Yılın İyilik Akımı Öncüsü Emel Uslu Atik
Her sayıda karşınıza girişimcilik önerileri ya da birbirinden başarılı girişimci kadınları paylaşarak çıkıyorum. Bu sefer bir değişiklik yapmak ve hem başarılı iş hayatı hem de sivil toplum kanadıyla çok başarılı bulduğum bir iş kadınını sizlerle tanıştırmak istiyorum. Türkiye’nin ‘altın yüzlerinden’ Emel Uslu Atik ile sizler için bir söyleşi yaptım. Keyif ve ilham alarak okumanızı dilerim…
Adınızı, imza attığınız sosyal sorumluluk ve yardım projeleriyle sık sık duyuyoruz. “İyilik elçisi” olma serüveniniz nasıl başladı?
Aslında bu duygularımın harekete geçmesi evlenip çocuklarımın olması ile başladı çünkü çocuklarımın ihtiyaçları gündeme geldiğinde, başka çocukların da ihtiyaçları olabileceği, imkanı olmayan ailelere destek verme gerekliliği düşüncesi bu projeleri doğurdu.
Okul hayatınızın başarılarla dolu olduğunu biliyoruz. Bize biraz o yıllardan bahseder misiniz? Hedefleriniz, idealleriniz nelerdi, ne kadarını gerçekleştirebildiniz?
Öğrencilik yıllarım benim için çok kıymetli. Çok başarılı ve mutlu bir öğrencilik hayatım oldu. Gerek öğretmenlerim gerekse arkadaşlarım tarafından çok sevilen ve başarılı bir isimdim. Matematik, Türkçe özellikle de kompozisyon alanlarında birçok yarışmada derece elde ettim. Öğretmenlerimle aramda hep farklı bir sevgi bağı oluşmuştur. O yıllar bugünümün temelini attı diye düşünüyorum.
Mimar, turizmci ve iş insanı kimliklerinizin yanı sıra; Emel Uslu Atik Eğitim Uygulama ve Araştırma Vakfı, Türk Sanayi ve İş Adamları Vakfı (TUSİAV), ASTOP, ASTAM, TÜKD gibi birçok sivil toplum kuruluşunda aktif olarak görev yapıyorsunuz. Bu çalışmalarınız iş hayatınızı nasıl etkiliyor?
Sivil toplumculuk gönüllülük işidir. Kendi işinizin dışında zaman ayırmanız gereken bir mecradır. Bu planlamayı iyi yapmazsanız eğer işinizde de başarılı olamazsınız sivil toplumculukta da…
Çok sayıda ödülünüz var. Son olarak Gold Faces of Turkey III Ödülleri’nde “Yılın İyilik Akımı Öncüsü” seçildiniz. Bu ödüller size neler hissettiriyor?
Ödüller emeğe verilen değerdir! Bu nedenle her ödülüm benim için ayrı ayrı kıymetlidir.
5.Kısa süre önce Doğu Anadolu’da yaşayan kız çocuklarının Anıtkabir’i görme hayallerini gerçeğe dönüştürdünüz. O gün neler yaşadınız, neler hissettirdi o çocuklar size? Devamı gelecek mi Anıtkabir ziyaretlerinin?
Yıllar önce doğuda yaptığım bir projede küçük bir kız çocuğunun gelip ayaklarıma sarılıp “Emel abla beni Anıtkabir’e götürür müsün?” demesiyle atıldı ilk kıvılcım. O gün o ışık saçan gözlere söz verdim: “Eğer bu dönem güzel bir karne getirirsen, sana söz veriyorum seni ve başarılı arkadaşlarını Anıtkabir’e götüreceğim ve Ankara’yı gezdireceğim” dedim. Sözümde durdum, devamı da geldi ve yine yeniden gelecek...
Yaptığınız çalışmalarla bir ‘kanaat önderi’ haline geldiniz. Meclis’te kadın milletvekillerinin çoğalması gerektiğini de dile getiriyorsunuz. Siz siyasete atılmayı düşünmüyor musunuz?
Kadınlarımız hayatın her alanında; çalışma hayatında, eğitimde erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmalıdır. Bu parlamento için de geçerli. Ben, “kadının hakkını vermeliyiz” zihniyetinden uzak bir siyaset hayali içerisindeyim. Bu haklar zaten bizim. Kimsenin vermesine gerek yok! Kadın siyasetçilerin sayısının artması durumunda Türkiye’nin gelişeceğine, daha iyi bir toplum haline geleceğine inanan birisiyim. Kadınların fazla olması en azından siyasi üslubu daha nezaketli bir şekle sokacaktır.
Son birkaç yıldır düşünüyorum, evet. Aslında çevremin de güçlü desteği bu yönde…
Bu kadar farklı iş ve ilgi alanlarına vakit ayırmayı nasıl başarabiliyorsunuz? Kendinizle ilgilenmeye zaman kalıyor mu bunca iş içinde?
Zamanımı iyi yönetirim. Az uyuyan, çok düşünen biriyim. Ortalama 4 ya da 5 saat uyku benim için yeterli olabiliyor… Zaman planlamasında aileme ayırdığım vakit benim için en önemli zaman sürecidir. Çünkü onlar benim enerji depom, yakıtım ise sevgidir! Ailem, arkadaşlarım ve çevrem sevgi depomu doldurdukça süratle ilerlerim. Evimden, eşimden, işimden, ailemden, dostlarımdan vazgeçmeden kendimi yaşayıp ve ifade etmeyi seviyorum. Çocuklarımı her sabah servise bindirip, onlara el sallarım. Sonra sabah kahvemi içip en ince ayrıntısına kadar günümü planlarım. Doğayı, insanları ve yaratıcılığı seviyorum, insanlarla iletişimimi güçlendiriyor. Zaman, sevgi ve planlama ile beslenirse eğer başarı kaçınılmaz olur.
8.Elini attığı her işte başarılı olan nadir isimlerdensiniz. Başarının sırrı ne sizce?
Her şeyden önce yaptığınız işi doğru yaptığınıza inanıp cesurca ilerlemek. Disiplin, sadakat, mutlu ekip çalışması...