Nish & Sirius: Türkiye'nin kahve sektöründeki yerli gücü

Türkiye'nin ilk yerli kahve kapsüllerini üreten Nish & Sirius, kadın emeğini ve sürdürülebilirliği odağına alarak küresel pazarda büyümeye devam ediyor. Markanın kurucu ortağı Deniz Bengül ile üretimden ihracata uzanan yolculuğunu konuştuk

Nish & Sirius nasıl doğdu? Bu yolculuk nasıl başladı?
Kahveye olan tutkum, beni en taze kahveyi üretmek için yola çıkmaya teşvik etti. “Gerçek kahve, ancak taze kavrulmuşsa lezzetini bulur” diyerek küçük bir ofiste başladım. Bugün geldiğimiz noktada, Akyıldız Kahve Gıda olarak, Nish ve Sirius Markaları ile ürettiğimiz tüm ürünlerimizi, yerli üretime ve kadın istihdamına odaklanan, 2 bin metrekarelik bir fabrikada faaliyet gösteren ve de 11 ülkeye iharcat yapan bir markaya dönüştük.

Kadın istihdamına özel bir vurgu yapıyorsunuz. Bu yaklaşımınızın nedeni nedir?
Kadın emeğinin ekonomik bağımsızlık sağladığına inanıyorum. Bugün çalışanlarımızın yüzde 85’i kadın. Onlara eşit ücret ve saygı sağlayarak bireysel hayatlarına dokunmanın ötesinde, toplumsal dönüşüme de katkıda bulunuyoruz. Ambalaj tasarımından sipariş hazırlamaya kadar her aşamada kadınların emeği var.

Nish & Sirius’un üretim modeli nasıl şekilleniyor?
Yerli üretime öncelik veriyoruz. “Neden Türkiye’de üretemeyelim?” diyerek Ar-Ge’ye yatırım yaptık ve Türkiye’de yerli kahve kapsüllerini ürettik. Hem ithalatı azalttık hem de bu ürünleri yurt dışına kendi markamızla satıyoruz. Şu an 360’tan fazla ürünle, bir satıcının kahve reyonunu eksiksiz  doldurabilecek tek yerli markayız. 

Yeşil fabrika, karbon sıfır ve atık yönetimi kapsamında ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Geçen yıl fabrikamızın çatısını güneş panelleriyle kaplayarak tüm elektrik ihtiyacımızı yenilenebilir enerji kaynağı olan güneşten karşılamaya başladık. Ayrıca, verimlilik projelerimiz sayesinde enerji tüketimimizi önemli ölçüde azalttık. Ambalajlarımızda çevre dostu malzemeler kullanıyor, kapsül kahve üretiminde ise yüzde 80 geri dönüştürülebilir alüminyum kullanarak bu alanda Türkiye’de öncü konumda yer alıyoruz.

Markalarınızın konumlandırmasını nasıl yapıyorsunuz?
Nish Coffee, sokakların dinamik ruhunu ve özgün lezzetleri temsil ederken; Sirius Coffee, premium segmentte yer alıyor ve köklerimizi yansıtan Akyıldız’ın ışığını taşıyor. Ambalajlarımız sadece kâğıt değil, birer sanat eseri niteliğinde. Anadolu’nun renklerinden ve kadınların hikâyelerinden ilham alıyoruz.

İhracat süreçleriniz nasıl ilerliyor?
Şu an Rusya’dan Amerika’ya, İngiltere’den Azerbaycan’a, Dubai’den Mısır’a kadar 11 farklı ülkeye ihracat yapıyoruz. 2025 hedefimiz, 15 yeni ülkeye daha açılmak. Türk kahvesi ve yerli kahve kültürünü dünya çapında daha geniş kitlelere ulaştırmak istiyoruz.

Geleceğe yönelik planlarınız neler?
Daha fazla ülkeye ihracat yaparak Türk kahvesini ve içecek ürünlerimizi küresel pazarda güçlendirmeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilir üretim modellerimizi genişleteceğiz. Nish & Sirius sadece kahve markaları değil; kültürel mirası, kadın gücünü ve inovasyonu temsil eden bir ekosistem olacak.