Ara
Franchise

Covid-19 Pandemisi, Ölüm ve Travmatik Yas

13 Temmuz 2021 — Yazar: M.Kemal SAYAR

Pandemi, beden sağlığımızdan ruh sağlığımıza, güvenlik duygumuzdan sosyal bağlantılarımıza, kişisel özgürlüklerimizden finansal güvenliğimize kadar bir dizi kayba yol açtı. Pek çok insanımız işini kaybetti, eşine dostuna sevdiklerine dokunabilme özgürlüğünü kaybetti, çocuklarımız, gençlerimiz yüz yüze eğitim şansını, okul bahçesinde, sokakta ya da takım oyunlarında oynama şansını kaybetti, pek çok insanımız da sağlığını kaybetti.

Yaşadığımız bir dizi kaybın içinde elbette en travmatik olanları ani ve beklenmedik ölümler oldu. Covid-19 pandemisi ile ölüm ve yas kavramlarımız da başka bir şekil aldı. Çoğu zaman sevdiklerimize veda bile edemeden onlardan ayrılmak zorunda kaldık. Kaybettiğimiz sevdiklerimizi sonsuz yolculuklarına uğurlarken her zamanki ritüellerimizi, sorumluluklarımızı yerine getirememenin üzüntüsünü yaşadık. Çevremizden yeterince sosyal destek alamadık. Yokluklarının yarattığı boşluğu güzel hatıraları ile doldurmamız yaşadığımız şok yüzünden zorlaştı. Bazılarımızın yaşadığı acılar günden güne öylesine arttı ki zamanla bu acılarda karmaşık bir hal aldı. Karmaşık hal alan bu acılar bugün modern psikolojide komplike yas, travmatik yas ya da patolojik yas gibi isimlerle ifade ediliyor.

2020 Mart ayında dernekleşme faaliyetlerini tamamlayan MMA Türkiye mobil mecralar üzerinden yürütülen pazarlama ve reklam faaliyetlerinin sürdürülebilir bir biçimde büyümesini destekliyor. Ayrıca bu alanda hizmet veren insan kaynağının eğitimine katkıda bulunarak marka ve içerik sağlayıcılar için mobil ortamın kullanımını etkinliğini ve doğruluğunu belgelemek üzere araştırmalar yapıyor. Sektörün gelişimi amacıyla Eğitim Yürütme Kurulu, Araştırma Yürütme Kurulu, Kurumsal İletişim ve Üye İlişkileri Yürütme Kurulu, AI ve İnovasyon Yürütme Kurulu ile dernek, sektöre önderlik edecek çalışmalar yürütüyor.

Nedir bu karmaşık (komplike) yas ya da travmatik yas denilen olgu? 

İnsanoğlu kaçınılmaz olarak hayatı boyunca birçok kayıp yaşar ve doğası gereği kayıp yaşantıları sonrasında yas sürecine girer. Bu yüzden yas süreci kaçınılmaz olduğu kadar gerekli bir süreç olarak da kabul edilir. Çünkü bu süreç bir çeşit uyum sağlama süreci olarak ele alınabilir. Kayıp sonrası, kaybedilenin artık olmadığı dünyaya uyum sağlamak zor olduğundan insan fizyolojik, duygusal ve davranışsal olarak birtakım tepkiler verebilir. Bu durum bir anlamda herhangi bir kayıp ya da değişikliğe psikolojik olarak yanıt vermektir. Bu süreçte ortaya çıkan tepkiler zaman içerisinde azalır ve kişi eski işlevsellik düzeyine geri döner. Bir başka deyişle normalleşir. Kayıp sonrası yaşanan bu yas süreci genellikle ilk 3-6 ay olarak tanımlanmakta ve bu sürenin sonunda kişinin işlevselliğinin normale dönmesi beklenmektedir. Bazı durumlarda bu süre 6 aydan 1 yıla kadar da normal kabul edilebilir.

Ancak kimi zaman yas süreci olağan seyrinden sapabilmekte, belirtilerin şiddeti zaman içerisinde azalmak yerine artarak süreç karmaşık bir hal alabilmektedir. İşte karmaşık yas ya da bir başka deyişle travmatik yas denilen olgu bu tablonun ortaya çıkmasıyla başlamaktadır. Yani karmaşık yas ya da travmatik yas; bir anlamda sevilen kişinin ani ya da şiddetli ölümü karşısında şok hissetme, acı duyma, ölümü kabul etmeme, kişiyi aşırı özleme, sürekli onu arama, zihnin sürekli ölen kişi ile meşgul olması, günlük işlevselliklerde bozulma gibi belirti ve tepkilerin normal yas sürecinden zaman olarak daha uzun ve daha şiddetli olması olarak tanımlanabilir.

Yas sürecimiz uzun ve olumsuz bir gidişat sergiliyorsa, acılarımız karmaşık bir hal aldıysa neler yapabiliriz?

