Kişisel Markalaşmanın Altın Çağı

On yılı aşkın süredir markalara danışmanlık yapan Selen Almaç Deniz, özellikle pandemi döneminde kendilerine danışmanlık için başvuran kişilerin sayısının kurumların sayısından yüksek olduğunu söyleyerek kişisel markalaşmaya dair özel açıklamalarda bulundu. Towerlife Marka Danışmanlık A.Ş. Kurucusu Selen Almaç Deniz, kişisel markalaşmanın öneminin gittikçe arttığının altını çizerek hayatımızda pek çok şeyi değiştiren sosyal medyanın markalaşma konusunda da değişiklik yarattığını belirtti. Towerlife Marka Danışmanlığı ile on yılı aşkın süredir sektörün önemli firmalarına danışmanlık sunan marka danışmanı Selen Almaç Deniz, “Yıllar içinde marka danışmanlığı alanında yaşanan olumlu yöndeki bu kırılmanın en büyük sebebi aslında sosyal medya. Sosyal medyanın gücü ve dijital markaların hem Türkiye’de hem de globalde başardıkları işler duyuldukça insanlar pek çok alanda ‘ürünün değil markanın sattığını’ gördüler. Dolayısıyla bir kurumsal yapı içerisinde olan kişiler markalaşmak için ciddi yatırımlar yapmaya başladılar. Sosyal medyanın giderek yaygınlaşması ve hayatımıza yeni sosyal medya platformlarının girmesi ise markalaşan kişi ve kurumların dijitalde de dikkat çekerek bilinirliklerini her geçen gün artırdıklarını insanlara gösterdi.” dedi. Pandemi Markalaşmanın Önemini Artırdı Selen Almaç Deniz, şöyle devam etti: “Öyle ki aslında tüm dünyayı sarsan Covid-19 pandemisi bu konuda yaydan çıkan son ok oldu diyebiliriz. Çünkü bu zorlu pandemi koşullarında insanlar büyük oranda sadece önceden tanıdıkları, güvendikleri “markaları” tercih etmeye başladılar ve markalaşmayan kurumlar/kişiler maalesef ki hayatlarımızdan çekilmek durumunda kaldılar. Markalaşma çalışmalarında bir rotası olan ve bu uğurda gün be gün gelişen kurumlar ve kişiler Mart ayından beri minimum zarara uğrayan markalar oldu. Yani aslında pandemi, insanların markalaşmanın önemini anlamaları için ilginç bir deneyim oldu.” Ürünün Değil Markanın Devri Bu süreçte kendilerine en çok sağlık ve hukuk alanından taleplerin geldiğini söyleyen Deniz, “Doktorlar, diyetisyenler ve avukatlar bu konuya büyük önem gösteriyorlar. Çünkü bu meslek gruplarında kişiler isim bilinirlikleriyle çalışıyorlar. Hepimiz bir hekime giderken ismini araştırır, bir avukata başvurmadan önce mutlaka kendisini inceleriz. Bizim çalışmalarımız da şu anda bu meslek gruplarıyla” diyerek ekledi: “Artık ürünlerin değil markaların devri. En basit örnekle Influencer’lık diye bir meslek var hayatımızda biliyorsunuz, ki bu kelimenin anlamı “etkileyen” demek. Birçok insan sırf influencer’ların marka değerlerine ve kendilerinde uyandırdığı güven duygusuna göre satın alma kararlarını yönlendiriyor. Kişisel markalaşma aslında bir algı yönetimidir, insanların sizin üzerinizdeki düşüncelerini, algılarını güçlü olan yönünüze yönlendirerek yönetmektir. Bu sizin mesleğiniz olabilir, bir hobiniz olabilir, yaşam tarzınız olabilir… Dolayısıyla bir noktada insanın kendini güçlü ve zayıf yönleriyle tanıması gerekiyor.”