıf bağlar oluşturmak için kullanabileceğiniz pek çok iletişim kanalı mevcut, ancak temel kural, platformu mümkün olduğunda aktif kullanmak.
İç pazar Online tanışmalar Zayıf bağların gücü

İlginizi Çekebilir