Yeni Haberler

    Foodtech Alanına Rehberlik Edecek Araştırma Raporu Yayınlandı

    16 Ağustos 2022

    Bloomberg Çığır Açan Liderler arasında bir Türk kadın

    16 Ağustos 2022

    DASK hakkında 5 soru 5 cevap

    16 Ağustos 2022

    Lezzet yolculuğunda yıl sonu hedefi 100 şube

    16 Ağustos 2022

    Özsüt lezzetleri BONTON ile her an her yerde

    9 Ağustos 2022

    TFI TAB Gıda Subway®️ Markasının Türkiye’deki Temsilcisi Olacak

    9 Ağustos 2022

    “Üreten Kadınlar Güçlü Yarınlar” Projesi İkinci Eğitim Gününü Tamamladı

    8 Ağustos 2022

    Rafineri Cloud Kitchen, Credia Ventures’dan Yatırım Aldı

    8 Ağustos 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Instagram Twitter
    Franchise Market Dergisi
    Login
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
      • Vizyon & Misyon
      • Künye
      • Bayilik Veren Markalar
    • Dergimiz
      • E-Dergi
      • Dergi Abonelik Formu
      • Dağıtım Noktalarımız
    • Röportajlar

      Özsüt lezzetleri BONTON ile her an her yerde

      9 Ağustos 2022

      Seramiğe hayat veren dokunuş

      27 Ekim 2020

      ‘Her çocuk bembeyaz bir sayfa’

      6 Ekim 2020

      İlhamı, Ege Denizi’nin huzur veren mavisi

      22 Eylül 2020

      Kendimi bildim bileli pasta yapıyorum

      8 Eylül 2020
    • Köşe Yazıları
      • Yazarlar
      • Yazılar
    • İletişim
    Franchise Market Dergisi
    Anasayfa»Köşe Yazıları»Sınırda Kişiliğin (Borderline) Sosyokültürel Algılanma Biçimleri
    Köşe Yazıları

    Sınırda Kişiliğin (Borderline) Sosyokültürel Algılanma Biçimleri

    M.Kemal SAYAR- M.Kemal SAYAR27 Ocak 2022Güncelleme28 Şubat 2022Yorum yapılmamış3 dk. Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest Linkedln Tumblr E-Posta
    Paylaşın
    Facebook Twitter Linkedln Pinterest E-Posta

    Alt disiplinleriyle beraber psikoloji ve psikiyatri gibi modern bilimlerde ihtilaf, kaçınılmazdır ve düşünsel aktiviteyi konunun daha güç algılanan bölümlerine yönelmeye ittiği için arzulanan da bir şeydir. Birçok klinisyen ve yakın zamanın düşünürleri, sınırda (borderline) kişilik düşüncesinin klasik ve modern yorumlarını destekleyen metodolojik illüzyonlarıyla ciddi bir şekilde ilk defa ilgilenmiş ve halihazırda bulunan bilginin nihai ve düzenli bir şekilde paketlenmiş olmadığını göstermiştir.

    Günümüze ait sınırda kişilik bozukluğu salgını, yaklaşık son çeyrek asırdır Batı hayatını şekillendiren sosyokültürel iki eğilime atfedilebilir; bunlardan ilki, hatalı ve erken dönem ebeveyn-çocuk ilişkilerini iyileştirmek yerine kötüleştiren sosyal adetlerin ortaya çıkışı ve ikincisi, bu yaygın ilişki problemlerini evvelden beri düzelten kurumların kaybolan gücü. Kararsızlık ve hayatın geneline nüfuz eden bir dengesizlik hali, sınırda kişilik bozukluğuna sahip birinin hayatına değişken ve kontrol edilemez duygular, inip çıkan davranışlar olarak girer. Aşırı fevri ve genelde tahmin edilemez olduklarından diğer insanlar onların etrafında genelde kendilerini rahatsız hissederler ve bunun sonucunda da bu rahatsızlıktan mustarip insanlar aradıkları destek yerine genellikle reddedilmeyle daha sık karşılaşırlar.

    Bu kişilerde keyifsizlik, depresyon ve öz yıkım hareketleri yaygındır. Düzensizlik ve karşıtlığa olan meyilleri, zaten azalmış olan bütünlük hislerini ters yönden besleyip, sağlıksız bütünlük hislerini çoğaltan yeni tecrübeler olarak hayatlarında hem sebep hem sonuç olarak çoğalmaya devam eder.

    Düzeltici Sosyal Geleneklerin Azalışı

    Geleneksel ve organize olmuş toplulukların dokusunda, gençlere hatalarını telafi etmelerini sağlayacak desteği aşılamak vardır. Geniş aileler, ruhani liderler, öğretmenler ve komşular ebeveynleriyle ilişki problemleri yaşayan çocuklara onların yerine geçecek desteği sağlayarak onlara bir nevi rol modelliği sağlarlar. Bu vekaleten yardım gençlerin toplumun oluşturduğu esas norm ve değerlere karşı kabul eder olmalarını sağlar. Dolayısıyla bu makalenin tezi de geçmişte yaşanan değişikliklerin sadece içruhsal dağılmayı ve parçalara ayrılmayı teşvik etmediği ama ayrıca ruha sağlık ve güç veren adetlerin kesintiye uğrayarak borderline patolojisini oluşturan özelliklerin rastlanması ve kötüleşmesine katkıda bulunduğudur. Daha önceden birçokları için sığınak görevi gören toplumun geleneksel kuruluşları tarihsel gücünü ve modern dünya üzerindeki kontrolünü büyük oranda kaybetmiştir.

