PrimeWave Tıp Grubu Operasyon Direktörü, Franchise Sahibinin Hayatında Bir Günü Anlatıyor

PrimeWave Tıp Grubu oluşturduğu yeni franchising fırsatı ile ilaç veya ameliyat gerekmeksizin ses dalgaları kullanarak güvenli, invaziv olmayan bir erektil disfonksiyon tedavisi sunuyor. Başvuranların %90’ının memnuniyetini kazanan franchise’ın Operasyon Direktörü Brian Miller ise acil servis tedavisinin öncüsü olarak bir klinik işletmenin neye benzediğini, bu sorumluluğun bir günde nelere sahne olduğunu detaylandırıyor. Teknoloji olarak bilinen Akustik Dalga Terapisi, erektil disfonksiyonun en yaygın nedeni olan zayıf kan akışını iyileştirmek için kan damarlarındaki ve damarlardaki mikro plakları parçalamak için düşük yoğunluklu şok dalgası tedavisi kullanıyor. Bu nedenle PrimeWave ile franchising hakkında bilgi alırken insanların her zaman sordukları ilk soru, kendilerine ait bir kliniğe sahip olmak veya işletmek için doktor olmaları gerekip gerekmediği oluyor. Tıbbi geçmişe sahip birçok kişi bu fırsatla ilgilense de tıp diploması gerektirmeyen sistem PrimeWave konumu açmak veya çalıştırmak için pek çok neden sunuyor. Hasta tedavilerini denetleyen doktorlar, diğer PrimeWave satıcıları veya çalışanları gibi işe alınıyor. Sağlık Franchiselarında Bir Gün Nasıl Geçiyor? Bir PrimeWave kliniğini işletmek için günlük olarak ne gerektiği sorulduğunda ‘Cevap sizi şaşırtabilir’’ diyen Brian Miller, ‘. E-postaları yanıtlamaktan sarf malzemeleri sipariş etmeye, müşterilere randevularını yeniden planlama konusunda yardımcı olmaya kadar, PrimeWave'i çalıştırmak, herhangi bir modern ofisi yönetmek gibidir.’’ diyor. ‘İçeri girdiğinizde ilk yaptığınız şey nedir?’’ sorusuna sabah 7:30’da ofise gelerek ve kahve içerek başladığı bir günün çevrenin temizliğini ve düzenini kontrol ederek devam ettiğini söyleyerek yanıt veriyor. Her sabah 30 ila 40 e-mail yanıtladığını ve müşterilerin geceleri işten eve geldiklerinde programları veya prosedürleri hakkında sorular yöneltmiş olduğunu söylüyor. Günlük Rutinde Keskinleşen Planlamalar Zamanınızın çoğunu ofiste hastalarla geçirmediğini, günde 20 ila 30 hasta karşıladıklarını ve yaklaşık dört veya beşinin yeniden planlama yapmaktan mesul olduğunu belirten Miller, tipik telefon görüşmeleriyle program değişikliklerinde uyumu sağlamak için çok zaman harcadığını ekliyor. Müşteri hizmetlerindeki hizmet geçmişine değinen Miller, çok sıkı bir düzenlerinin olduğunu ve hastaların nadiren bekleme salonunu gördüklerini, bu müşteri hizmetleri seviyesinden ayrılıp 10 dakika bile bekletmek zorunda kalırlarsa müşterilerin çok olumsuz hissettiklerini açıklıyor. Bu noktada işletmecileri uyaran Miller ‘Empatik olmalı, özür dilemeli ve çok nazik olmalısınız.’’ diyor. Çok yüksek bir başarı oranına sahip olduklarını ancak prosedürlerinin ucuz ya da garantili olmadığını ve bu nedenle memnun olmayan müşterilerle yakından ilgilendiğini belirtiyor yönetici. İnsanların hikayelerini dinlemenin ve endişe duyduğu konuları iyileştirmenin öneminin altını çizen Miller, beklentilere yanıt vermek için hastaların doktor tavsiyelerine ne kadar uyduğundan tüm programı tamamlamaya ikna etmeye kadar pek çok plan üzerinde çalıştığının altını çiziyor.