Globalleşebilmek için Franchising
Gelişen teknoloji ve ışık hızı ile ulaşabildiğimiz bilgilerin etkisinin artması, ekonomik ve sosyal sınırların hızla ortadan kalkması dünyayı tek bir pazara, bir başka deyişle büyük bir köye dönüştürdü. Ülkeler arasında yapılan iş birlikleri global markalar açısından yeni stratejiler geliştirmelerini ve eski uygulamalarını girmiş oldukları lokal pazardaki tüketicilerin, kültürel özelliklerine, satın alma davranışlarına göre gözden geçirip yeni stratejilerini oluşturmalarını sağladı.
Başarılı iş geçmişi olan firmalar franchise vermeye başladıkları andan itibaren en büyük hedeflerini vermiş oldukları franchise işletmelerin iyi ve karlı bir şekilde işletmesini sağlamak olarak belirlerler. Franchisee’nin işlerinin iyi gitmesini sistemlerinin doğru uygulanmalarını isterler. Bu şirketler yeni franchisee’lerin başarı şanslarını maksimum seviyede artırabilmeleri için uygulamaları gereken standartları geçmişteki deneyimleri ile markayı o günlere getiren sistemlerine olan bağlılıkları olarak belirlerler. Bu şirketler aradıkları standartları karşılamayan sistemi sorgulayan hiçbir franchisee’yi sistemlerinde istemezler. Belirlenen standartlar şirketlerden şirketlere farklılık, değişiklik gösterse de temelde dört ana kategori üzerinde yoğunlaşırlar;
Sermaye, Davranış ve Felsefe, Genel Bilgi ve Deneyim, Operasyonel Beceri
Genel olarak belirtmek gerekirse franchise sistemine yönelen sektörlerde markaların kalite çıtasının yükseldiğini bu çıtayı sürekli bir üste taşımak için çaba içinde bulunduklarını söylemeliyiz. Çalışanlar eğitiliyor, kayıtlı sisteme geçiliyor, yapılan reklamlarla markanın gelişmesi sağlanıyor. Müşteri ihtiyaçları doğru belirlenerek, haklarına saygı gösteriliyor ve en önemlisi marka sahipleri bunları hiçbir devlet desteği veya zorlaması olmadan markasını korumak için kendiliğinden yapıyorlar. Bu markalardan globalleşerek dünyaya açılmak isteyenler ise; ürünlerinin iyi ve özgün olmasına dikkat ederken, yerel değerlere uyum sağlayan farklı kültürlere taşınabilecek ve gelişmeye açık olabilmek için çaba göstermeye çalışıyorlar.
Markalarına sadakat yaratma çabası bu işin en önemli felsefesi, markaya özgün tarzın yaratılması, sürekli kendini yenileyen bir yapı ile, müşterilerine markasını öğretebildiği, bilgiyi paylaşabildiği ve güven yaratabildiği ölçüde, önemli adımları atmaya başlamamış demektir. Burada önemli bir başka konu da ürününü tanıtmak tan daha da önemli olan, ürününün alma sebeplerini sunan, hızlı olan ve günümüz koşullarına uyan franchise sistemler ve markalar çok önemli adımları gerçekleştirmiş oluyorlar.
Markaların büyümesi ve gelişmesi için en önemli etmenin franchising sisteminin yaratmış olduğu avantajlar olmasına rağmen, ülkemizde bu işten en çok karlı çıkan ekonomi sistemimiz, gerek maddi destekleri, gerekse hukuksal alandaki düzenlemeleri ile franchising sistemine gerekli desteği sunamamakta bu da tüm doğru çalışan markalarımız açısından dezavantajlar oluşturmaktadır. Franchising sisteminin ticari hukuk ile yönlendiriliyor olmasını da günümüz Türkiye’sinde hala anlamış değilim! (Çıkartılan kanun nezdinde düzenlemeler, franchise sistemleri doğru incelenmeden uygulamaya alındığı için, bu kayıtlı ekonomi sistemini, kayıtsızlara göre çıkarılan düzenlemelere uymakta zorluluklarla ile karşı karşıya kalmalarına ve markalarının sistemlerini korumalarına güçlükler yaratmaktadır).
Ülkemizde franchising sistemini uygulayarak gelişen firmalarımızın önünde kalite/standartlar ve mali yükümlülükleri açısından değerlendirildiğinde de haksız bir rekabet ortamı mevcuttur. Franchise işletmeler devletin koymuş olduğu tüm kurallara uyarken, bağımsız çalışan küçük işletmeler kontrol edilemiyor! Edildiğinde de zaten kurallara uygun olmadığı belirleniyor ve hiçbir ciddi yaptırım uygulanmıyor. Tüm denetlemeler kontroller sistemi olan işletmeler yönünde ciddi baskılar oluştururken kontrol dışı kayıtsız işletmeler, ülkemize, sisteme, çalışanların sosyal haklarına zarar verip iş hayatlarını noktalıyorlar. Arkalarında zarar verdikleri bir sürü mağdur bırakarak ülke ekonomisine ciddi yaralar açıyorlar.
Franchise işletmeler ise ya orta ölçekli büyüyerek bu haksız rekabetin yarattığı açığı sisteminin gereklerini yerine getirmek adına satmış olduğu ürün fiyatında yansıtarak belirli kitleye hitap ediyorlar, ya da hızlı büyüyerek alım gücünün desteği ile bu alanda rekabetin içinde var olma mücadelesi veriyorlar.
Ülkemizin franchise sistemine yaygınlaştırılmasına şiddetle ihtiyacı var. Kalitesizliğin, eğitimsizliğin, kayıt dışılığın çaresi franchising sistemi. Franchising’de başarı çaba gerektiren diğer işlerde olduğu gibi çok çalışma, bilgi, beceri, eğitim, sistem ve kontrol ile yoğrularak ve disiplini sıkı sıkıya uygulayarak oluşturulur. Sistem kurallarına bağlı kalan franchise’lar gerçekten başarın keyfini ve globalleşebilme fırsatlarını yakalamış olurlar. Yazımı bu yönde bize güç verecek güzel bir anonim deyişle noktalamak isterim: “Önünüze koyulan engellerin amacı, sizi durdurmak değil cesaretinizi ortaya çıkarıp güçlendirmektir.”