ARETHA, GEÇMİŞİN MİRASINI MODERN YAŞAMLA HARMANLIYOR

Gelişen Çandarlı’da yükselen Aretha Projesi; lüksü, teknolojiyi ve doğayla uyumu bir araya getirerek yeni nesil yaşam alanları oluşturuyor. Projenin yaratıcısı, makine mühendisi bakış açısıyla konforu ve sürdürülebilirliği merkeze alırken yatırımcılara da kazançlı fırsatlar sunuyor. 

Aretha Projesi’nin kurucusu Ömerhan Yıldırım ile projenin Çandarlı’daki stratejik konumunu, projeye entegre edilen yüksek teknoloji sistemlerini ve bölgeye değer katacak mimari yaklaşımı konuştuk. 

• Aretha Projesi’nin Çandarlı gibi gelişen bir bölgede hayata geçirilme fikri nasıl ortaya çıktı? 

Bölgeyi şahsen iyi biliyordum, Bergama sanayi bölgesindeki büyüme, mevcut liman projesinin tekrar hayata geçirilecek olması, konum olarak İzmir, İstanbul ve Ankara illerine olan yakınlığı ve otoban ulaşımının olması sebebiyle buranın yakın zamanda büyük bir hareketliliğe sahip olacağını öngörmek çok da zor değildi. Biz de bu gelişmenin başında yer almak istedik. 

• Her villanın özel havuzla tasarlanmış olma fikri oldukça ilgi çekici. Proje ne tür bir yaşam deneyimi sunmayı amaçlıyor? 

Hem 12 ay boyunca kullanabileceğiniz hem de sadece size ve ailenize özel izole konfor alanları oluşturmayı hedefledik. Bunun için havuzlarımıza özel ısıtma sistemleri de ekleyeceğiz. Ayrıca site sakinlerinin kullanımına sunacağımız elektrikli buggy araçları ile zaten yakın olan kumsala ulaşımı daha da kolaylaştıracağız. 

• Bir makine mühendisi olarak bu projeye nasıl bir vizyon kattınız ve teknik açıdan hangi yenilikleri öne çıkardınız? 

Aslında çok da ulaşılması zor olmayan ama maliyetler yüzünden müteahhitlerin pek tercih etmediği birçok yeniliği projede kullandık. Isı pompası yardımı ile havuz ısıtma, yerden ısıtma ve sıcak kullanım suyu hazırlama, çatıda kullanılan fotovoltaik piller ile evin tüketeceği elektriğin büyük bir kısmını üretme, akıllı ev sistemi ile çok noktadan kontrol edilebilen ısıtma-soğutma aydınlatma güvenlik gibi müdahaleleri yapabilme imkanı, kartlı giriş sistemi, plaka tanıma sistemi gibi yenilikleri projemize dahil ettik. 

• Proje sadece lüks bir yaşam alanı değil, aynı zamanda kazançlı bir yatırım fırsatı sunuyor. Yatırımcılar için Aretha’yı cazip kılan unsurlar nelerdir? 

Lansman amacıyla yapacağımız sınırlı adette satış ve sonrasında yapacağımız peşinat ve vadeli ödeme seçenekleri sunacağız. 

• Çandarlı’nın yüksek turizm potansiyeli ve gelişen altyapısı oldukça revaçta. Bu durum Aretha Projesi’ne olan bakışı nasıl etkiliyor? 

Çok güzel tepkiler alıyoruz. O bölgede sunulmamış özelliklerde konutlar üretiyor olmamızın yanı sıra, çok yakın bir zamanda gelişecek olan bölgede bu projeden ev sahibi olmak müşterilerimize hem prestij hem de maddi açıdan büyük kazanç sağlamış olacak, yatırım ya da kullanım amacı güdülse bile. Çünkü kısa süre sonra bu bölgede bu özelliklerde bu fiyatlara konut bulunamayacak. 

• Aretha’nın modern mimari tasarımı ve yüksek teknolojiyle donatılmış güvenlik sistemleri projenin en göze çarpan özellikleri arasında. Projenin özgün detayları nelerdir? 

Yukarıda detaylarını vermiş olduğum gibi kısaca şu başlıklar altında toplayabiliriz: Akıllı ev sistemi, ısı pompası ve fotovoltaik pil kullanımı sayesinde çevreye duyarlı, enerji tüketiminin minimize edilmiş olması; ısıtmalı havuzu ile 12 ay boyunca alacağınız keyif, yerden ısıtma ve VRF soğutma sistemi ile 12 ay yaşanabilir olması; kartlı ev girişi plakalı araç girişi ve kamera sistemi ile güvenlik ve konfor başlıca göze çarpan özellikleri. 

• Aretha Projesi’nin Çandarlı’da denize sıfır bir konumda yer alması, İzmir merkeze 100 km ve Çandarlı Limanı’na 20 km mesafede olması gibi stratejik avantajları nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Projenin çok özel bir konumu var. Yeni yapılan otobanlar ve bazı havalimanlarına olan yakınlığı sebebiyle ulaşım çok kolay. Ayrıca Bergama Serbest Bölge ve Çandarlı Limanı’na olan 20 km’lik yakınlık, bölgenin gelişen lojistik altyapısıyla birlikte projenin yatırım potansiyelini daha da artırıyor. 

• Projeyi lüks, konfor ve doğayla uyumlu bir hale getirme sürecinde en çok hangi unsurlara odaklandınız? Bu üç elementi projenin her aşamasında nasıl bütünleştirdiniz? 

Proje tasarım sürecimizin en başından itibaren, lüksü sadece gösterişten ibaret olmayan; kalite, detay ve zarafetle bütünleşen bir anlayışla ele aldık. Konforu ise kullanıcı deneyiminin merkezine koyduk. Mekanik altyapıdan iklimlendirmeye, yalıtımdan otomasyona kadar her ayrıntıyı bu doğrultuda kurguladık. Doğayla uyumu sağlamak ise bizim için hem estetik bir tercih hem de sorumluluktu. Yapılarımızı çevredeki doğal topoğrafyaya zarar vermeden konumlandırdık; manzarayı her evin parçası haline getirdik. Malzeme seçiminde doğal dokulara öncelik verdik, peyzajda ise yerel bitki örtüsünü temel aldık. Tüm bu unsurlar; mimariden mühendisliğe, iç tasarımdan altyapıya kadar her aşamada birbiriyle entegre bir şekilde çalıştı. Böylece Aretha, sadece yaşanacak bir yer değil, hissedilecek bir yaşam alanı haline geldi. 

• İnşaat sektörü için kısa ve uzun vadede neler planlıyorsunuz?
  Kısa vadede hedefimiz, Aretha gibi yüksek standartlı projeleri başarıyla tamamlayarak bölgede güvenilir ve yenilikçi bir marka kimliği oluşturmak. Kaliteye ve mühendisliğe verdiğimiz önemi her projemizde hissettirmek istiyoruz. Uzun vadede ise sürdürülebilirlik, teknoloji ve kullanıcı odaklı tasarım ilkeleriyle büyüyen, çevreye duyarlı ve yüksek yaşam kalitesi sunan projeler üretmeye devam edeceğiz. Aynı zamanda bölge ekonomisine ve istihdama katkı sağlayacak, altyapı ve yaşam kültürünü zenginleştirecek yatırımlar da gündemimizde olacak. Biz bu sektöre sadece yapılar inşa etmek için değil, nitelikli yaşam alanları oluşturmak için geldik.