    Geniş ailenin dağılışı, bekar anne/babaların ve tek çocukların çoğalması ailelerin izolasyonunu körüklüyor. Eskiden çocuklar evde ihmalkarlık veyahut kötü davranışla karşılaştıklarında sıklıkla ailesel veya komşulardan vekil ebeveynlik buluyorlardı. Daha az disiplin ve daha çok şefkatle ebeveynlerin yerine geçen kimseler anne babayla çocuk arasındaki yıkıcı ilişkinin ruhsal zararını tamir ederken, çocukların taklit ve içselleştirme için lüzum görünen toplumsal gelenek ve kişisel değer alanlarında da büyük bir yer dolduruyordu.

    Sosyal adaletsizliğin nüfuz ettiği yerlerde görülen yoksulluk ve kimsesizlikle tezat oluşturan baştan çıkarıcı reklamlar ve alışveriş merkezlerinin oluşturduğu sinir bozukluğu bir yana; bu durumun kötü okullar, yetersiz çevre ve evlerde büyüyen çocuklarda yarattığı düş kırıklığı da kayda değerdir. Gerçeklik her umudu zayıflatırken ve toplumda varoluş müthiş bir şekilde iki yüzlü ve acımasızken insan neden erişilemez amaçlar ardından gitsin ki?

    Böyle çocuklar psikososyal dünyalarında niyet ve zorunluluk yaratmak adına hakiki bir yükümlülük ve gerçek amaçlara sahip olmadan da dağınık ve yönelimsiz kalıyorlar. Durkheim’in bahsettiği ‘anomi’, yani toplumun tasdik ettiği bir anlamdan yoksun olarak kültürce teşvik edilmiş amaçlardan mahrum kalmanın ötesinde, çocuklar ne onaylanmış toplumsal alışkanlıkları ne de topluma dair değerleri bünyesinde barındırıyor. Sonuçta da sınırda kişilik bozukluğunda özellikle görünen varlıklarında amaçsız ve davranışlarında normsuz oluyorlar

    Kısaltılmıştır.

    *Theodore Million (özet, çeviri: Melike Sabak)

    Paylaşın Facebook Twitter Pinterest Linkedln Tumblr E-Posta
    M.Kemal SAYAR
    M.Kemal SAYAR

    İlginizi Çekebilir

    Hekim tarafından verilmeyen kimyasallar kalıcı hasarlara yol açabilir

    26 Temmuz 2022

    2030 Goals and Corporate Social Responsibility

    11 Mayıs 2022

    2030 Hedefleri ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk

    11 Mayıs 2022

    Bu içeriğe yorum yapamazsınız.

    Reklam

    Son Yazılar

    Foodtech Alanına Rehberlik Edecek Araştırma Raporu Yayınlandı

    16 Ağustos 2022

    Bloomberg Çığır Açan Liderler arasında bir Türk kadın

    16 Ağustos 2022

    DASK hakkında 5 soru 5 cevap

    16 Ağustos 2022

    Lezzet yolculuğunda yıl sonu hedefi 100 şube

    16 Ağustos 2022
    • Facebook
    • Instagram
    • Twitter
    E-Dergi
    E-Dergi

    Franchise Market Dergisi 19. Sayı

    Franchise Market Türkiye5 Mayıs 20221

    Franchise Market Dergisi 18. Sayı

    19 Şubat 2022

    Franchise Market Dergisi 17. Sayı

    19 Şubat 2022

    Franchise Market Dergisi 16. Sayı

    19 Şubat 2022
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Franchise Market Türkiye; üç ayda bir basılarak kitabevlerinden sanayi odalarına, beş yıldızlı otellerden havalimanlarına kadar birçok noktaya ulaşıyor.

    E-Posta:[email protected]
    Telefon: 0 232 502 3313

    Facebook Twitter Instagram
    Franchise Haberleri

    Lezzet yolculuğunda yıl sonu hedefi 100 şube

    16 Ağustos 2022

    Özsüt lezzetleri BONTON ile her an her yerde

    9 Ağustos 2022

    TFI TAB Gıda Subway®️ Markasının Türkiye’deki Temsilcisi Olacak

    9 Ağustos 2022
    Etiketler
    bayilik veren markalar (19) covid-19 (32) e-ticaret (31) franchise (133) franchise veren markalar (22) franchising (28) gıda (19) kahve (29) marka (61) marka portresi (61) milliyet (36) pandemi (73) pazarlama (25) Selen Deniz (70) sosyal medya (19) teknoloji (25) türkiye (19) yatırım (38)
    © 2022 Tüm Hakları Saklıdır. Franchise Market Türkiye

    Bulmak istediğiniz içerikle ilgili birkaç kelime yazın.

    Oturum Açın veya Kayıt Olun

    Tekrar hoş geldiniz

    Hesabınıza giriş yapınız

    Şifrenizi mi unuttunuz?