Ara
Franchise

Çıkarılması Gereken Önemli Derslerle, Bir Dönemin ‘’Gişe Rekortmeni’ Franchise’ı Şimdi Nerede?

24 Temmuz 2021 — Yazar: Franchise Market Türkiye
1990'ların sonlarında ve 2000'lerin başında hevesli bir sinema izleyicisiyseniz, o dikkat çekici, mavi ve sarı logo muhtemelen diğer birkaç markanın eşit olmayı ancak umabileceği nostaljik bir hayali zihninize çizmiştir. Gişe rekorları kıran, yabancılara uluslararası perakende sektörünün muzaffer bir parçası olarak görünen, yaklaşık 84.300 kişiyi istihdam eden, 9.094 mağaza ile 2004 yılı civarında zirveye ulaştı ve film hayranları için en son çıkan ürünlere ulaşmak için vazgeçilmez bir marka olan Blockbuster, şimdilerde iflas bayrağının altına sığınan kültürel bir franchise olarak gerilerde kalıyor. 2000 yılında dönemin CEO'su John Antioco tarafından reddedilen 50 milyon dolarlık rezil Netflix anlaşması ile tarihinin en büyük hatasını yapan video kiralama sektörünün öncü devinin arkasındaki hikayeye göz atıyoruz. Bir Dönemin Franchise Yıldızı Blockbuster'ın en uzun süre hizmete devam eden franchise ortaklarından Alan Payne, Yerleşik Başarısızlık: İç Hikaye kitabını piyasaya sürmesiyle birlikte pek çok merak edileni açıklığa kavuşturmuş bulunuyor. "Blockbuster doğru yapmış olsaydı, bugün hala açık olan bazı mağazalar olacağını düşünüyorum." Diyen Payne, ayrıca kitabında “Gerçekten harika şirketlerin, geleceği başkaları üzerinden tanımlanmak yerine onu yarattığına inanmaya başladım” diye çarpıcı bir itirafta bulunmadan da geçmiyor. Seri girişimci Wayne Huizenga'nın %60’ı için 18,5 milyon dolar ödediği 1986 yılında yaratılmış olan Blockbuster, video mağazası pazarının yılda 3 milyar doların üzerinde satış yaptığı ve operatörler ile büyük stüdyolar arasındaki mevcut yasal savaşların büyük ölçüde yatıştığı bir dönemde su üstüne çıkmış bulunuyor. Sektör,şüphesiz  işletme sahipleri için para kazanmanın kesin bir yolu gibi görünüyordu ve Blockbuster kısa süre sonra kendi mağazalarını açmak isteyen sayısız girişimciyle kendi yolunu buldu. Şirkete ilk kez 1988 yılında bölge müdürü olarak katılan bir Blockbuster franchise sahibi olan David Kahn, “Blockbuster adeta havalandı ve insanlar onları arayıp bu mağazalardan birini almak için yalvarıyorlardı” diyerek ne kadar parlak bir dönemden geçildiğini ifade ediyor. Günümüzde bu dönemleri bilmeyenler, Blockbuster'ın bir zamanlar önemli bir franchisor olduğunun farkında bile olmayabilirler, ancak bu durum, Wayne Huizenga'nın 1986 ile 1994 arasındaki görev süresi boyunca uyguladığı stratejinin hızlı genişleme için franchisingi kullanmasından ve ardından birimleri tam olarak oluşturulduktan sonra satın almasından ileri geliyor. İlk yılların son derece heyecan verici geçtiği ve herkes için kazançlı olduğundan bahseden bu isimler, mağazaların yıllık satışlarda 1 milyon doların üzerinde bir kazanç sağladığını ve bir Blockbuster lokasyonu açmanın maliyeti olan 500.000 doların genellikle iki yıldan daha kısa bir sürede geri ödendiğini belirtiyor. Bir franchise grubu daha fazla genişlemek istemediğine karar verirse ve pazar bunun için oradaysa, o zaman Wayne Huizenga bölgeyi şirketteki hisseler aracılığıyla satın alıyor ve bu tren ‘’görünüşte’’ sonsuz olmaya devam ediyor.   Dev İsim İçin Sonun Başlangıcı Bazıları, Huizenga'nın 1994'te ayrılmasının Blockbuster için sonun başlangıcı olduğunu, çünkü itici gücünü ve agresif gelişim omurgasını kaybettiğini söylüyor. Ne de olsa, 1994 ve 1997 yılları arasında marka üç CEO'nun elinden geçiyor ve sonunda Taco Bell'in video kiralama santraline katılan John Antioco'ya yerleşiyor. Ancak bu noktada Kahn’ın tabiriyle dikkat çekici olan deneyim farkı oluyor, çünkü  Wayne Huizenga bir inşaatçı, geliştirici ve satın alan rolünde iken John ise edinme konusunda aynı zihniyete sahip olmayan bir operatör olarak tanımlanıyor. Netflix'in kurulduğu yıl olan 1997 video kiralama devinin düşüşünü analiz eden birçok kişiye göre düşüşün bir akışa dönüşerek sabitlendiği sene oluyor. Netflix ilk filmini 2007'de yayınlamış olsa da düşüş bundan yıllalar önce denk geliyor ve Blockbuster ünite sayısı artmaya devam etse de 1996 ve 2010 yılları arasında iki dönem hariç sürekli olarak net zarar kaydediyor. Bu net kayıp farklı ve çok sayıda faktöre bağlanabilir, ancak birçok kaynağın belirttiği gibi Huizenga'nın mümkün olduğu kadar çok ve mümkün olduğunca çabuk yer açma tutkusu markanın kaçınılmaz düşüşüne yol açıyor. Franchisorlar günümüzde büyümenin tercih edilebilir olduğunu, ancak strateji ve sürdürülebilirlik pahasına olmadığını kabul ediyor. Herkesten daha hızlı mağaza açma yarışında Blockbuster, yüzlerce emlak hatası yapıyor ve 6 yılda 3.000 mağaza açma acelesi içinde daha düşük konumları kabul ediyor. Haliyle bu kötü konumlar düşük mağaza performansı gösteriyor ve daha da önemlisi markayı gelecek kaçınılmaz rekabete karşı son derece savunmasız kılıyor. Haliyle Blockbuster'ın hikayesinden bazı dersler çıkarmak da bizlere düşüyor:
  • Mevcut ortama bakarak cennet tasviri yaratılmış olsa da markanın geleceğine dair çok az düşünce geliştiriliyor ve marka zirvede olsa da ileri dönük planlamanın önemi burada ortaya çıkıyor.
  • Markanızın 'var oluş nedenine' bağlı kalmak ve güçlü yönlerine odaklanmak aslında hayalleri süsleyen masalları kovalamaya her zaman galip geliyor.
  • Gişe rekorları kıran 29 yıllık tarihi boyunca arka ofis sistemlerini hiçbir zaman önemli ölçüde yükseltmemiş olan ekip, teknoloji trendlerini takip etmenin önemini gösteriyor.
 
Haberler Franchise