Aslında yas sürecinde olan birçok kişiyi gözlemlediğimizde birbirlerinden çok farklı tepkiler verdiklerini görürüz. Kimileri kayıp haberini alır almaz yas tepkileri verirken kimileri de yaslarını erteler ve daha sonra yas sürecine girerler. Kimileri kaybın ardından hiç üzüntü tepkileri vermezken kimileri de kayıp sonrası ağır belirtiler gösterirler. Her insan kendine özgü ve biricik olduğundan doğal olarak kayıp sonrası verdikleri tepkiler de aynı değildir. Ancak bazı yas tepkileri psikolojide risk faktörü olarak ele alınmaktadır. Bu yüzden sağlıksız olduğu düşünülen yas tepkileri kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Mesela kaybın ardından hiç üzüntü tepkileri vermemek, zamanında yaşanmayan duyguların daha sonra çok farklı şekillerde ortaya çıkmasına neden olabilir. Yine tepkilerin çok yoğun, şiddetli ve uzun süreli olması da yeri geldiğinde ölümcül sonuçlar doğurma riski taşıyabilir. Eğer yaşadığımız yas süreci uzun ve olumsuz bir gidişat sergiliyorsa; işlevsellik düzeyimiz ve psikolojik iyi oluş halimiz bozulduysa; kaybımızı inkar ediyor ya da bastırıyorsak; kaybımızı hatırlatan herkesten ve her şeyden kaçmak istiyorsak; ölen yakınımız hakkında şimdiki zaman dilini kullanarak bahsediyorsak; kaybettiğimiz kişinin eşyalarını uzun süre saklıyorsak; kaybımız sonrası madde ya da alkol kullanımını arttırdıysak, bütün bu tepkilerimiz bize yardım almamız gerektiğini söylüyor olabilir.

 Yardım almaya karar verdiğimizde öncelikle yapmamız gereken ihtiyacımıza en uygun tedavi yöntemini tercih etmek olmalıdır. Örneğin bazılarımıza sadece kayıp ve yas süreci ile ilgili bilgilendirme yetebilir; bazılarımız kayıptan daha çok etkilenmiş olmasına rağmen işini gücünü sürdürebiliyorsa eğer kısa süreli psikolojik tedaviler ihtiyacını karşılayabilir; ancak hayatımız ciddi derecede etkilenmiş ise ve ağır belirtiler gösteriyorsak bu durumda yoğun psikolojik tedavilere, ilaç tedavilerine hatta hastaneye yatışa ihtiyaç duyabiliriz.

Yas sürecinde olan kişi sürekli konuşmak, tekrar tekrar aynı şeyleri anlatmak, defalarca acısından bahsetmek isteyebilir. Bu durumda yine yapılması gereken onu dikkatle ve ilgiyle dinlemek olmalıdır. Dinlerken ne söylerse söylesin şaşırmamak, şok belirtisi göstermemek, sıra dışı bir şey söylediğinde panik olmamak, sözlerini oldukça sakin ve anlayışla karşılamak gerekecektir. Ancak riskli görülen durumlarda (kendine zarar vermek istediğini söylemesi gibi) elbette gerekli tedbirler alınmalıdır. O konuşurken onu dinlemek yerine kendi acılarımızdan bahsetmek, kendimizi anlatmak doğru bir tavır değildir.

Eğer mümkünse bu süreçte yeni ve önemli kararlar almasını ertelemesi için telkinde bulunmamız gerekebilir. Çünkü acısının büyüklüğünü düşündüğümüzde radikal kararlar alması için hiç de doğru bir zaman olmayabilir.

Bütün bu yardım etme çabalarımıza rağmen yine de yaşadığı süreçle başa çıkmakta zorlandıklarına ya da sigara, alkol ve madde kullanımı gibi olumsuz baş etme yöntemlerini kullandıklarına şahit olduğumuz kişileri mutlaka ruh sağlığı uzmanlarından destek almaları için yönlendirmeliyiz. 

Kabul etmekte zorlandığımız olgu; ölüm

Ölüm insanoğlu için travmaların en büyüğü olarak kabul edilse de varlığın devamı için kaçınılmaz olduğu bir gerçek. Kim bilir belki de ölüm olmasa yaşam diye bir kavram da olmayacak. Zira yaratılışın özünde zıtların bir araya gelmesi ve birbirlerini tamamlaması söz konusu. Tıpkı sıcakla soğuk, karanlıkla aydınlık, kötülükle iyilik gibi. Karanlık olmasa aydınlığın, kötülük olmasa iyiliğin kıymeti bilinir miydi ya da yeterince anlamlı olur muydu acaba? Yaşamı anlamlı kılan da ölümün varlığı olsa gerek.

Elbette ölümün sıralı olmasıdır istenen, beklenen. Sıralı olmayan, ani ve hiç beklenmedik anlarda gelen ölüme hoş geldin diyebilmek oldukça zor olmalı. Ama ister ölümü geldiği gibi kabul edelim, ister varlığını reddedelim her an bizim ve sevdiklerimizin kapısını çalabileceği gerçeğini değiştiremeyiz. Aldığımız her nefes için, yaşadığımız her an için şükrederek, birey merkezli, maddeci yönelimlerimizden arınarak, içimizdeki saf sevgiden yardım alarak, bedenimize, ruhumuza, sevdiklerimize çok iyi bakarak ve elbette yaşamımıza anlam ve değer katacak bir amaca sımsıkı sarılarak... 

Kaynaklar

Hazırlayan: Necla Heybeci Yılmaz

American Psychological Association, Grief and COVID-19: Mourning our bygone lives, https://www.apa.org, et. 30.04.2021

Cesur, Gizem, (2017: 289-310) Kayıp Yaşantılarının Sonrası: Tartışmalı Bir Kavram “Karmaşık Yas”, Nesne Psikoloji Dergisi.

İlginizi Çekebilir

Franchise Mı Yoksa Yeni İşletme Mi?

Franchise Mı Yoksa Yeni İşletme Mi?

Franchise Market Türkiye — 2024-04-04 13:42:00
Sormak İsteyeceğiniz 10 Kritik Soru

Sormak İsteyeceğiniz 10 Kritik Soru

Franchise Market Türkiye — 2024-04-04 12:30:00
Bir Kafe Franchise’ ı Almadan Önce Sormanız Gerekenler

Bir Kafe Franchise’ ı Almadan Önce Sormanız Gerekenler

Franchise Market Türkiye — 2024-04-04 12:17:00