Yeni Haberler

    Güzellik Merkezi Kurdu, Markasının Değeri 18 Milyon Dolara Ulaştı

    11 Ocak 2023

    Sürdürülebilir Yenilik

    13 Aralık 2022

    Sabırlı Aileler Merhametli Çocuklar Yetiştirir

    13 Aralık 2022

    İş Planı Neden Önemli?

    13 Aralık 2022

    Ders 6: Hedef Tüketici

    13 Aralık 2022

    Güzellik Sektöründe Dünya Markası Olmak İçin Ağımızı Genişletiyoruz

    12 Aralık 2022

    Gastromasa Konferansı’nda Dünyaca Ünlü Yıldızlar Geçidi

    29 Kasım 2022

    Lojistikte Dijitalleşme Kaçırılmaması Gereken Bir Fırsat

    21 Kasım 2022
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Instagram Twitter
    Franchise Market Dergisi
    Login
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
      • Vizyon & Misyon
      • Künye
      • Bayilik Veren Markalar
    • Dergimiz
      • E-Dergi
      • Dergi Abonelik Formu
      • Dağıtım Noktalarımız
    • Röportajlar

      Aracınız Emin Ellerde

      23 Ağustos 2022

      Özsüt lezzetleri BONTON ile her an her yerde

      9 Ağustos 2022

      Seramiğe hayat veren dokunuş

      27 Ekim 2020

      ‘Her çocuk bembeyaz bir sayfa’

      6 Ekim 2020

      İlhamı, Ege Denizi’nin huzur veren mavisi

      22 Eylül 2020
    • Köşe Yazıları
      • Yazarlar
      • Yazılar
    • İletişim
    Franchise Market Dergisi
    Anasayfa»Köşe Yazıları»Doğanın Dili
    Köşe Yazıları

    Doğanın Dili

    Mustafa BUĞDAY- Mustafa BUĞDAY12 Eylül 2022Güncelleme13 Eylül 2022Yorum yapılmamış3 dk. Okuma Süresi
    Facebook Twitter Pinterest Linkedln Tumblr E-Posta
    Paylaşın
    Facebook Twitter Linkedln Pinterest E-Posta

    Tolstoy, çağımızı özetlemiş; “Yiyordu, içiyordu, uyuyordu, uyanıyordu; ama yaşamıyordu.”

    İnsanoğlunun en büyük zaafı, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanması. Hatta bütün yiyecekleri, hayvanları ve doğayı kendine sunulmuş bir nimet olarak görmesi. İnsan, evren dediğimiz bütün içerisinde, kendini diğer canlılardan ayrı tutuyor. Çevreyi istediği gibi kullanıyor, yıkıyor, yok ediyor. Halbuki insanoğlu bu evrende zincirin sadece küçük bir parçası. Bunu reddederek aslında kendisine bir hapishane yaratıyor. İnsanoğlunun ekosisteme verdiği zararın etkilerinin çoğu artık geri çevrilemez bir hal almaya başladı. Bir an önce aşırı tüketim hastalığından kurtulup gerçeklerin görülmesi gerekir. İnsan ne kendini ne doğayı iyi tanıyor. En azından doğayı tanıtacak temel ve uygulamalı eğitimler verilmesi gerekir. Bunun yolu küçük yaştan itibaren çocuklara hem evde hem okulda ekolojik okuryazarlık eğitimi vermekten, doğanın dilini aşılamaktan geçmektedir.

    Bir cebimizi gıda endüstrisi boşaltırken, diğerini ilaç sanayisine bağışladık.

    İhtiyacımızdan fazla olan her şey zararlıdır. Fazla güç, fazla dinlenmek, fazla yiyecek, fazla üzüntü, fazla korku, fazla sakinlik, fazla öfke, fazla neşe, fazla nefret, hatta fazla iyi niyet…yaşamın özü ve şifası, dengede kalabilmektir. Bütün bunların yanında dünya nüfusunu beslemek gittikçe zorlaşıyor. Ekilebilir topraklar ve ormanlar azalırken dünya nüfusu hızla artıyor. Günde yaklaşık 360 bin kişi doğuyor,150 bin kişi ölüyor. Dünyaya ne kadar zarar verdiğimizi bilmeden bilinçsizce çoğalıyoruz. Her sene dünya nüfusuna 76 milyondan fazla kişi ekleniyor. Dünyanın bu olumsuz gidişatı kaldırması mümkün değil. Bir insan acı duyarsa canlıdır. Başkasının acısını duyarsa insandır. Fakat insan, doğanın acısını duymaz, toprağın yok olduğunu görmezse kendi sonunu hazırlıyor demektir. Hızla modernleştiğimiz bu çağda sağlıklı beslenme pek çoğumuzun sınıfta kaldığı bir ders haline gelmiştir. İnsanlık tarihinde, beslenmedeki değişikler hiçbir zaman son zamanlardaki kadar hızlı olmamıştır. Bu bağlamda, son dönemlerde sıklıkla tükettiğimiz paketli ürünler vasıtasıyla vücudumuza aldığımız birçok gıda katkı maddesi var. Vücudumuzu daha önce hiç alışık olmadığı maddelerle dolduruyoruz ve bu sorun, işlenmiş gıdalar daha yaygın hale geldikçe her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Bir cebimizi gıda endüstrisi boşaltırken, diğerini ilaç sanayisine bağışladık.

