Yeni Haberler

    Güzellik Merkezi Kurdu, Markasının Değeri 18 Milyon Dolara Ulaştı

    11 Ocak 2023

    Sürdürülebilir Yenilik

    13 Aralık 2022

    Sabırlı Aileler Merhametli Çocuklar Yetiştirir

    13 Aralık 2022

    İş Planı Neden Önemli?

    13 Aralık 2022

    Ders 6: Hedef Tüketici

    13 Aralık 2022

    Güzellik Sektöründe Dünya Markası Olmak İçin Ağımızı Genişletiyoruz

    12 Aralık 2022

    Gastromasa Konferansı’nda Dünyaca Ünlü Yıldızlar Geçidi

    29 Kasım 2022

    Lojistikte Dijitalleşme Kaçırılmaması Gereken Bir Fırsat

    21 Kasım 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Instagram Twitter
    Franchise Market Dergisi
    Login
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
      • Vizyon & Misyon
      • Künye
      • Bayilik Veren Markalar
    • Dergimiz
      • E-Dergi
      • Dergi Abonelik Formu
      • Dağıtım Noktalarımız
    • Röportajlar

      Aracınız Emin Ellerde

      23 Ağustos 2022

      Özsüt lezzetleri BONTON ile her an her yerde

      9 Ağustos 2022

      Seramiğe hayat veren dokunuş

      27 Ekim 2020

      ‘Her çocuk bembeyaz bir sayfa’

      6 Ekim 2020

      İlhamı, Ege Denizi’nin huzur veren mavisi

      22 Eylül 2020
    • Köşe Yazıları
      • Yazarlar
      • Yazılar
    • İletişim
    Franchise Market Dergisi
    Anasayfa»Köşe Yazıları»Sizce Türk Gıda Markaları Neden Dünyaya Açılamıyor?

    Köşe Yazıları

    Sizce Türk Gıda Markaları Neden Dünyaya Açılamıyor?


    Abdurrahman ÖZYAVAŞ- Abdurrahman ÖZYAVAŞ11 Nisan 2019Güncelleme19 Şubat 2022Yorum yapılmamış3 dk. Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest Linkedln Tumblr E-Posta
    Paylaşın
    Facebook Twitter Linkedln Pinterest E-Posta

     Pek tabii ki birkaç tane medarı iftiharımız olan markayı konunun dışında tutuyorum. Biliyorum ki onlar şu an geldikleri konuma gerçekten sadece çalışarak ve isteyerek geldiler başka hiçbir destek onların motivasyon kaynağı değildi.

    Bunun dışında bizi ne engelledi?

    Atalarımız bile yaklaşık 700 yıla yakın, genel olarak yayılma üzerine kurulu bir imparatorluk kurmuşken, en azından onların gittiği topraklara gitmek, onların zamanında götürmüş olduğu mutfağımızın devamlılığını sağlamak, bize görev olarak düşmez miydi?

    Eğer kafamızı orta doğuya doğru çevirirsek, çok zorlanmadan oradaki halkın Türk mutfağına ve Türk insanına ilgisini çok net görebiliriz. Çok değil, sadece bir saatlik uçak yolculuğuyla kafamızı kuzeye doğru çevirirsek Hırvatistan’daki, Sırbistan’daki, Bosna Hersek’teki, Makedonya’daki, Romanya’daki ve saymaya değer birçok ülkedeki insanların zaten şu anda bizimle aynı yemeği yaptıklarını görebiliriz. Börek onlarda da börek, dolma, sarma ve daha niceleri onlarda da var. Ek olarak konuştukları dilde beş yüze yakın Türkçe kelime olduğunu ve bunların birçoğunun eski akrabamız olduğunu çok rahat görebiliriz. Bu kadar kolaylık varken problemimiz yabancı dil miydi? Yoksa vize sorunu muydu? Eğer böyleyse, bu ikisini aşabildiğimiz ülke sayısı şu anda en azından yurt dışına bizi çıkartacak kadar var. Ayrıca, devlet tarafından da ciddi destekler bulunuyor. Önemli olan araştırıp bulmak.

    Aslında belki de kendimizi çok fazla suçlamamak lazım. Çünkü Türk mutfağı gurur duyacağımız, çok seveceğimiz ve kendimiz tüketeceğimiz kadar bize yeterliydi. Onlarca çeşit mutfak tipimiz, çok iyi ustalarımız, tarihi restoranlarımız var. Herhalde dünya üzerinde, sadece tatlı adediyle bile başka ülkelerin mutfağını geçecek güçte, biz hariç pek ülke yoktur. Var mı Gazi Antep’ten daha güçlüsü, Antakya’dan daha lezzetlisi? Diyarbakır gibi kahvaltıda ciğer yedirebilen var mı? Daha biz doyamadık ki yurtdışına çıkaralım.

