Yazar: Rüzgar Sünbül
21 Aralık 2020
Malzemeler
16 adet kuru incir
1, 5 su bardağı ikiye kırılmış ceviz
Yarım su bardağı pekmez (tercihiniz keçiboynuzu pekmezi olsun derim)
1.5 su bardağı su
Servisi için
İsteğe göre kaymak ya da 1 çay bardağı soğuk sütle çırpılmış krem şanti
Yapılışı
İncirleri tencereye alın, üzerine pekmezi ve suyu ilave edin. Orta ateşte 5 dakika kaynatın. Üzerine cevizleri ilave ederek kısık ateşte 20 dakika pişirin (suyunu tam çekmiyor, tencerenin dibinde biraz pekmez kalıyor). Ceviz ve incirleri tencerede soğumaya bırakın, servis tabağına soğuk sütle çırpılmış krem şantiyi yayın. Üzerine soğuyan incirleri ve cevizleri dizerek servis yapın. En üstüne de tencerede kalmış pekmezi gezdirin ki daha parlasın leziz incirlerimiz.
- Koronavirüs günlerinde mutfağımızda hangi besinler olmalı? Hem bağışıklığı güçlendirecek hem de damak zevkine hitap edecek yemek yapabilmek mümkün mü?
Koranavirüs günlerimizde mutfaklarımızda bulundurmamız gereken ürünler var. Özellikle sebze ve meyve tüketimi ön planda tutulmalıdır. Dayanıklı gıda dendiğinde akla hemen gelmese de aslında günlük yeterli sebze ve meyve tüketimi her gün ve her öğün sağlanmalıdır.
Rüzgar Sünbül olarak sağlıklı yemek tabağı dediğim Yemek Tabağı’na her ana öğünde tabağın bir çeyreği sebzelerden, diğer çeyreği tam tahıl ürünlerinden ve kalan yarısının eşit üç parça halinde meyvelerden, yüksek proteinli gıdalardan kuru baklagiller, et, yumurta, balık, tavuk, yağlı tohumlar ve süt ürünlerinden süt, yoğurt, ayran, peynir gelmesi öneriyorum. Bunların yanı sıra yeterli su tüketiminin sağlanması ve günlük beslenmede zeytinyağı kullanılması gerekmektedir. Bu bilgiler ışığında yiyecek alışverişlerinde sebze ve meyveye ağırlık verilmesi gerekir. Taze sebze ve meyvenin bir kısmının daha sonra tüketilmeye ve/veya pişirilmeye uygun miktarlarda dondurularak saklanması da evden uzun süre çıkılamayan durumlarda sağlıklı beslenmenin sürekliliğinin sağlanabilmesi için gereklidir. İçinde bulunduğumuz mevsim düşünüldüğünde uzun süre dayanabilecek bazı sebzelere karnabahar, lahana, kabak, brokoli, biber, turp, havuç, patates; meyvelere ise elma, portakal, greyfurt, mandalina, olgun olmayan muz örnek verebilirim. Özellikle narenciye grubu meyveler bağışıklık sistemini destekleyici C vitamininden zengin olduğu için bu meyvelerin tüketimine ağırlık verilmeli, mümkünse yemeklere taze limon sıkılmalıdır. Dayanıklı sebzelerin raf ömrünü uzatmak için yıkanmadan ve kesilmeden buzdolabında saklanmaları gerekmektedir. Bunlara ek olarak kuru meyve, kuru bamya, patlıcan, biber, domates gibi gıdalar da raf ömrü uzun; lif ve mineral kaynağı gıdalar olduğu için evde bulundurulmak faydalı olacaktır. Bu gıdalar ile aynı zamanda bağışıklığımızı güçlendirmekte mümkün olacağından vücut direncimizde sağlıklı kalacaktır bir şef olarak aynı zamanda bağışıklık sistemimizi hem güçlendirecek hem de sağlıklı ürünlerle farklı lezzetleri de ve damaklarımıza hitap edecek yemek ve tatlılar yapmak mümkün tabi ki de ve en az haftada iki kez balık tüketilmesi gerekir Haftada en az iki defa tüketilen balığın tazesinin bulunamadığı durumlarda donmuş veya konserve ton balığı alternatiflerinin karantina durumlarına karşı evde bulundurulmasını önerilebilirim. Zengin protein kaynakları olan kırmızı et ve kümes hayvanlarının etlerine kıyasla balık, daha fazla yağ içerebilmesine rağmen genel olarak aynı miktardaki kırmızı ve beyaz etlerden daha az enerjiye sahip olduğu için de tüketiminin artırılması gereken yiyeceklerdendir.
- Sizce dünya mutfağı mı Türk mutfağı mı? Bir Avrupalı Türk lezzetlerinden en çok hangisini beğenir?
Aslında bunun cevabı çok net; tabi ki de Türk mutfağı. Lakin Avrupalının en çok sevdiği Türk mutfağı üzerine yemekler dersek en başta halk arasında kebab döner vb. gıdalar geliyor. Aslında tam tersi bilinen her ne kadar kebab gibi görünse de işin aslı tam tersi, çoğunluğu Türk mutfağı olarak belirlediğim asıl adı ‘Saray Mutfağı’ olan yemeklerdir. Özellikle de Osmanlı dönemi saray mutfağına, Selçuklu mutfağına, Anadolu halk mutfağına ve Mevlevi mutfağına Avrupalılar adeta aşık çünkü insanların en çok sevdiği yemekler arasında Osmanlı dönemi yemekleri geliyor. Meyve ve badem, fındık gibi ürünlerin de kullanıldığı yemekler çok revaçta. Sebebi, bence topraklarımızdaki Osmanlı dönemi yemeklerinin hem çeşitliliği hem de ülkemizdeki ben ve meslektaşlarım Türk şeflerin ciddi ve doğru işler çıkarmaları. Dolayısıyla tas eti, hünkar beğendi, mutancana, devriazam, cennet çamuru, şerbetler vb. ürünler ile devam ediyor.
- Yurtdışında Osmanlı mutfağını tanıtan organizasyonlarda yer alıyorsunuz. Tanıtım yaptığınız ülkelerde Türk mutfağına yönelik nasıl yorumlar alıyorsunuz?
Kesinlikle aldığım sonuçlar çok keyifli. Paris, Afrika, Dubai, Lübnan, Meksika, Fransa, İsveç, Malta, Çin vb. ülkelerde işler yaptım aynı zamanda iş ve sanat dünyasında da özel event’ler istiyorlar. En çok mutlu olduğum yer ise yemekleri sıyırana kadar bitirmeleri ve “en kısa zamanda tekrar yapalım biz bu kadar lezzetli ve güzel olduğunu bilmiyorduk” gibi cümlelerle karşılaşmam. Bayrağımı ve ülkemin, vatanımın lezzetlerini farklı ülkelerde tanıtmak ve başarılı sonuçlandırmak karşılığında gülen yüzler ve tüm yemeklerin bitmesi paha biçilemez.