Türkiye’nin turizm markası, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Kapadokya’nın, mağara odaları ve peri bacalarına hakim konumuyla öne çıkan oteli Maya Cave, masal gibi bir tatil yaşamak isteyenlerin ilk adresi oluyor. Yamaca kurulu tesisin sunduğu eşsiz manzaralarla tatil keyfini katladıklarını belirten otel sahibi Erkan Karaköse, Kapadokya’nın büyülü dünyasını keşfedebileceğiniz, gece ve gündüz yapılabilecek aktiveteler hakkında bilgi verdi.
- İsminizde de taşıdığınız “cave” yani “mağara” otelsiniz. Bu çok ilginç bir özellik. Bize biraz otelinizden bahseder misiniz?
Otelimiz Uchisar kasabasının, bütün Kapadokya’ya hakim, doğu yamacında bulunuyor. Yamaçta olduğu için de odaları tepenin içine doğru genişlemektedir. İşte bu tarz odalara “mağara oda” deniliyor. Kapadokya’ya gelen ilk insanlar da buranın volkanik oluşumundan kaynaklı özel durumundan dolayı, evlerini bu kayaları oyarak mağara şeklinde yapmışlar. Hala da bu şekilde evleri olan birçok aile var. Maya Cave’de de bu şekilde odalar bulunuyor.
- Kapadokya, Türkiye’nin yabancı turisti en çok çeken tarihi destinasyonlarından biri. Daha çok yerli turistlerden mi yabancı turistlerden mi konaklama talebi alıyorsunuz?
Kapadokya yaz, kış turizmin devam ettiği bir rota. Doğası, tarihi, yemekleri ile birçok kişiyi yakalıyor. Dünyanın her yerinden insanların gelmek istediği özel bir yer Kapadokya. Bu yüzden ufak bir oran da olsa yabancı misafirlerimizin sayısı daha fazla idi. Ama Covid-19’un turizm üzerindeki etkilerinden dolayı son 2 yıldır otelimizde konaklayan misafirlerin çoğu yerli gezginlerimizden.
- Kapadokya manzaralı masalsı bir terasınız var. Otelin konumundan biraz bahseder misiniz?
Daha önce de belirttiğim gibi otelimiz Uchisar Kasabası’nın doğu yamacında bulunuyor. Kapadokya’da güneşin doğuşunu seyredebileceğiniz en iyi konumlarından biri burası. Bir başka özel durum da tabi rüzgara bağlı olarak, Kapadokya’nın meşhur balonları genelde otelimizin önünde uçuyor. Tabi bu görüntü, Erciyes Dağı’nın arkasından doğan güneş ile birleşince eşsiz bir manzaraya dönüşüyor. Otelimizin konumundan dolayı kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Misafirlerimiz de bu eşsiz deneyimi yaşamalarına vesile olmak da bizi ayrıca mutlu ediyor.
- Kapadokya’nın en güzel zamanı hangisi, gelmek isteyenlere ne önerirsiniz?
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişebilir. Ben Kapadokya’nın sonbaharını seviyorum. Buradaki meyve ağaçlarının, asmaların, özellikle de söğütlerin yapraklarının renk değiştirip, Kapadokya’nın kaya ve toprak renkleri ile bir olması her gördüğümde beni etkileyen bir manzara. Özellikle sonbaharda hafif bir yağmur sonrası vadilerde yürüyüş yapmak çok keyifli olur. Kışını seven de çok. Peri bacalarını karla kaplı görmek, özellikle balon ile bu manzaraya tanıklık etmek de çok güzel. Tabi ki, baharda da ayrı güzel Kapadokya. Ama yaz aylarında gündüzleri biraz sıcak oluyor. Bana soracak olursanız, ben sonbahar derim. Ama dediğim gibi biraz göreceli bir konu bu.
- Kapadokya mağara otelleri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Bu konuda neler söylersiniz? Etnik dokunun korunmasına dair yapılan çalışmalar var mı?
Kapadokya, 1985’ten beri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. O yüzden yöre halkı da bunun bilincinde ve buna göre davranıyor. Tabi ufak tefek kaçak yapılar, inşaatlar olsa da Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Kapadokya Alan Başkanlığı, Nevşehir Valiliği, Nevşehir Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu gibi kurumların sıkı denetimleri sayesinde hemen müdahale edilmektedir.
- Kapadokya’ya gelenlere ‘mutlaka denemelisiniz’ dediğiniz şeyler nelerdir?
Kapadokya’da yapılacak birçok aktivite var ama ben ilk sıraya sıcak hava balonunu koyardım. Güneşin doğuşu ile beraber havalanan balonlar ile peri bacalarının, vadilerin arasında uçmak, pilotunuzun deneyimine göre balonun sepetinden uzanıp meyve toplamak, sabahın sessizliğinde oradan oraya koşan tilkileri yukardan seyretmek çok farklı bir deneyim. Aynı zamanda, Kapadokya’yı keşfetmenin en iyi yollarından biri bu balonlar. Bu aralar popüler olan bir başka aktivite de ATV’ler ile gezmek. Ama, bence, vadilerin içinde yürüyerek, etrafınızın farkına varıp, rotanız üzerindeki manzaraları sindirerek gezmek arada ufak kaya kiliselerini keşfetmek ATV ile gezmekten daha keyifli olabilir. Yapabileceğiniz bir başka şey de atlar ile yapılan geziler. Zaten binicilik deneyiminiz varsa güzel atlar ülkesi olan Kapadokya’dan at ile bir gezi yapmadan ayrılmak olmaz. Tabii gece içinde yapılacak şeyler var. Kapadokya’da “Türk Geceleri” çok meşhur. Mağara restoranlar içinde, canlı müzik eşliğinde, ülkemizin farklı yörelerinin folklor danslarını izleyerek yöresel yemek yiyebileceğiniz bu eğlenceleri de tavsiye ederim. Ayrıca eğer ilgileniyorsanız Kapadokya’nın eşsiz atmosferinde, Mevlevi müzisyenler ve semazenler tarafından yapılan, Sema gösterilerini de izleyebilirsiniz.