    Bir diğer taraftan genel sistem arz ve talep dengesi ile çalışıyor. Talep varsa mutlaka arz da vardır. Yurtdışında ünlü olan mutfaklara bir bakın İtalyan mutfağı ülkesini terk edip Amerika’ya yerleşmiş İtalyanlar sayesinde dünyanın her yerinde. Lübnan mutfağı, Çin mutfağı, Tayland mutfağı, Japon mutfağı ve daha niceleri…

    Günün birinde bir yabancı ülke vatandaşı ile Türkiye vatandaşı arasında şöyle bir diyalog olduğunu duymuştum. Yabancı arkadaşımız diyordu ki: “Neden siz iyi İngilizce konuşamıyorsunuz?” Türk ise tarihi cevabı veriyor ve diyor ki: ‘’Biz ülkemizi yabancılar işgal ettiğinde teslim edip kaçmadık da ondan.’’

    Acaba bugüne kadar mutfağımızın yurtdışına çıkmama sebebi, mücadeleci halkımızın ısrarla ülkeyi terk etmemesinden dolayı olabilir mi?

    Sanırım önce tarihimizden bir ders almamız gerekiyor. Tarih, gelecekteki insanlar ders almadığında hikaye kitabı niteliğinde kalır. Ama tarihini okuyan diğer milletler yine aynı insanlar için bir daha tarih yazar ve okutturur. Biz ders alanlardan mıyız yoksa okuyanlardan mıyız seçimi artık yapmalıyız. Atalarımız yayılırken nelere dikkat ettiler en azından onu bilelim. Örneğin gittikleri ülkenin dinamiklerine hem saygı göstermiş hem de kendi alışkanlıklarını öğretmişler. Bugünkü dille buna ‘ürünlerimizde lokalize olmak’ diyebilir miyiz? Mesela gittikleri ülkeye mutlaka bir vali atamışlar. Biz de markamız için bize bağlı bir yönetici atamasını bayimize şart mı koşsak? Atalarımız topladıkları vergilerle, imparatorluğu güçlendirip şanını arttırmışlar. Biz de kazancımızın bir kısmını cebe değil pazarlamaya mı yatırsak? Atalarımız gidecekleri ülkeleri tanımak için önden insanlar göndermişler. Acaba bizde en azından bir pazar araştırması mı yapsak?

    Günümüzdeki büyümeler artık modern stratejilerle oluyor. Haydi tekrar mutfağımızı dünyaya tanıtalım! Kendi markalarımız olsun, insanlar ziyaret etsin, bizim de 20.000 şubeli kahvecimiz, 35.000 şubeli köftecimiz olsun…

    Yolumuz açık olsun…

    dünya gıda
    Paylaşın Facebook Twitter Pinterest Linkedln Tumblr E-Posta
    Abdurrahman ÖZYAVAŞ
    Abdurrahman ÖZYAVAŞ

    İlginizi Çekebilir

    Sürdürülebilir Yenilik

    13 Aralık 2022

    Marka, Kriz ve Kotler

    13 Aralık 2022

    Sabırlı Aileler Merhametli Çocuklar Yetiştirir

    13 Aralık 2022

    Bu içeriğe yorum yapamazsınız.

    Reklam

    Son Yazılar

    Güzellik Merkezi Kurdu, Markasının Değeri 18 Milyon Dolara Ulaştı

    11 Ocak 2023

    Sürdürülebilir Yenilik

    13 Aralık 2022

    Marka, Kriz ve Kotler

    13 Aralık 2022

    Sabırlı Aileler Merhametli Çocuklar Yetiştirir

    13 Aralık 2022
    • Facebook
    • Instagram
    • Twitter
    E-Dergi
    E-Dergi

    Franchise Market Dergisi 21. Sayı

    Franchise Market Türkiye12 Aralık 20220

    Franchise Market Dergisi 20. Sayı

    9 Eylül 2022

    Franchise Market Dergisi 19. Sayı

    5 Mayıs 2022

    Franchise Market Dergisi 18. Sayı

    19 Şubat 2022
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Franchise Market Türkiye; üç ayda bir basılarak kitabevlerinden sanayi odalarına, beş yıldızlı otellerden havalimanlarına kadar birçok noktaya ulaşıyor.

    E-Posta:[email protected]
    Telefon: 0 232 502 3313

    Facebook Twitter Instagram
    Franchise Haberleri

    Güzellik Merkezi Kurdu, Markasının Değeri 18 Milyon Dolara Ulaştı

    11 Ocak 2023

    Sürdürülebilir Yenilik

    13 Aralık 2022

    Güzellik Sektöründe Dünya Markası Olmak İçin Ağımızı Genişletiyoruz

    12 Aralık 2022
    Etiketler
    bayilik veren markalar (19) covid-19 (32) e-ticaret (33) franchise (133) franchise veren markalar (22) franchising (29) gıda (19) kahve (29) marka (63) marka portresi (62) milliyet (36) pandemi (73) pazarlama (25) Selen Deniz (70) sosyal medya (19) teknoloji (25) türkiye (19) yatırım (38)
    © 2023 Tüm Hakları Saklıdır. Franchise Market Türkiye

    Bulmak istediğiniz içerikle ilgili birkaç kelime yazın.

    Oturum Açın veya Kayıt Olun

    Tekrar hoş geldiniz

    Hesabınıza giriş yapınız

    Şifrenizi mi unuttunuz?