2022 ve sonrası için plan yapmaya başladığınızda, kısa süre öncesine göre bambaşka düşüncelerin ortaya çıktığı bir dönemdeyiz. Enflasyon endişelerini ötelemeye başlayalı o kadar uzun zaman oldu ki, bunun ekonomi, iş dünyası ve şirketinizin karlılığı için ne anlama geldiğini anlamanın gerçek zamanı geldi.
Darrell Johnson, 1989’dan beri franchising sektörü için bilgi ve analiz sağlayan bağımsız bir araştırma şirketi olan FRANdata’nın CEO’su. Kendisinin FRANdata’nın Eylül başındaki Çok Birimli Franchising Konferansı’ndaki yıllık ekonomik tahmin sunumunda belirttiği gibi, önümüzdeki aylarda ve yıllarda faiz oranlarının artması olasılığı yüksek. Peki bu durum franchising için ne anlama geliyor?
Ilımlı Tabloların Arkasındaki Gerçekler
Çoğu ekonomist enflasyonda ılımlı bir artış öngörüyor. Ancak, sadece ABD değil, tüm dünya hükümet tarafından ihraç edilen büyük bir teşvik selinin ortasında. Özellikle çok fazla girdiye bağımlı olduğumuz gelişmekte olan ülkelerde, pandeminin üstesinden gelmenin zorluğu nedeniyle, çözülmesi aylar yerine yıllar sürmesi daha muhtemel olan ciddi ve devam eden tedarik zinciri darboğazlarımız var. Yurtiçinde artan ücret oranlarına baskı ekleyen, işgücü mevcudiyetinde daha kalıcı gibi görünen bir değişim yaşıyoruz. Bütün bunların geçici bir olaylar kombinasyonu olduğunu varsaymaksa oldukça güç.
Sadece ürün ve hizmetler için artan fiyatlar olarak tanımlan makul bir aralıktaki enflasyon doğası gereği iyi veya kötü değildir; daha doğrusu bu aralıktaki rakamlar bir bakış açısı meselesidir, diyor Johnson. ‘Bazı işletmeler için enflasyon, karlılık kaybına yol açabilecek daha yüksek girdi maliyetleriyle mücadele etmek için kısa vadede ürün/hizmet fiyatlarında artışa neden olabilir. Buna karşılık, bu eylemler müşterilerde ve dolayısıyla gelirde rekabet kaybına katkıda bulunabilir. Konut emlakçıları gibi gruplar için fiyatlar daha düşük olsaydı sektörlerinde aksi takdirde gerçekleşmeyecek olan pek çok teşvik faaliyeti söz konusu olmayacaktı.’’
Enflasyonu Tampon Olarak Kullanmak
Şu anda beklenenden daha fazla enflasyona sahibiz. Pandemi, birçok kişiyi enflasyon baskılarının önemini çözümlemeye itti ve böylece bazı sektörlerde ciddi bir üretkenlik artışı yaşandı. İşleri normal olarak yürütemeyenler doğaçlama yapmak durumunda kaldı ve müşterileri farklı odaklarla meşgul ettiler. Teknoloji çözümleri sanılandan daha çok yatırım aldı ve verimlilik elde etmek için evrimsel bir sermaye yatırımı yoluna girildi. Salgından ileri gelen evrim, bir devrime dönüştü ve bu şekilde enflasyonun bazı olumsuz sonuçlarına karşı bir tampon oluşturuldu.
Baby Boomers’ın emekliliğinin hızlandığı ve Z Kuşağı üyelerinin bir dizi ilgi değişikliğine gittiği görülürken ikinci hane geliri olmadan çocuklarına bakmakta güçlük çeken ailelerin sayıca artışı iş yaşam dengelerini tamamen değiştirdi. Sonuç, emek havuzundaki değişimlerin yanı sıra ücret oranlarındaki basit bir artıştan çok daha karmaşık bir hale geldi.
Pandeminin emek ve tüketici davranışları üzerindeki bu etkileri, stratejik sermaye yatırımları yapmanız için bir fırsat yaratıyor. İşgücü gereksinimlerini azaltmak için teknolojiyi kullanmak artık daha çekici hale geldi çünkü tüketici davranışı bu ikameyi daha fazla kabul ediyor ve şimdi sermaye bütçenizi artırmak için başka bir nedeniniz var: enflasyonun bazı sonuçlarından bir tampon oluşturmak.
Çoğu teknoloji yatırımı bir ölçek sorunudur, diyen Johnson ekliyor: ‘Düşük kullanımlı bir tabanla çok şey yapmayı göze alamazsınız. Ancak çok birimli operatörler bu maliyetleri dağıtmak için daha büyük bir tabana sahiptir. Daha fazlasını yapmak için diğer çok birimli operatörler veya tedarikçilerle de ortak olacağınız şüpheli, ancak istihdam zorluklarından kaynaklanan baskıya ve tüketicilerin bu tür ikameleri benimsemeye istekli olmalarına ek olarak, şimdi muhtemelen daha uzun süre gelecek olan ve artan üretkenliğe ihtiyacınız var. Tüm bunlar, üretkenliğe çok daha fazla odaklanmayı sağlar ve bu da daha büyük sermaye bütçeleri anlamına gelir.’’
