Marka Olma Emi
“Yalnızca satışa odaklanan paralı, güçlü pazarlama stratejisi olan zengin, marka yaratan varlıklı olur,” ve “marka ol ki tüm yorgunluğuna değsin,” sözleri bana aittir. Bu yüzden yazımın başlığında “Marka olma!” mesajı vermemin nedenini muhtemelen merak ettiniz.
Peki, her zaman “Marka ol e mi?” derken bu defa neden “Marka olma e mi?” dedim sizce? Soruyu kısaca cevaplamak isterim: Doğanın kuralları nasıl her birey için denk ve eşit değilse herkesin eşit seviyede güçlü bir dünya markası yaratması da o kadar mümkün değildir. Kimileri erkek olarak dünyaya gelirken kimimiz kadın doğar, herkes hem cins olamaz, kimi zengin olur ve zamanla fakir düşebilir, herkesin zengin olması bir ütopyadır, kimisi sağlıklıdır kimisi de sağlıksız, herkes mükemmel olamaz ve markayı yaratan da insandır.
Bir markanın girişimcisiyle olan derin ilişkisini gelin birlikte masaya yatıralım dilerseniz: “Girişimin sahibi, şirketin kurucusu, markayı yaratan insanı neden inceleyeceğiz ki, önemli olan iş değil midir? Ürün güzel, hele bir de fiyatı da uygunsa zaten kendiliğinden marka olur, işin sahibi neden önemli ki?” dediğinizi duyar gibiyim. Bilakis işin sahibi yani markanın yaratıcısı çok önemlidir çünkü marka da bir insan gibi canlıdır ve şirket kurucusunun DNA’sı markanın DNA’sını etkilemiştir.
Aynı bir çocuğun ebeveyninden aldığı gibi marka da DNA’sını yaratıcısından kopyalar. Markanın yaratıcısı olan girişimci sözünün eri ve kibar bir insansa bu özellikler markanın da kişiliğine yansır ve marka aynı yaratıcısı gibi “loved brand” (sevilen marka) olur, patron tam tersi bir karaktere sahipse belki fabrikatördür, para da kazanıyordur ama marka olamaz.
Kimlerin güçlü bir dünya markası yaratabileceğini MARKA OL E Mİ? kitabımda detaylı anlatıp reçeteler verdim, bu yazımda ise hangi özelliklere sahip olanların marka yaratamayacağını yazacağım müsaadenizle:
1. Tutucu, konservatif olup “ben buyum, değişmem,” diyenler çünkü onlar, özgüvenle narsisizmi birbirine karıştırırlar.
2. Cesur olamayanlar.
3. Yankı odasından dışarı çıkmayıp her daim kendi söylemlerini duymak isteyenler.
4. Göstermelik kibarlıklar sergileseler dahi kaba ve saygısız olmayı üstünlük sananlar.
5. Hata yaptıklarında özür dilemeyenler, iyilik gördüklerinde teşekkür etmeyip en fazla “eyvallah” diyenler.
6. Markasının reklam filminde çocuğunu oynatmak ya da kendisi oynamak isteyenler.
7. Markaya logo geliştirmeyi veya ambalaj tasarımını bir grafikere onlarca eskiz çizdirmek sananlar.
8. Çalıştığı reklam ajansının telefon numarasını “112” sananlar.
9.Strateji geliştirmeye bir saat dahi ayırmayıp cin fikir ve ucuz taktikler peşinde koşanlar.
10. Kulaktan kulağa reklam yapmanın bedava olduğunu sananlar.
11. Fotoğraf sanatçısına para vermemek için katalog çekimlerini hobi kamerasıyla evde kendisi “halletmeye” çalışanlar.
12. Markanın sosyal medya hesaplarını veya web sayfasının tasarımını üniversiteden yeni mezun olmuş oğluna, kızına, yeğenine teslim edenler.
13. Marka adı, illa benim soyadım ya da köyümdeki çeşmenin adı olacak diye tutturanlar.
14. Ortaklarına, bankaya, vergi dairesine, çalışanına veya tedarikçisine sergilediği kurnazlıklara müşterilerinin de kanacağını sananlar.
15. Bilmediğini danışmayanlar.
16. Pazar analizlerinin tümüne kısaca anket diyen ve araştırmalara hiç mi hiç inanmayanlar ya da internetteki genel geçer bilgilere tav olanlar.
17. Hikayesini anlatamayan ya da bir hikayesi olmayanlar.
18. İç görüye itibar etmeyen, “Ben müşteriyi iyi tanırım, onlar şöyledir, böyledir,” diyenler.
19. Ekşi Sözlük’te, Şikayetvar’da veya yorumlarda marka hakkında yazılan olumsuz cümleleri rakipler yazdırıyor sananlar.
20. LinkedIn’de hesabı olmayanlar.
21. Pazarlamayı satış ya da reklam sananlar.
22. Veriye, araştırmaya, analize, matematiğe ve pazarlamaya yatırım yapmayanlar.
23.Rakip ne yaptıysa benzerini yapmayı marifet zannedenler.
24.Toplantı masasını karar alma yeri değil talimat yağdırma üssü zannedenler.
25. Asansörde karşılaştığı potansiyel müşteriye tek bir cümleyle işini anlatamayanlar.
26.Henüz marka olmadan franchise vermeyi derenin taşıyla kuş vurmak sananlar.
27. Telefona, mesaja, elektronik postaya cevap vermeyenler.
28.Karar verirken korkak olup risk almayanlar.
29.Her işi kendisi yapmak isteyen, yetki delege etmeyi sevmeyenler.
30.Fuarlara katılımı, marangoz işi, devlet desteği, kartvizit dağıtmak ya da katalog toplamaktan ibaret sananlar.
31.Liyakata bakmadan etrafına hem şehirlileri, ya da mensubu olduğu camianın üyelerini toplayanlar.