    Gıda endüstrisi yalnızca yediklerimize müdahale etmiyor, aynı zamanda nasıl yiyeceğimizi de belirliyor. Küreselleşme, beraberinde pek çok değişimi ve sorunları da getiriyor. Tüm dünyada batı tarzı beslenmenin hegemonyası var. Bu beslenme tarzının en önemli özelliği, yediklerimizin bizi daha çok acıktırması ve yeniden yeme isteği uyandırması. Ülkemizde son yıllarda yeme-içme kültürü gerçekten zor bir dönem geçiriyor ve hızlı dönüşümler yaşıyor. Modern yaşamın hızla yok etmeye başladığı eskinin güzel yemek kültürü bütün baskılara rağmen birkaç esnaf lokanta-restoranda yaşamaya devam ediyor. Zengin mutfak kültürümüzü yaşatabilmek, ancak genç kuşakların adet ve törelerimize önem vermeleri, incelemeleri ve uygulamaları ile mümkündür. Oysa, günümüzde adet ve törelerimize bağlılık ne yazık ki, gittikçe azalmakta, bazı gençler önemli günler ve olaylarla (doğum, ölüm, bayram, ramazan vs.) karşılaştıklarında neyin nasıl ve neden yapıldığını bilemeyerek sıkıntı çekmekteler. Herkesin anneannesinin, babaannesinin ölümü, ne yazık ki manilerin, ninnilerin, türkülerin ölümü gibi, mutfak birikiminin de kaybolup gitmesi anlamına geliyor.

    Paylaşın Facebook Twitter Pinterest Linkedln Tumblr E-Posta
    Mustafa BUĞDAY
    Mustafa BUĞDAY

    İlginizi Çekebilir

    Sürdürülebilir Yenilik

    13 Aralık 2022

    Marka, Kriz ve Kotler

    13 Aralık 2022

    Sabırlı Aileler Merhametli Çocuklar Yetiştirir

    13 Aralık 2022

    Bir cevap bırakın yanıtı iptal et

    Reklam

    Son Yazılar

    Güzellik Merkezi Kurdu, Markasının Değeri 18 Milyon Dolara Ulaştı

    11 Ocak 2023

    Sürdürülebilir Yenilik

    13 Aralık 2022

    Marka, Kriz ve Kotler

    13 Aralık 2022

    Sabırlı Aileler Merhametli Çocuklar Yetiştirir

    13 Aralık 2022
    • Facebook
    • Instagram
    • Twitter
    E-Dergi
    E-Dergi

    Franchise Market Dergisi 21. Sayı

    Franchise Market Türkiye12 Aralık 20220

    Franchise Market Dergisi 20. Sayı

    9 Eylül 2022

    Franchise Market Dergisi 19. Sayı

    5 Mayıs 2022

    Franchise Market Dergisi 18. Sayı

    19 Şubat 2022
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Franchise Market Türkiye; üç ayda bir basılarak kitabevlerinden sanayi odalarına, beş yıldızlı otellerden havalimanlarına kadar birçok noktaya ulaşıyor.

    E-Posta:[email protected]
    Telefon: 0 232 502 3313

    Facebook Twitter Instagram
    Franchise Haberleri

    Güzellik Merkezi Kurdu, Markasının Değeri 18 Milyon Dolara Ulaştı

    11 Ocak 2023

    Sürdürülebilir Yenilik

    13 Aralık 2022

    Güzellik Sektöründe Dünya Markası Olmak İçin Ağımızı Genişletiyoruz

    12 Aralık 2022
    Etiketler
    bayilik veren markalar (19) covid-19 (32) e-ticaret (33) franchise (133) franchise veren markalar (22) franchising (29) gıda (19) kahve (29) marka (63) marka portresi (62) milliyet (36) pandemi (73) pazarlama (25) Selen Deniz (70) sosyal medya (19) teknoloji (25) türkiye (19) yatırım (38)
    © 2023 Tüm Hakları Saklıdır. Franchise Market Türkiye

    Bulmak istediğiniz içerikle ilgili birkaç kelime yazın.

    Oturum Açın veya Kayıt Olun

    Tekrar hoş geldiniz

    Hesabınıza giriş yapınız

    Şifrenizi mi unuttunuz?